Separation traducir inglés
1,365 traducción paralela
Buddy'ye göre deneme amaçlı bu ayrılık ilişkimizi kuvvetlendirirmiş.
Buddy thinks that a trial separation will ultimately strengthen our relationship.
Linda'ya deneme ayrılığı yaşamamız gerekir mi dedin?
You told Linda we should have a trial separation?
Neyse, bir deneme ayrılığı ikinizin de David Buznik'ten daha çok tatmin olmanızı sağlayacak.
Anyway, a trial separation will make you both gain a deeper appreciation for David Buznik.
Bu konuda düşündüm Linda bir deneme ayrılığına çok ihtiyacımız var.
So I've been thinking about it, Linda and a trial separation is exactly what we need.
Hep birlikte suya girdiklerinde aralarında hiç bir ayrım olmaz.
Together, once they all got in the water, there was absolutely no separation between them.
Biraz ayrılık heyecanı yaşıyor.
He's got a little bit of separation anxiety.
Tabii ki, istediğin ayrılma şartları sağlanacak.
You will of course get whatever separation package you want.
Sadece bir süre ayrı yaşayacaksanız, niye babamın eşyalarını çöpe atıyorsun?
If this is only a separation, why are you throwing out all of Dad's stuff?
"Blanche'la olan ayrılığımın acısını atlattım."
I am finally over my separation from Blanche.
Sanırım ayrılacağız.
I think we'll ask for separation.
Ayrılmak mı?
Separation?
Neden ayrılmıyorsun?
Why don't you get a separation?
Boşanma ve korunma emri almalısın.
She should get a separation and a restraining order.
Kısa bir ayrılık gibi kabul ediyorum.
I'll just think of it as a brief separation
Önceleri Hıristiyan katedraliydi. Ortodoks ya da Katolik değil.
In the beginning, it was a Christian cathedral, neither Catholic nor Orthodox, because it was before the separation.
Bu kimsenin kişisel hatası değildi. Bu işin içine girdik ve elimizden gelenin en iyisini yaptık ama bu dağılma ve ayrılmayı beraberinde getirdi.
It isn't anybody's individual fault that we got thrown into this and tried to make the best of it, but that started the break-up and separation.
Neden mesafeler acı verir, tek bildiğimiz ayrı kalmak.
"What pain these distances give... only in separation will we know"
"Ayrılık ateşinde yanıp kavruluyorum..."
"l have burnt in the fires of separation..."
Arada şu sınıflar ayrılığı denen şey var.
There's a separation of the classes involved.
Guatemalalı yapışık ikizlerin ayrılmasını hatırla.
Look at the separation of the Guatemalan conjoined twins.
Beni bu göz alıcı yaratık haline getiren benliğe ve yeteneklere kendi hayatımı anneminkinden ayrı tutarak kavuştum.
Sookie, my whole life, my whole existence... my essence, my being, my ability to be this sparkling creature... standing before you, all this depends on... the complete, total separation of my life from my mother's.
Anladığım kadarıyla dostça bir ayrılık değilmiş.
I understand it was not an amicable separation.
Kanser tecrübesi yaşadı, şimdi de kocasından ayrılıyor.
She's been through cancer, now a separation.
Boşanacak mısınız, yoksa bu da başka bir ayrılık mı?
You gonna get a divorce, or is this just another separation?
Reaktör modülü ayrımı, işaretimle.
Reactor-module separation on my mark.
En azından, çıkış parası falan alamaz mıyız?
At least we get some of that separation pay though, right?
G.tverenler, çıkış parasıymış.
These motherfuckers. Separation pay.
- Ayrılık anlaşması.
- A separation agreement.
- Ayrılık anlaşması mı?
- A separation agreement?
Ayrım işlemi tamamlandı.
Separation complete.
Biz nasıI yıllarca görmediğimiz yakınlarımızla kısa sürede kaynaşabiliyorsak, orangutanlar da hemen sosyal çevrelerine dönebilir.
In the same way that we can take up relationships sometimes after years of separation, so orang-utans can slot back quickly into their own social circle.
- Thunderbird 3 ayrılmak üzere.
Situation update. Thunderbird 3 is about to initiate separation.
Bu ayrılık için beni affet anne.
Forgive me for this separation, mother.
Ayrılmaya karşı oy kullanıyorum.
- No. I vote against separation.
Elizabeth'ten boşanıyorum.
Trial separation from Elizabeth.
'Ama sevgi asla, bu kalpten azalmayacak'.
'We will never be in the weather of separation.'
Son dönemde bir ayrılma söz konusu olduğuna göre son bölüm önemli olabilir.
I'm told there was a separation of residence recently so that last bit will be important.
Anlaşarak ayrıldık.
It was a mutual separation.
İşte, üç kardeşin ayrılığının ve kavuşmasının öyküsünü sunuyoruz. Günün filmi :
So, presenting the separation and union of three brothers.
Öleceğiz! Deprem oluyor! - Deprem mi oluyor?
We're getting a trial separation.
Bazı bürokratik engeller ve Amerikan anayasasındaki saçmalıklar yüzünden devletle kilise birbirinden ayrıldı ; kilise ve devlet İncil tabanından uzaklaştı.
Because of some bureaucratic shenanigans and some nonsense in the U.S. Constitution called the separation of Church and State this class will no longer be called Bible Study.
Geçici ayrılıklardan mı bahsediyordun?
You mean trial separation?
Bir milyar Çinli var, herkes birbirini tanıyor.
One billion Chinese people, two degrees of separation
Yasal olarak.
- It's a trial separation.
Kızının ölümü ve boşanmandan beridir mantıklı düşünemiyorsun.
You've lost it since her murder and your separation.
Ayrılmak istiyorum ve malımın yarısını geri istiyorum.
I want a separation and my share of the property back.
Uyuma aranjmanlarından bahsedelim. Çünkü bence cinsiyetlere göre ayrılmak eski moda.
So let's talk sleeping arrangements,'cause I think gender separation's a little old-fashioned.
ama onlar herşeyi detaylı bir şekilde incelerler.
And their separation attention to every detail.
Bunu elli yıllık bir Kuzey Kore kaçağından duydum ve her şey çok farklı.
I heard it from a N Korean defector 50 years of separation and everything's so different
"Deneme ayrılığı" dedik Mark.
We did say "trial separation," Mark.
Ayrılık fırtınanın ardındaki, bir felaket gibiydi.
Separation was a devastation as eerie as the calm that follows a ferocious storm.