Sooner traducir inglés
9,898 traducción paralela
Son birkaç gündür kendimi uykusuz bırakmasaydım olanları daha erken fark edebilirdim.
Had I not deprived myself of sleep these last few nights, perhaps I would have realized what was happening sooner.
Aman Ta- - 40 yıl boyunca neden bir gün önceden yapmadığıma pişman olmak istemiyorum.
Oh, my- - I don't want to go 40 years wondering why I didn't do this one day sooner.
Eninde sonunda öğrenecekler.
They'll find out sooner or later.
İnanmıyorum. Mesajınızı hemen görmediğim için çok özür dilerim.
Oh my God, I'm so sorry I didn't see your text sooner.
Kağıt işini ne kadar çabuk bitirirsen o kadar çabuk eğlenceli bir şey yaparsın. Kütüphanedeki sahnenin arkasına gitmek gibi.
You know, the sooner you get your paper done, the sooner you can be doing something fun, like taking that behind-the-scenes tour at the library.
Daha erken olmadığı için üzgünüm.
I'm sorry it couldn't have been a little sooner.
Daha erken gelmek isterdim ama eve varmıştım bile.
I would have been here sooner.
Tamam, önceden söylemediğim için affet beni. tamam mı?
Okay, forgive me for not mentioning it sooner, all right?
Eninde sonunda Şükran Günü için dekorasyon almaya geleceksin ve biz de dükkânda seni bekliyor olacağız.
Sooner or later, you're gonna have to buy Thanksgiving decoration, and we'll be waiting by the Indian corn.
Lakin asıl sorun er ya da geç fiziksel acı atlatılabilir.
Problem is, though, sooner or later, physical pain, it's... It's manageable.
Belki düşündüğümüzden de yakında.
Maybe sooner than we think.
Ne kadar çabuk biriyle tanışırsa o kadar çabuk yeniden evlenir ben de o kadar çabuk nafaka ödemeyi bırakabilirim.
Well, the sooner he meets someone, the sooner he'll re-marry, and the sooner I can stop paying him alimony.
Öyle ise, ne kadar çabuk geri dönersek, o kadar çabuk hayatımıza başlarız.
Well, then, The sooner we get back, the sooner we'll be on our way.
Ama eğer Bay Garrick'in söyledikleri doğruysa bu teori bizim sandığımızdan çok daha önce kanıtlanmış oldu.
Now, if what Mr. Garrick's saying is true, that theory's been proven sooner than we all thought.
Bunu biraz geç anladığımız için üzgünüm.
I'm just sorry we didn't all realize it a little bit sooner.
Eninde sonunda Fransa'yı terketmeliyiz.
We must leave France sooner rather than later.
Çünkü şüphe yok ki o ve Caroline köpek dişlerini insanlara saplıyorlar. İyisi mi biz bir an önce doğaüstü katillerimizi sirkülasyondan kurtaralım
She is a tool to get Stefan's humanity back because there is no doubt that he and Caroline are fangs deep in bodies right now, so the sooner we get our supernatural born killers out of circulation, the better.
Bunu ne kadar erken fark edersen o kadar iyi.
The sooner you realize it, the better.
Son bahardan çok daha önce okula döneceksin.
Oh, you'll be going back to college a lot sooner than the fall.
Bunları daha önce nasıl farketmemiş olabilirim ki?
How did I not notice those sooner?
En başından bunu söylemeliydin.
You rascal. You should've said that sooner.
Ne kadar çabuk olsa o kadar iyi.
I should leave sooner than later.
Ne kadar erken ölürse, o kadar iyi.
The sooner he's gone, the better.
Burayı ne kadar çabuk normale döndürebilirsek, o kadar iyi.
The sooner we can get this place back to normal, the better.
Er ya da geç biriniz yeniden gün ışığını görmek isteyecektir nasılsa.
Sooner of later, one of you is gonna want to see sunlight again.
Daha erken gelmeye çalıştım.
I... I tried to be here sooner.
Komutanının söylediğine göre Topçu Çavuşu Perkins her an evde olabilir.
According to his CO, Gunnery Sergeant Perkins will be home sooner than later.
Ne kadar erkenden eşi olursan o kadar erken istediğim hâle gelir.
Well, the sooner you become his mate, the sooner he'll be what I need him to be.
Ne kadar erkenden eşi olursan o kadar erken istediğim hâle gelir.
Well, the sooner you become his mate, the sooner he'll be what I need him to be :
Hayır, ama bebekleri düşündüğümüzden daha kısa sürede burada olacak.
No, but their baby is gonna be here sooner than we thought.
Kubbeyi düşündüğümüzden daha erken terketmeliyiz ve öncesinde yapmamız gereken çok iş var.
We need to leave the dome sooner than planned, and we have a lot of work to do before then.
Ne kadar çabuk cevaplarsan çabuk ilerleriz.
The sooner you answer the question, the sooner we can move on.
Eninde sonunda sığındığın kaya kovuğundan bıkacaksın egona yenilecek ve yaşayanlar arasına döndüğünü ilan edeceksin.
Sooner or later, you will get tired of whatever rock you're living under and your ego won't be able to resist the urge to announce your glorious return to the living.
Onları kandırmış olabilir ama er ya da geç yaptıkları için onu içeri tıkacağım.
Yeah. He might have them fooled, but sooner or later... I'm gonna lock him up for what he did.
Belki biri onu daha evvel bulsaydı.
Maybe if someone had found him sooner.
Uyuşturucu işinde o kadar çok para vardı ki her aile illa bu işe giriyordu.
There was so much money in the drug trade that every family sooner or later got into it.
Er ya da geç bunu yapmamız gerekecek.
We're gonna have to move on this sooner or later.
En kısa zamanda.
Sooner than you think.
Crane, beni daha önce aramalıydın.
Crane, you really should have called me sooner.
Pernell'i desteklemek için ne kadar çabalarsan çabala er geç tutman gereken bir yasın olacak.
No matter how much you focus on propping Pernell up, sooner or later, the grief is going to have to be dealt with.
Düşündüğünden de yakın olabilir.
Might be sooner than you think.
Tahribatın en güçlü darbe er beklenenden daha gelecek gibi görünüyor.
Between foreshocks is decreasing, Which means that The Big, Big One Might actually hit sooner than my prediction model suggested.
Daha erken söyleyebilirdin.
You could've told me sooner.
Almanya'yı yendikten kısa süre sonra Amerika'nın gökyüzünde yeni bir tehlike beliriyor. İnsanlığın neslini tüketecek yeni bir tehdit onları dünyaya çekiyor.
No sooner had we defeated Germany than a new threat started appearing in skies over America, drawn to Earth by the latest threat to extinction...
Er geç yaşanacaklar konusunda.
About what was bound to happen, sooner or later.
Eve daha erken gelemediğim için özür dilerim.
I'm sorry I could not be home sooner.
Because their brains would sooner embrace magic than deal with feelings of fear and abandonment and guilt.
Because their brains would sooner embrace magic than deal with feelings of fear and abandonment and guilt.
I know I should have told you sooner when it started like we promised each other, but I was scared you were gonna run.
I know I should have told you sooner when it started like we promised each other, but I was scared you were gonna run.
Michael her zaman zeki birisi olmuştur ama er yada geç onu bulacağız.
Michael's always been clever, but we'll find him, sooner or later.
- Daha çabuk kontrol ettirebilirdik.
We might have had it checked sooner.
- Kendi canımı daha çabuk alırım.
I'll sooner take my own life.