Shoes traducir inglés
18,549 traducción paralela
Yukarı çık ve annenin dediği gibi o güzel ayakkabılarını giy ki babanın cenazesine gitmek için hazırlanalım.
Go upstairs and put your shoes on like Mama told you, so we can get ready to go to Papa's funeral.
Cüce ayakkabılarını yabancı erkeklere göster.
Showing your leprechaun shoes to dodgy men.
Yolculuğun geri kalanında rahat olmak için izin istiyorum.
Requesting permission to kick off my shoes for the rest of the ride.
Ya da ayakkabılardan.
Or shoes.
Ayakkabılarımı al.
Grab my shoes. Grab my shoes.
Kadınlar asla ayakkabılarını mahvetmek istemezler.
None of the women want to ruin their shoes.
Güzel ayakkabılar.
Nice shoes.
♪ kulaklarınızdan ayakkabılarınıza ♪ ♪
♪ From your ears to your shoes a
- Ayakkabılarınızı çıkarın.
- Sir, you take off your shoes.
Tamam, ayakkabılarımı çıkarıyorum.
Ok, I take off my shoes.
Ayakkabıların hoşuma gitti.
I like those shoes.
Ayakkabılarını çıkarmayı unutma.
Remember to take off your shoes and dry them well.
sen benim yerimde olsan ne yapardın Charlie?
What would you do if you were in my shoes, Charlie?
Şelaleyi ilk duyduğunuzda ne kadar yakındınız bilmiyorum 1 yada 2 mil onları şu anda duyabiliyorum.
Knows Niagara better than the average man knows his own shoes. When you first heard the falls, how close were you? Uh, I don't know a mile or two.
Islak ayakkabılar gününüzü mahvedebilir.
Wet shoes will ruin your day.
Ayakkabılar yeri kirletir.
Shoes make floors dirty.
bunun için gömlek daha az.
Yeah, good shoes, too, but shame about the shirt.
Dans ayakkabılarınız var mı bebeğim?
You got your boogie shoes on, baby?
Pekâlâ adamım, bıçağı, kıyafetleri ve ayakkabıları istiyoruz şimdi.
All right, my man. All we need now is the knife and clothes and shoes.
Sayın Başkan, umarım ayakkabılarınız rahattır.
Mr. President, those better be comfortable shoes.
Devam et.Ayakkabılarını çıkar.
Go on. Shoes off.
Aslında o ayakkabıların içinde müşterilerin kredi kartları bulunuyor.
The customer's credit cards are in those shoes.
Bu ayakkabılar tekrar oyun mağazasına teslim edilir.
The shoes are delivered to the backdoor of the gaming zone.
Kredi kartları ayakkabıların içinden alınarak, aynı paketle birinci çoçuğa verilir.
They give the credit cards from the shoes... To the child that brought the toy.
Bale ayakkabılarımı yaktım.
Oh, I cremated my pointe shoes.
Ayakkabılarını giy!
Put your shoes back on right now!
Ayakkabılarına gazete sıkıştırırdın.
You used to wear newspapers in your shoes.
İngiltere'den sana ısmarladığım ayakkabılar nasıl oldu?
Hey, how are the new shoes I ordered you from England?
Ayakkabılar nasıl?
How are the shoes?
- O... Kural kitabına baktım, ayakkabına konusunda bahsettiğiniz kitaba ama makyaj veya saç rengi konusunda bir kural bulamadım.
I checked the rule book... the-the one you mentioned about brown shoes... and I couldn't find anything about makeup or altering hair color.
# Bir kıyafet giyip Kahverengi ayakkabı giymememi söylüyorsun #
♪ You wear a dress ♪ ♪ And tell me not to wear brown shoes ♪
Şarkının adı "Kahverengi Ayakkabılar".
This is called "Brown Shoes,"
# Bir kıyafet giymemi ve Kahverengi ayakkabı giymememi söylüyorsun #
♪ ♪ You wear a dress and tell me not to wear brown shoes ♪
Ayakkabımın üstüne yaptın!
That's on my shoes!
Ayakkabılarım. Kahretsin.
My shoes.
Ayakkabılar.
They're shoes.
Ayakkabıların da her zaman cilalı.
And your shoes are always polished.
Ayakkabı yapmayı severim.
I like making shoes.
Çok güzel ayakkabılar.
Very nice shoes.
Sen gelmeden önce Texas'ın Doğusunda benzinlikte kızı yemeksiz, susuz, parasız, ayakkabısı olmadan bıraktı.
It just happened before you came. East Texas, gas station. No food, no water, no money, no shoes, no shit.
Lanet olası ayakkabılarını giy.
Put some fucking shoes on.
Ayakkabılarını giy diyorum.
Put some damn shoes on.
- Ayakkabılarımı sorsana.
- Oh, ask me about my shoes.
- Tamam, ayakkabılarını anlat o zaman.
Hey, well, tell me about your shoes.
- Peki ayakkabıları hangi şirket üretiyor?
So which company is making these shoes?
Sana ayakkabılarını giymeni söylemiştim.
I told you to wear your shoes.
Kızımın ayakkabılarını silmek için uygun değilsin.
You're not fit to wipe my daughter's shoes.
Hayır. Ve ben Tanrı'nın da aynı şekilde hareket edeceğinden eminim.
Do you want me to step on it with my shoes or without my shoes?
- Ne? - Evet.
Oh, you can... you can take off your shoes if you want.
Siyah ayakkabım yok efendim.
I don't have black shoes, sir.
Kendini onun yerine koy.
Put yourself in his shoes.