Sorgulama traducir inglés
1,973 traducción paralela
Bunlardan 8 tanesi..... Gökyüzü, Dünya, Rütbe, Kanun, Bilgelik, Güven, İyilik ve Cesaret'le damgalanmışlardı ve sorgulama için kullanılıyorlardı.
Eight of these blades are marked : Sky, Earth, Rank, Law, Wisdom, Trust, Benevolence, Bravery That are used for interrogation
Bak, sorgulama kurulu toplandığında umarım bunu halledebiliriz.
Look, hopefully we can clear this up when the board of inquiry is convened.
Chloe, ben sorgulama için geldim.
Chloe, I'm here for my debrief.
Tutarlı tek ipucumuz sorgulama odasında oturuyor.
The only viable lead is sitting in our interrogation room.
Sorgulama sırasında Wilson'ı neredeyse öldürüyordun.
You almost killed Wilson during your interrogation.
Sorgulama için Elçiliğe götürün.
Take him to our embassy for interrogation.
Senin bu adamlarının, zor kullanmadan yapılan tüm sorgulama yöntemlerini uygulamalarını istiyorum.
These men of yours, I want them to use every method of noncoercive interrogation available to them.
Özel bir sorgulama ekibini, kanıtı ele geçirmesi için yetkilendirdim.
I've authorized a private interrogation team to acquire the evidence.
Sorgulama sonrası Bayan Walsh'un ne olacağı konusunda.
How to deal with Ms. Walsh, post interrogation. I thought we settled that matter.
Sorgulama için onu CTU'ya getirmelisin.
You get her back to CTU for debriefing.
Ekibimiz sorgulama için onu buraya getiriyor.
Now, tactical is on its way to transport him back here for interrogation.
Bunun senin için zor olduğunu biliyorum ama sorgulama sırasında...
I know this is difficult for you, but during the questioning... Yeah, I'll be there.
.. gecenin 2'sinde sorgulama icin evlerinden götürüldüler.
.. for interrogation at 2 o'clock in the mid night.
Sürü liderini sorgulama evlat.
Don't question your packmaster, boy.
Bir tanesini sorgulama için buraya getirin.
Bring one in for interrogation.
Sorgulama böyle mi oluyor?
Is there a way to make the search cover a wider area?
Bir SS mangası bizi ele geçirdi. Başlarında bir teğmen vardı. Saçma bir sorgulama ile bizleri idam ediyordu.
An SS squad had captured us and a lieutenant was prolonging our agony with a useless interrogation.
Genç kadın sorgulama için uygun durumda.
The young lady is well enough for questioning.
O hâlde Westies, Latin Krallar'ın Coonan'ı öldürdüğünü öğrendi ve onların kesici adamını, biraz gelişmiş bir sorgulama için kaçırıp, içeri aldı.
So the Westies figured that the Latin Kings killed Coonan. And they snatch their blade guy and bring him in for a little enhanced interrogation.
Eğer kulaklığı takarsan o, beni duyabilecek durumda olmayacak. Yani, Sorgulama sırasında sana yardım edebilirim.
Wearing your earpiece, he's not going to be able to hear me, so I can help you with your interrogation.
Bu tutuklama değil, sadece sorgulama.
It's not an arrest, just questioning.
- Obi-Wan, bu sorgulama şekli.. ... çizmeyi aşıyor!
Obi-Wan, this line of questioning borders on torture!
Sorgulama için getirdik.
We brought him in for questioning.
Ayrıca hâlâ kendilerini sorgulama sürecinde olan insanlar var. Kararsızlar ya da bağımsızlar... Nasıl adlandırırsanız işte.
Plus, there are people who are still questioning... you know, undecided or independents or whatever.
Bundan daha önce bahsetmeyi düşünmediniz mi? Sorgulama zihni harekete geçiriyor.
- You didn't think to mention this earlier?
Kimi, neyi, nedeni, nereyi ve nasılı bilmeden sorgulama yapmak zordur.
It's tough to run an interrogation if you don't know The who, what, why, where and how.
Sorgulama, suçlama.
The scrutiny, the accusation.
Benim kararlılığımı sorgulama!
Do not question my resolve...
Sorgulama için bir cinayet zanlısı tutukluyoruz.
Collecting a murder suspect for interrogation.
Rutin bir sorgulama, Bay McPhee.
Just routine questioning, Mr. McPhee.
Burada birinci sınıf bir sorgulama yapıyorsunuz.
That's a first-rate interviewer you got there.
Broussard davasından bahsediyorum. Çapraz sorgulama.
On the Broussard homicide, on the eyewitness cross,
Tekrarlıyorum, beni veya Bay Bishop'ı, celp yoluyla ifade verdirme veya sorgulama girişimi olursa, söylediklerimizi inkâr ederiz.
Again, if there is any attempt to subpoena or question myself or Mr. Bishop, we will deny this.
Sorgulama teknikleriniz çok etkileyici.
Very impressive interrogation skills.
Sorgulama için kardeşini getirteceğim.
I'm going to bring in your brother for questioning.
Umarım sorgulama için tek seçeneğimiz bu değildir.
So, I really hope she's not your only line of inquiry.
Anne, soyağacı defterinde araştırdın ve servetleri hakkında sorgulama yaptın, aksi yönde davranma.
- Oh, really? - Hmm. Mama, you've already looked him up in the stud books and made inquiries about the fortune, don't pretend otherwise.
Fil-5, çocuğu batı kapısından sorgulama için alın. - Fil-5 ; 10-4.
Bishop five, pick up that kid outside the West entrance for questioning.
Sorgulama istasyonunun doğru kurulup kurulmadığından emin olmak için,... bir gece uğramıştı. Ve... Ve...
And... and...
Yeni korkunç sorgulama odalarımızı denemiş olur.
To try out those horrible new interview rooms.
"Zorlayıcı sorgulama odası"
"hard interview room."
Neden burasına "Zorlayıcı sorgulama odası" dendiği anlaşılıyor.
Maybe that's why we call it a "hard interview room."
Senin sorgulama nasıl gidiyor?
How's your interview going?
- Mac. Bu bir sorgulama mı?
Is this an interrogation?
Ucuz mal alma öğretmenine fiziği hakkında iltifatta bulunma ve söz konusu annem olunca cevabını öğrenmek istemeyeceğin şeyleri sorgulama.
Don't skimp on linens, Don't compliment a teacher on her figure, And when it comes to my mom,
Dr. Brennan? Bunun için kurbanı incelemek faydalı olabilir ama böyle bir sorgulama şeklinin doğruca katili bulmamızı sağlayacağından emin değilim.
Well, it's good to get an insight into the victim, but I'm not certain that this line of inquiry leads directly to her murderer.
- Bu tür bir sorgulama haddini biraz aşıyor.
One by one. I'm sorry. This line of questioning is too offensive to continue.
Fakat o bize sadece otoriteyi sorgulama dersi veriyormuş.
But he was just teaching us to question authority.
- İlginç bir sorgulama tekniği.
Interesting interrogation technique.
Sadece Serena'ya, seni ve Chuck'ı sorgulama olayını bırakmasını söyleyeceğim. Hey, sorun değil.
Hey, no problem.
Kararlarımı sakın sorgulama.
Do not question my resolve.