English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ S ] / Sormadım

Sormadım traducir inglés

3,039 traducción paralela
Ahiret sorusu sormadım, arkadaşlar. Alt tarafı kırmızı bir kart bulacaksınız.
It's not rocket science, people, it's just a little red card.
Hiç sormadım.
I never asked.
Sormadım zaten.
That wasn't a question.
Sormadım, umursamadım da.
I didn't ask, and I didn't care.
Sormadım.
I didn't ask.
Pardon sadece kendim hakkında konuştum... Seni sormadım bile. Bileğini nasıl burktun.
Sorry, I've just been talking all about me- - I didn't even ask you how you sprained your wrist.
Ne gördüğüm hakkında hiç soru sormadım, ama sanırım polis sorar.
I never asked questions about what I saw, but I'm guessing that the police will.
Ben de sormadım.
I didn't question it.
Nasıl olduğunu sormadım Ajan DiNozzo, kim olduğunu sordum.
I'm not asking how, Agent DiNozzo, I'm asking who.
- Tamam, sormadım farz et.
Okay, forget I asked.
Soru sormadım.
I'm not asking.
Sormamı istedi, ama hayatımda ilk defa, sormadım.
She wanted me to, but for the first time in my life, I didn't ask.
Sormadım ama insanlar genellikle kendileri için önemli bir kilometre taşını çizmem için hizmetlerimden yararlanırlar.
I didn't inquire, but people often employ my services to mark a significant milestone.
Boşver, sormadım say.
Never mind, stupid question.
Daphne geliyor ama Bay'e daha sormadım.
Um, Daphne is coming, but I haven't asked Bay yet. That's a little trickier.
Senin anılarını sormadım.
I didn't ask for your memoirs. Make a note, Levin.
Size, dünya politikası üzerindeki şahsi fikirlerinizi sormadım.
I did not ask for your personal opinion about world politics.
Sormadım say.
Forget I asked.
Sormadım sayın.
Forget I asked.
Sana sormadım Ames.
Not talking to you, Ames.
Doğru, sormadım.
Right, I didn't ask.
Tumturaklı bir soru sormadım, kızlar.
Not a rhetorical question, girls.
Onu sormadım, susma hakkını kullanacak mısın?
No, are you taking the Fifth?
- Sormadım ki.
I didn't ask.
- Sormadım.
I didn't ask for one.
- Yok, sormadım.
- No, I didn't.
Lester verdi. Hayır, onu sormadım.
No, I don't mean that.
Sana sormadım.
! Oh, not you.
Wren söylemedi, bende sormadım.
Wren didn't tell me, so I didn't ask.
Sana sormadım Jane.
I didn't ask you, Jane.
Soru sormadım.
No questions asked.
Kaç aydır birlikte oluyoruz ama adını hiç sormadım.
ALL THESE MONTHS, I'VE NEVER ASKED YOUR NAME.
Vejeteryan olup olmadığını bile sormadım.
I didn't even ask her if she's a vegan.
Soru sormadım.
- That wasn't a question.
Aslında bunu söylemeyecektim,... ama bir yalancı olarak nitelendirildiğim için söylüyorum,... damlalık hakkında kimseye bir şey sormadım.
And I wasn't going to say this, but since I'm being called a liar, I never asked anybody about a turkey baster.
Sana hiç sormadım...
I never asked you...
Utangaçların kralı olup olmadığını yanlış soruları sorup sormadığımı ya da bir dil engeli falan olup olmadığını ona soramadım.
And I couldn't tell whether he was just like sort of cripplingly shy or whether I was asking the wrong questions or there was a language barrier or whatever. He just...
- Sormadın mı?
- You didn't ask?
Batiatus için hazırlanan zehirli şarabı karının nasıl yudumlayabildiğini kendine hiç sormadın mı?
You never asked as his wife drank the poisoned wine it was for Batiatus?
- Ne olduğunu sormadın mı?
You didn't ask her what it was?
Bunca zamandır buraya geliyor...,... ve kimse sormadı mı?
She's been coming here all this time, and no one ever asked?
- Sen de ona sormadın mı?
- She didn't. - And you didn't ask her?
Henüz sormadın mı, V.?
Did you ask them yet, V.?
Ona sormadınız mı?
You didn't ask her?
- Niye güvenli evde olduğumuzu sormadın mı?
Well, you asked why we're here in the safe house, didn't you?
Biliyor musun, benim bunu nasıl öğrendimi bile sormadın.
I'm sorry. You know, you didn't ask me how I knew.
- Sormadınız mı?
Didn't you ask?
Onlarda kamptan yolladığı mektuplarda neden bundan hiç bahsetmediğini sormadı mı?
And they just bought that she didn't mention this in her letters home from camp?
- Sormadın mı?
And you didn't ask?
Onu sormadım.
That's not what I asked you.
Yargıç Wynter, soruşturmasının düşürülmesinin karşılığı olarak eşiniz için bu kararı verip vermediğini ona sormadınız mı?
Didn't you ask Judge Wynter to decide this verdict for your wife as a quid pro quo

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]