Slide traducir inglés
3,662 traducción paralela
Lütfen kimliğinizi kapının altında atın bayım.
Slide your I.D. under the door please, sir.
Sert kelimelerin yan yana gelip oluşturduğu cümleler yerine,... gelin ve damadın yeni hayatlarını kutlamak için bir slayt gösterisi hazırladım.
In lieu of words strung together to form sentences, I have prepared a slide show to celebrate the life of the bride and groom.
Onursuzluğunu bağışlatman için sana şans vereceğim.
I'll let your disgraceful behavior slide.
- Bu seferlik izin vereceğim.
I'll let it slide this time.
... kımıldatabilirsek, pencere aralanır ve sen kolunu sokup kilidi açabilirsin.
Just enough on the left side, it opens a crack and you can slide your hand in there and unlatch it.
Kulesi de olan kocaman bir salıncak alırız kaydırak da olur.
We'll get a big swing set with a tower thing and a tube slide.
Mavi çigiye kadar hızlanıp, sonra fren yaparak kaymak zorundaydık.
We had to accelerate up to the blue line, then brake and slide.
- Mesela kayma veya yanlama yaparsan yani?
What if you, like, you know, slide or drift around?
Aman kayma.
Slide.
Çapraz adım, kaydır değiştir ve çifte at!
Cross and slide. Change... and kick.
Her şeyi akışına bırakmamı takdir ediyorum.
I appreciate I've let things slide.
Hey, bana kaymayı öğretir misin şimdi?
Hey, can you teach me how to power-slide now?
Bebek hemen kayıp gelecek.
The baby slide right out, huh?
Şu parça kayıyor olmalı.
This piece should just slide out.
İçine koyalım. Tamam.
Yeah, just slide her on in.
Leon, bu adamları kızdıracak ne yaptın?
But I have to ask you to let it slide. Leon, what did you do to piss these guys off?
Bir hayatın mahvolduğunu izlersin ama yapacak hiçbir şeyin olmaz.
To see a life slide away and there's nothing you can do to stop it.
Onu durdurmak için hiçbir şey yapmadan Edith'in skandal bir hayata başlamasına izin vereceğimi düşünmüş olamazsın.
You can't imagine I would let Edith slide into a life of scandal without lifting a finger to stop her?
Kongre Üyesi olsun ya da olmasın, bunu oluruna bırakmayacağım.
Congressman or not, I'm not gonna let it slide.
Otelimdeydim ve derim soyulmaya başladı. Lime lime. Ta ki geriye hiçbir şey kalmayıncaya kadar.
I was in my hotel, and my skin... it just started to slide off, strip by Strip, until there was nothing left.
- Kaya kaymasına neden olacak!
She's gonna cause a rock slide!
Peki, buradaki mandalı kaldırıp bunu çerçeve içine sokacaksın.
All right, we've got to throw this latch up here, so you have to slide this up between the window frames.
Kapının altından at.
Slide it under the door.
Uçak batıyor, o yüzden herkesin kayıklara binmesini istiyorum.
The plane is sinking, so I need you all to proceed onto the floating slide.
Sevgili uçaktaki vatandaşlar, size bir kayık borcum olsun.
Dear airplane people, I owe you one floating slide.
Yavaşça aşağıya doğru sark. Seni tutarım.
- Just slide on down nice and easy--I got you.
Geçen sene, hamilelik hormonları buğusu etkisindeydim ve notlarının rekor seviyede düşmesine izin verdim.
Last year, I was lost in a haze of pregnancy hormones, and I allowed your record breaking GPA to slide.
Çayı fazla kaçırdığın için bu söylediğini duymamış gibi yapacağım.
I'm gonna let that slide because I know you're hopped up on tea bags.
"Bay Stinson erkeklik görevini hakkıyla yerine getirmezse yarım milyon dolar ceza ödeyecektir."
"A half million dollar fine " any time Mr. Stinson can't'rise to the occasion,'cue sad slide whistle sounds "?
"Sallanmamı ve kaymamı da"
" you let me rock, you let me slide
Lütfen, lütfen bırak peşini.
Please, just--just- - just let this slide.
Bunu unutmanı istiyorum.
I'd just like you to let it slide.
Artık sadece kaydıraklı ranzaya ihtiyacım kaldı.
Now all I need is a bunk bed with a slide ;
Bir sürtüğü etkilemem gerektiğinde borudan kaymama izin veriyorlar.
They let me slide down the pole when I got a bitch to impress.
Egolarımız dışında yara alan bir şey olmadı, o yüzden bırakın konuyu..
Nothing bruised but egos, so I let it slide.
Annem döndüğünde, ona slaytı gösterebilirsin belki.
Hey, maybe you can show her the slide show when she returns.
Bu fotoğrafı onayladığımı hatırlamıyorum.
I don't remember approving that slide.
Silahın üzerinde görünür haldeki seri numarasını kazımış ama ayrıca iç sürgü kısmında da damgalı olduğunu bilmiyormuş.
Well, he filed off the visible serial number on the frame, but he didn't know it was also stamped on the interior slide.
Derek, o kadar uğraşıp slayt gösterisi yaptım.
Derek, I went to the trouble of making a slide.
Evet. Eğer 22 yaşında, sağlıklı bir hamileyseniz,... o bebek içinizden kayıp çıkacak.
And, yeah, if you are a healthy 22-year-old pregnant woman, that baby is gonna slide right out of you...
Böylece gitmesine izin vereceğimi mi sanıyorsun?
You think I'm gonna let it slide?
Tabi, bu rahmi avantajlı bir açıya getiriyor ve spermler yumurtaya daha kolay ulaşabiliyor.
Yeah, it tilts the uterus at an advantageous angle to allow sperm an easy slide to the egg.
Bunu koymak için en iyi yol senin kıçının altına kaydırmakmış.
Oh. Best way is for you to lay down and me to slide it under your rump.
Dalga mı geçiyorsun Chross?
And even though Shanice said she'd let it slide if I sat on her hand,
Tabii antika slayt projektörlerini saymazsak.
I mean, except for old-timey slide projectors.
- Sonra da demiş ki... Demiş ki ; "Diğer slayt lütfen."
And then he says... he says, "next slide, please."
"Diğer slayt lütfen."
"Next slide, please."
"Diğer slayt lütfen."
"next slide, please."
Umarım o ışık Ditka'nın antika slayt projektöründen çıkıyordur.
Well, I hope it's a light from Ditka's old-timey slide projector.
Karanlığın aklını karıştırıp sıyrıl anında... Savuşturup kılıcı bul bir açık ve saldır...
Slide past their blades and find their weakness
Kenara doğru it.
They slide.