Sistem traducir inglés
5,494 traducción paralela
Yerel bir sistem.
It's a local system.
Sparks, sistem kontrolü yapan bir kod girmiş.
Sparks inserted code that flipped it into a systems check.
- Ben de istemiyorum ama bir sistem kontrolü yapmak zorundayız.
I don't either, but we need To do a systems check.
Babam sadece sistem kontrolü yapılacağını söyledi.
My dad said it was just a systems check.
- Öyle olduğunu biliyorum. - Bence sistem bize karşı taraflı.
I think the system is slanted against us.
Öğrencisinden İslamcısına, İslamcısından işçi partisi üyesine protestocular birçok farklı seçmen grubunu temsil ediyor. Ama hepsi bu hanedan veraset sistemine karşı kızgınlıklarında birleşmiş durumda. Bu sistem sözüm ona Abbudin celladının oğlu Jamal Al Fayeed'i başbakan olarak başa geçirdi.
From students to islamists to members of the labor party, the protestors represent many different constituencies, but all are united in their frustration at the dynastic succession that has installed Jamal Al Fayeed, the son of the so-called butcher of Abbudin,
Bu sistem, biz gelmeden önce yok ettiğiniz Espheni'nin savunma tedbirleri için yaptığı karıştırıcı aygıtın yanına yapılıyor.
That grid, along with the Espheni jamming device you destroyed before my arrival, were defensive measures.
- Sistem işe yarıyor!
The system works!
- Yaşasın sistem!
All hail the system!
Sistem dediğin bu mu?
Shut up! This is your system?
Sistem, işe yaramıyor.
The system... Does not work.
Zincirleme reaksiyon başlattı. Sistem çöküyor.
- It's started a chain reaction.
Böylece sistem çıkış yolu bulacak ve patlama yukarıya kadar sıçramayacak.
To try and vent the system So the blast goes up and not out.
Bu yüzden şimdi tüm sistem çalışmıyor.
- Now the entire system's down.
Happy, sistem kararlı çalıştıktan sonra POST kontrolü için bir betik yaz.
Happy, script a POST check after the system's stabilized.
Brooks'a bir email attım, linke tıklarsa sorunlu yazılım hiç indirilmemiş gibi sistem çalışır duruma gelecek.
I e-mail it to Brooks, he clicks a link, and the system is up and running as if the corrupted software was never downloaded.
Sistem başarısız olduğunda birbirimize en çok ihtiyaç duyduğumuz zaman da budur.
And when systems are failing, that's exactly when we need each other the most.
Uyarı, sistem hatası.
Warning-system-failure.
- Ana sistem kafanda mı?
~ Mainframe in your head?
Sistem geciktirilmişe benziyor.
Right, the system looks like it's time-delayed.
- Mümkün değil. Çünkü sistem atom saati ile çalışıyor.
Well, that's not possible because the system is linked to an atomic clock.
Dolayısıyla sistem, evrimsel anlamda bu ani, yüksek seviyede işlenmiş şeker bolluğu ile başa çıkmak üzere oluşturulmamış durumda.
And so the system, in an evolutionary terms, is not really set up to deal with this sudden abundance of highly refined sugar.
Gerçek kanıtlarla sistem kendini koruyor.
Mere proof that the system protects itself.
Bizi guvende tutmak adina Amerikan halkini gozetleyen gizli bir sistem. Ama bu sizan belgelerle birlikte, bu sistem oldu diyebiliriz. Buna benzer diger sistemlerle rekabet etme sansi da ortadan kalkmis oldu.
A secret system to spy on Americans in the name of keeping us safe, but with this leak, that network is a good as dead, along with any chance it had to compete with any other such system,
Notilus bulmacasini yaratan sistem de dahil.
including the one that created the nautilus puzzles.
Tüm sistem iskambil kağıdından evlere benzer.
This whole system becomes a house of cards.
Hata bulma işleminle sistem çökerse 17,5 saatte erime gerçekleşir ve sistemi sıfırdan tekrar kurmaya yeterli vaktimiz olmaz.
If your diagnostic crashes the system, then we have a meltdown in 17 ½ hours, and we might not have enough time to rebuild the system from scratch.
Sistem hazır olmadan Collins yüklemeyi yaparsa erime şimdi gerçekleşir!
If Collins runs the download before the system's ready for it, we have a meltdown now.
Sistem kontrolünü başlatır başlatmaz oldu.
It happened right after I-I ran the system check.
Son soğutma sistem kontrolünde telsiz konuşmasını kaydetmiştim.
I recorded radio chatter about it last cooling system check.
Sistem 20 dakika önce otomatikten manuele döndürülmüş.
This override was just switched to manual 20 minutes ago.
Truva atı yerleştirmiş. Happy'nin sistem testini çalıştırdığında aktif olacağını biliyordu.
He planted a Trojan horse he knew would be triggered once Happy ran the system test.
İşin aslı benim niteliklerime sahip bir adam yaş gününü yalnız kutluyorsa sistem bir noktada başarısız olmuştur.
When a man with my skills celebrates his birthday entirely alone, then the system failure in some joints.
Tamam, sistem kendini yeniden başlatmadan önce 6 dakikanız var.
Okay, you've got six minutes before the system
Sistem kurulumu yapılıyordu.
The system was mid-reboot.
Diğer taraftan, kapitalist sistem tarihteki en büyük bunalımla karşı karşıyaydı ve siyasal yapı kendi çıkarlarını artık koruyamıyordu.
However, the capitalist system faces the greatest crisis in its history and the political establishment can't protect its interests anymore.
Endüstriyel öz-yönetim denen bu sistem faşizmin ufkundaki Alman tekelci-bujrjuvazisinin mutlak diktatörlüğüydü.
This so-called system of industrial self-management was the absolute dictatorship of the German monopole-bourgeoisie within the scope of fascism.
Neo-Naziler kendilerini sistem karşıtı parti olarak tanımlıyor yoksulun ve temel haklardan mahrum kalanların yanında...
The neo-Nazis present themselves as an anti-systemic party that is fighting for the poor and the unprivileged.
Faşizm bir kez daha sağlıklı bir siyasal sistem içinde değil de... demokrasinin bir parodisinde ortaya çıkıyor.
Once again, Fascism does not appear in a healthy political system but in a parody of democracy.
güzel.Marcus Greene'e böyle söylerim sistem kaynak yetersizliğinden dolayı ölen kızına adalet sağlayamadı derim artık!
Fine. I'll tell Marcus Greene that the system can't be bothered finding justice for his dead daughter!
sistem kimseyi rehabilite edemez mi?
Once you're in the system, you can't be rehabilitated?
- Sistem çok bozuk.
The system is rigged.
Hayır, sistem içinde yolunu bulacaktır.
No, it's gonna find its way through the system.
O sistem sadece Maliye Bakanı'nın IPsine bağlı.
That terminal's configured to only connect With the treasury's ip.
Umarım sistem oturumumu kapatmamıştır.
I hope the system hasn't logged me out.
Hala sistem verilerini kurtarıyorum.
I'm still restoring systems data.
Sistem çalışmayı durdurdu.
And the system... Stop... Stop working.
Sistem çöker.
The system crashes.
Bu sistem çalışıyor.
The system works.
İnanılmaz bir sistem hatası var gibi görünüyor.
Sounds like there was a catastrophic system failure.
Courtney, bir sistem analistidir.
Courtney's a systems analyst.