Seven traducir inglés
37,139 traducción paralela
7 yıldır da resmi olarak birlikteyiz.
Been officially together for seven.
Sokak Çocuklarını işittim. O piçler zaten kardeşimi öldürmüşlerdi. Principe'in bölgesine yani Sette Palazzi'ye göz dikmişler.
I heard the Alley kids, those shits who killed my brother, they want to take Prince's spot at the Seven Buildings.
Söyledim ya, yapabilir Sette Palazzi'yi alabilir.
I thought he could get the Seven Buildings.
Sadece Sette Palazzi dışında orası Scianel'in oğlu Lelluccio Magliocca'nun olacak.
But the Seven Buildings, Prince's spot, should go to Lelluccio Magliocca, Scianel's son.
Artık kendi satış bölgen var, Sette Palazzi senin!
Now you have a spot of your own, the Seven Buildings.
Bir tane de Sette Palazzi için!
Another toast. To the Seven Buildings!
7 Yıl boyunca bu ölüm kokan yerde hapis hayatı yaşadım üstelik sürekli kıçımdan ayrılmayan o suratsız annenle.
For seven years I've been walled up in here with this stink of death and your ugly mother always on my back.
Sette Palazzi'yi almak hoşuna gidecekti değil mi Lelluccio?
You liked the idea of the Seven Buildings spot?
Hiç aklına gelir miydi, 7 yıl yattıktan sonra seni bir köpek gibi öldüreceğim?
Ever think I'd kill you like a dog after seven years?
Sette Palazzi'yi sana verdim problemlerinin benimle ne ilgisi var?
I gave you the Seven Buildings, I want no part of your problems.
7 yıl şerefsizin biri için o bok çukurunda yattın, yine mi dönmek istiyorsun?
Seven years in a shithole, you want to end up in another one?
Boka saplanan 7 yılın intikamını almam lazımdı.
I wanted revenge, I hadn't had a screw in seven years.
7 sene boyunca seni düşündüm durdum. Kokunu, dudaklarını, gözlerini.
I've been thinking about you for seven years, about your scent, your mouth, your eyes.
Seninle birlikte ben de hapisteydim o yedi yıl boyunca.
I've been imprisoned too, seven years, like you.
Artık Sette Palazzi'yi almamıza kimse engel olamaz.
Now we'll take the Seven Buildings, no one can stop us.
Onun oğluna Sette Palazzi'yi verdin.
You gave her son the Seven Buildings dealing spot.
Seni daha çok seven bir köpek ister misin?
Do you actually want a dog that loves you a little bit more?
Bunlari gerçekten seven birine tüm paketi yememiz için ihtiyacim var.
So, I need to eat the whole bag today with someone who really, really likes them.
Avukatın gelmesinin zorunlu olmasından önce hala bir saat ve yedi dakikamız var.
Yeah, we still got you for an hour and seven minutes before the presence of a lawyer is mandatory.
Olayları noktalamayı bu kadar seven bir tür hiç görmemiştim.
I've never felt a species so in love with closure.
Herkes yedide burada oluyor.
Okay, but everybody else will be here at seven, so...
- Yedi yaşımdan beri.
- Since I was seven.
Komik, gülmeyi seven birini. Tabii ki zeki, muhtemelen benden daha zeki.
Someone who's funny, likes to laugh, smart, of course, smarter than me, probably,
Sonra 7 yıl birlikte olduk.
Once. And then we dated for seven years.
Tıp okulunda 7 yıl okudum, tamam mı?
Seven years of medical school, okay?
Delvarianların gezegeninin yedi kayıp bölümünü listeledim.
And I just finished cataloguing the seven lost tomes of the Delvarian homeworld.
O muhtemelen, şey, bilemiyorum şimdiye kadar boyu yedi karış uzamıştır.
He's probably, like, I don't know, seven feet tall by now.
Beş, altı, yedi, sekiz!
[Ginger] Five, six, seven, eight!
Bunu söylediğine sevindim. Çünkü kazak giyen, Honda seven, inek babamı özledim.
I'm glad to hear you say that, because I miss my sweater-wearing, Honda-loving nerd bomber dad.
Sürpriz şekilde, onun 7 puan gerisindeyim.
By some miracle, I seem to only be trailing him by seven points.
El işi seven bir psikopat bizimle oynarken, öylece durmayacağım. Beni dinle.
And I'm not gonna wait around while some craft-loving psychopath toys with us!
King Kong Yedi.
King Kong Seven, uh...
Gelin, neden yedi yıldır kasaba geçit töreninde geçit öncüsü seçildiğimi görün.
Come see the reason why I was named the grand marshal in the town parade for seven years running.
Ama şimdi bir erkek kardeşe bir anneye bir kız kardeşe ihtiyacım var. Ve bir de mitolojik sanatları seven birine. Tanrıları ve Yunanlıları.
But now I need a brother, sister, mother at my call, someone who's adept at the mythic arts, the gods and the Greeks, the stone-cold freaks who tell the tales of witchery and long-lost grails.
- Kalçamda böyle bir acı var
- Seven. - Such a pain in the ass.
Ve o aptal bir çocuğu öldürdü kızımı seven iyi bir çocuğu.
And that fool killed a good man, and that good man loved my daughter.
Yedi yıl oldu.
It's been seven years.
Yedi yıldan sonra eminimdir herhalde.
I think I'd know after seven years.
Yedi yıldır birlikteyiz.
We've been together for seven years.
Galen, diğer tanıklardan yedi tanesini ve Angela'nın babasını görmeye gitmiş.
Galen went to see seven other witnesses and Angela's father.
Bunu beklemiyordum.
I did not see that coming. Seven?
Bunlar çok kafa karıştırıcı ve bana daktilo kullanmayı seven bir doktor olduğunu gösteriyor.
This is all very intriguing, but all it tells me is that there's a doctor who liked using a typewriter.
Sanırım o, şu aşırı seven insanlardan.
[stammers] I think he's one of those people who loves too much.
Bu birkaç kelime yanlarında yedi yıl hapis cezası getirir.
Those few words come with a seven-year prison term.
Delil çalmak. Bir yedi yıl daha.
Theft of evidence, another seven years.
Geçen sefer yedi sağlık çalışanı beni görmeye geldi. Yedi farklı kişi geldi ve yedisi de aynı soruyu sordu.
Oh, last time I had seven visits from health workers and seven different people came, and they all asked me the same questions.
Bu benim ailem... Beni seven insanlar.
That is my family... people who love me.
Bir dakika, bu sandviçleri seven kimi tanıyordum ki ben?
Wait, who do I know that likes rice sandwiches?
Kate'le ben, o yedi aylık hamileyken süpermarkette dolaşıyorduk arabaya koymak için Coco Pops aldım.
Me and Kate, she was seven months pregnant, were walking around the supermarket, right? Walking around... and I got some Coco Pops to put in the trolley.
- Yedi.
- Six. - Seven.
- 7.
- Seven.