English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ S ] / Shame

Shame traducir inglés

13,719 traducción paralela
Bu çok ayıp.
It's a shame.
Now, I'm Nesbit No shame with no game
Now, I'm Nesbit No shame with no game
Çünkü ediyorsa pes etmede utanacak şey yok.
Because if so, there's no shame in calling it quits.
Utanç on yıl ve iki çocuk daha sonra.
Shame it's 10 years and two kids later.
Hiç geçinememiş olmamız çok kötü.
It's a shame we never got on right.
Kardeş misiniz?
♪ That would shame... Are you sisters?
Yazıklar olsun size.
Shame on you.
Sıra dışı fikirleri vardı. Yine de ona yazık oldu.
His ideas were quite eccentric, but still, it's such a shame what happened.
Gelememen kötü oldu.
It's a shame you could not come.
utanç, suçluluk pişmanlık.
Shame, guilt. Regret.
Tüh.
- Shame. - Uh...
Ofis sessiz olacak... MUHASEBE tatsız olacak.
The office is gonna be a bit quiet which is gonna be a shame.
bunun için gömlek daha az.
Yeah, good shoes, too, but shame about the shirt.
Ne yazık.
That's a shame.
Kızı elimizde tutamayacak olmamız çok yazık baba.
Goddamn shame we can't keep her, dad.
Hakaret ve utanç içinde bir hayat seçebilirsin peki bize ne olacak?
You may choose a life of insults and shame but what about us?
Hiç utanman yok mu?
Have you no shame?
"Yavaş yavaş öp ve soy beni." "Bana bakma, yalan söyle, sakın deneme... hoşçakal." "Rol yapma, kontrolü ele almaya çalışma, beni bırak... hoşçakal"
Remove this cloth of shame / shyness slowly slowly.
"Yavaş yavaş öp ve soy beni."
Remove this cloth of shame / shyness slowly slowly.
Utandın mı?
Shame.
"O kişiyi son günde yargılayacak olan, söylediğim sözdür." [Yuhanna 12 / 48] Anneciği onu cezalandıracak şimdi!
Um, those are words and that's a moment and time that these children will never forget, um, and that is a shame.
Utanılacak bir şey yok.
No shame in it.
Yaptığınız onca önemli şeyden sonra bütün övgüyü başkalarının alması utanç verici.
You know, it's just a shame that y'all don't get credit for all these high-profile things that you do.
Gitmene çok üzülüyorum.
It's a shame you're going.
Çok yazık.
It's a shame.
Çok yazık.
Well, that's a shame.
Boşuna gittiğini görmek utanıyor.
Shame to see it go to waste.
Lanet olsun.
Damn shame.
Yazık olmuş.
Shame.
Bazen bir utanma geliyor ki altında ezilecekmişim gibi,
Sometimes, there's this shame that almost breaks my back,
- Yazık.
- A shame.
"Acıyla haykırırlar ve utançları o kadar büyüktür ki alevleri hissetmezler çünkü artık sakladıkları tek bir günah bile olmasa kurtulacaklarını bilirler."
They scream in agony and their shame is so great, they do not feel the flames, for now they see if not for a single sin they concealed, they were saved. "
Bu korkunç bir şey.
Well, that's a damn shame.
Utanma yetersizliğin güçlü bir duygudur bizim bir şey yapmamızı önleyen.
Shame isn't a strong enough emotion to stop us doing anything at all.
Dönüşünün daha neşeli bir ortama denk gelmemesi ne yazık.
It's a shame that your return is not under more festive circumstances.
Yazıklar olsun size, bayım.
Shame on you, sir.
Ne yazık.
Such a shame.
Ne yazık O iki kişi sen ve beniz
♪ What a shame those two are you and me
Ama kendini utançla yiyip bitirdiğine inanıyorum, kendisini sorumlu hissettiği. trajik bir olayı tetiklediğini düşünerek.
But she is consumed with shame I believe, prompted by a tragic event that... that she feels responsible for.
Kırılmış bir adam olmanın utanılacak bir tarafı yok.
There's no shame in being a broken man.
Bu durum kuş için de bir utanç.
It is a shame to do so for the bird.
Ayrılmamız kötü oldu halbuki onu çok beğenmiştim.
It's a shame and I really liked him.
- En berbat utanç yürüyüşüydü.
- The most awful walk of shame.
- Bu akşam Londra'ya dönmek niyetindeyiz.
We're meant to be headed back to London this evening. Oh, that's a shame.
Kafese kapatılmak zorunda olması ne yazık.
It's a shame she has to be caged up.
Seni ne zaman almaya başladım bilmiyorum, Ama bana utanç veriyor.
I don't know when I started taking you for granted, but shame on me.
Yazık olmuş.
well... What a shame.
- Durmayacağız. - Ama utanmaktan korkuyorsun.
- ♪ We won't ever stop ♪ - ♪ But you're still afraid of the shame ♪
3 yıl boyunca, bundan utanmıyorum.
3 years. No shame.
Bahçenin yok olması yazık olur.
It'd be a shame to abandon the garden.
Yazıklar olsun!
Shame on you!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]