Spence traducir inglés
1,122 traducción paralela
Spence? !
Spence?
Spence!
Spence!
Ona evden çıkamayacak kadar hasta olduğumu söyle ne olur.
Tell him I stayed home sick. Spence is taking me sailing.
- Spence mi?
- Spence?
Hadi gidelim, Spence geldi.
Let's get goin'. Spence is here.
Spence-inatör bizi kurtarmaya geldiğine göre hadi gidelim.
Ok, now that the spencinator has come to our rescue, let's get going.
Spence ve Kirby birbirlerini çok seviyor.
Spence and Kirby really like each other. Oh, really?
Bugüne dek kimse Spence-inatör'ü yenemedi. Ve hâlâ da yenemiyor.
No one's ever beaten the spencinator, and they still haven't.
Spence-inatör, sen dünyanı en güçlü adamı mısın?
Spencinator, are you the strongest man in the world?
Ama bu arada çocuklarını Spence'e bırakabiliyor. Pekala.
Meanwhile, she leaves her kids with Spence.
Kirby. Spence-inatör sana durmanı emrediyor.
Kirby, the spencinator commands you stop.
Sen Spence-inatör değilsin. Sen Korkak-inatör'sün!
You're not the spencinator, you're the scaredinator.
- O zaman sen Spence-inatör değilsin ve senin bir daha buraya gelmeni istemiyorum.
Then you're not the spencinator, and I don't want you to come here anymore.
Demek istediğim benim Spence-inatör olmama bende senin kadar ihtiyaç duyuyorum.
And--and I just... What I'm trying to say is, I need to be the spencinator as badly as you need me to be the spencinator.
Kapa çeneni, Spence.
[Meowing] Shut up, Spence.
- Deac?
( Spence ) Deac?
Yönetmenin kurgusuyla!
( Spence ) Director's cut!
Spence, Doug geldi!
Hey, Spence. It's Doug.
- Televizyonda olduğunu bilmiyor mu? - Hayır.
[Spence laughs] He doesn't know he's on TV?
- Dur, dur. Tekrar kurutucuya gitti.
( Spence ) Uh, whoa, wait.
- Ne zaman? - Sen işerken.
( Spence ) He- - when?
Kimse neden bana söylemedi.
( Spence ) What? Why don't you tell me these things?
- Orada işte, kahrolası! Arkanı dön!
( Spence ) Oh, God!
Ev sahibim yine zam yapacağım diyor.
( Spence ) Actually, uh, my landlord says she's gonna raise my rent again.
Teşekkürler. Sağ ol, Spence.
Thanks, Spence.
Peki, Spence Olchin partiye ne getiriyor?
So, what does Spence olchin bring to the party? What?
Ama ya sen?
But what about you, Spence olchin?
Tabii...
Well, listen, Spence,
Bak, Spence, gereken her şeyi ögrendim bence.
I--I think I got all the info I need. Ah.
Bak, Spence Olchin'in doğru karar olabileceğini düşünüyorum.
Listen, I'm thinkin Spence olchin might be an interesting way to go.
- Spence?
Spence.
- Çok acımasızsın.
[Spence laughs]
Spence o ya.
Oh, he's just Spence.
- Selam, Spence.
Hey, Spence.
Biliyorum, Spence küçücük bir adamdı. Ama komik, iyi ve çok tatlı biriydi.
I know Spence was just this little guy, but he was funny and nice and really cute.
Hoşça kalın! - Bekle, Spence.
Uh, goodbye.
Seni yakalayıp arabamın tepesine bağlamak zorunda bile kalsam geliyorsun! Anladın mı? - Spence'e neden bağırıyorsun?
You're comin', even if I gotta tackle you and strap you to the hood of my car.
Çünkü karım seni seksi buluyor!
What are you yellin'at Spence for? Because my wife thinks you're hot.
Tamam, ben çocukları Spence'e götürüyorum.
All right, look. I-I'm just gonna take the kids back to Spence's.
Beni üvey Spence'iniz olarak düşünebilirsiniz!
Hey, you could think of me as your step-Spence. Or your guy-mom.
Spence'in. - Teşekkür ederim.
Oh, thank you.
Spence beni tekne turuna çıkaracak.
Come on.
Spence neredeyse gelir.
It was a joke. Look--look, Spence will be here any minute.
- Spence-inatör geldi!
The spencinator's here!
Selam, Doug!
( Spence ) Hi, Doug!
Spence Olchin.
Go.
Gelebilirsin.
Would you hold on, Spence?
- Sorun değil, Spence!
Spence, it's ok.
- Bu benim hediyem.
Oh, oh, that one's from, uh, me. From Spence.
- Teşekkür ederim.
Oh, well, thank you, Spence.
Spence.
Oh, I'm over here now.