Shelby traducir inglés

- Tommy Shelby ile baş edemem mi sanıyorsun?

You think I can't handle Tommy Shelby?

- Bay Shelby, efendim.

Mr Shelby, sir.

Ada'yı piçine hamile bıraktırdın çünkü o bir Shelby.

You loaded Ada with your bastard because she's a Shelby.

Ben, memur Zack Shelby, bu da şerif Alex Romero.

Deputy Zack Shelby. This is Sheriff Alex Romero.

Bu, şerif Romero ve memur Shelby.

This is Sheriff Romero and Deputy Shelby.

Kasabada memur Shelby ile buluşacağım. Bu kıyafet, çok zorladığımı mı gösteriyor?

Does this top look like I'm trying too hard?

Shelby bir orta yaş kriziydi.

BRICK : Shelby was a midlife crisis.

Eğer Shelby'le olmak istiyorsan, hiç birşeyi takma, Shelby'le ol.

If you want to be with Shelby, screw it, be with Shelby.

Shelby, Artık gizli saklı buluşmak istemiyorum.

Shelby, I don't want to sneak around anymore.

Babamın resepsiyonisti.

This is Shelby, my daddy's receptionist.

Shelby. AnnaBeth genç, bekar ve servet avcısı kadını bulmamı engellemeye çalıştı. Çünkü servet avcısı kendisi.

Shelby, AnnaBeth is young, she's unattached, and she discouraged me from finding the gold-digging trollop, because the gold-digging trollop is her!

Shelby.

Shelby.

- Shelby neyin peşinde bilmiyorum...

Now, I don't know Shelby's game...

- Shelby'yi tanımıyorum.

I don't know Shelby.

Evet, ben Shelby.

Yeah, this is Shelby.

Raylan Givens, madem buraya kadar gelecektin neden Shelby'yi beni tekrar alması için yolladın ki?

Raylan Givens, if you were coming down here anyway, why have Shelby drag me in again?

- Seni Shelby mi yolladı?

Did Shelby send you?

Shelby'yi daha 15 dakika önce gördüm, böyle bir şeyden bahsetmedi.

I just saw him not 15 minutes ago. He didn't mention anything.

Shelby'ye hâlâ tam olarak güvenmiyorum.

I still don't entirely trust him.

- Sen misin, Shelby?

Is that you, Shelby?

Hunter ve Shelby, Ollie Kemp denen çocuk yüzünden buraya ilk geldiğimde bana göz kulak olmuşlardı.

Hunter and Shelby looked after me when I first come here, on account of that kid, Ollie Kemp.

Birçok kişi çocuğa yaptıklarımdan ötürü canımı yakmak istiyordu ama Shelby ve Hunter bana arka çıkmıştı.

A lot of people were looking to put a lot of hurt on me'cause of what I did to that kid, and those two were just partnered up.

Hatta Shelby, Hunter için işinden olduğunda bile, bana göz kulak oldukları için...

Even when Shelby took the fall for Hunter,

Shelby ne yaptı dedin?

Shelby did what?

Tüm gözler şerif departmanının üzerindeydi ama Shelby tüm sorumluluğu üstlenip günah keçisi oldu.

There was all these hard eyes on the sheriff's department, but Shelby took the heat... You know, just acted the scapegoat.

İşte o zaman Shelby madende güvenlik görevlisi oldu.

That's when Shelby got into mine security.

O zaman bile Shelby benim için polis akademisiyle görüşmüştü.

And even then, Shelby put a word in for me at the academy.

Şerif'in adamlarından birinin aldığını düşündüğümde Shelby'ye yardım istemeye gittim... -... ama kız ortadan kaybolmuştu.

When I thought that the sheriff's department picked her up, I went down to Shelby and I asked for his help, but she vanished.

- Shelby'yle ilgili olan.

No, about Shelby.

Shelby ve adamlarının yanına gittim kayıtları inceledik ama bir şey bulamadık.

I went to him and his deputies. We looked up the records, but there's nothing on her.

- Shelby, Ellen May'in hayatta olduğunu biliyordu? - Evet, biliyor.

Shelby knew that Ellen May was alive?

Şerif Shelby?

- Yes. Him.

Bizim şerif Shelby senin Ellen May'i aradığını biliyor muydu?

- Sheriff Shelby? My Sheriff Shelby knew that you were looking for Ellen May?

- Shelby'nin bizden kurtulmak için fırsat kolladığını biliyorsun.

Now, you know Shelby's been angling to get out from underneath us.

Shelby'le konuşup neler bildiğini öğreneceğim.

I'm just gonna have a conversation with the man and see what it is he knows.

Shelby?

Shelby?

Arabada gelirken, Shelby'ye konuşmayacağını söylüyordun.

In the car, on the way up, you were telling Shelby you'd never talk.

Shelby pisliğin teki ve onu yakalayacağız.

He's a bad guy, and we will get him.

Keith Summers'a olan, memur Shelby'ye olan her şeyi biliyorsun.

Everything that happened with Keith Summers, with Deputy Shelby.

Bir süre önce, Shelby'nin aslını yitirmesinden şüphe duymaya başlamışım.

I began suspecting Shelby of being corrupt a while back.

Bu olay, Shelby ve Keith Summers arasındaki bir çatışma ile aynı zamana denk gelmiş ve Shelby, Keith'i öldürmüş sonra da cesedini denize atmış.

This coincided with a violent confrontation between Shelby and Keith Summers, in which Shelby killed Keith, and then he threw his body in the bay.

Kızı Keith'in teknesine saklıyormuş ben de Shelby'yi bu konuda sıkıştırıyordum.

He was hiding her on Keith's boat and I was starting to close in on him at this point.

Shelby, kızı başka yere götürmeye çalıştı.

Shelby tried to move the girl.

Bu silahla Zack Shelby'yi ben öldürdüm. Öyle mi?

I kill Zack Shelby with this gun.

Shelby, Jiao'yu ormanda vurduğunu söylemişti.

Shelby said he shot Jiao. In the woods.

Keith Summers ve Memur Shelby skandalını.

The Keith Summers, Deputy Shelby scandal.

Memur Shelby?

Deputy Shelby?

- Ne için?

I'm meeting Deputy Shelby in town.

Bu Shelby.

Mm.

- Shelby değil.

- Not him.

Kızlardan biri Shelby'ye aitti.

Shelby had one of the girls in his possession.