Statue traducir inglés
2,825 traducción paralela
Sonra heykelini alırsın.
Then you get the statue.
- Peki, heykeli nereye koyduğu hakkında bir fikrimiz var mı?
- So, Do you have any idea about the statue where you placed?
O heykelin yerini şimdi söylersen, yaşamasına izin veririm.
He is now the location of the statue say, let live.
Bir heykel bulmamız lazım.
I need to find a statue.
Çok özel bir heykel.
A very special statue.
- Bu heykel ne zamandır burada?
- How long has this statue here?
Heykelin dağıldığını duyduğunda, bize verdi.
Mike. When the statue distributed, gave to us.
Adamın onuruna bir heykel dikersek hiçbir yere gidemez.
A man can't leave if you erect a statue of him in his honor.
Bak, Özgürlük Heykeli.
Oh, look, the Statue of Liberty.
Bu sadece bir heykel.
It's only a statue.
Sadece bir heykel.
It's only a statue.
Eğer bir şey olursa dışarıdaki Atlas statüsünün altında buluşacağız, 59. sokak köprüsüne yürüyeceğiz...
If anything happens, we meet outside under the Atlas statue, walk to the 59th Street bridge, and try to get to my mom's house in Queens.
Bu, bir heykel, onu bildiğini biliyorum, Eleanor Roosevelt'in.
No, this is a statue... and I know you know this... of Eleanor Roosevelt.
Halk beni Özgürlük Heykeli mi sanıyor?
Do huddled masses mistake me for the Statue of Liberty?
Bahsettiğimiz taş heykelleri gördüm Paskalya Adası'ndaki heykel suratları.
I saw these stone heads uh, you know, the Easter Island statue faces.
Tüm anıtı baştan yapmanızı istiyorum.
I insist you re-carve the entire statue correctly.
Tamam, şimdi harika oldu.
Well, the statue's perfect now.
Şurada üzerinde heykel olmayan bir kaide yer alıyor.
Over there, there is a stand with no statue on it.
Zamanaşımı mıydı?
Statue of limitations?
Eğer bu gün saat birde mahkemede olmazsan bronz Darth Maul heykelinle kafana defalarca vuracağım!
Repeated blows to the side of your head with your bronze Darth Maul statue if you are not in court today by 1 : 00!
- Bu adam heykel gibi yapılı.
Man, this guy's built like a statue.
Ama JoJo, gümüş renkli heykel adamı herkes sever.
But, JoJo, everyone loved that silver statue guy.
Anne ve babamın heykellerini parçalamışsınız.
You tore down the statue of my parents.
Bu adamlar adadaki her bir ağacı bir heykel yapabilmek için kestiler.
These guys chopped down every fucking tree on the island to make a statue.
Zavallı şey heykel gibi duruyor.
The poor thing is standing as a statue.
Sarah ve David öldüğünden beri, kabuslarımda bu heykeli görüyorum.
Since Sarah died and David, statue that appears in my nightmares.
Yunan heykeli gibiydi.
Like a Greek statue.
Özgürlük Heykeli.
The Statue of Liberty.
Amerika'yı, tüm o tembel ülkeleri yenmeye ve Özgürlük Anıtı'nı kazanmaya iten güçle ben de bugün, Gün Işığı Merkezi'nin en değerli elemanını seçmek üzere bir yarışma düzenliyorum.
In the same spirit that drove America to defeat all those lazy countries and win the Statue of Liberty, I'm holding a contest today for The Sunshine Center's most valuable employee.
Anahtarlarımı kurtardın, kurtarmasaydın -... heykelin altındaki yedek anahtarlarını kullanırdın.
Well, you saved my keys, and if you hadn't - - You would've had to use the spare key under the gnome statue.
Heykelin altındaki yedek anahtarı kullandım.
I used the spare key under the gnome statue.
- Bir heykelin olması gerektiği gibi.
- Like a statue should be.
Arkamda heykel ile mi?
With the statue behind me?
Ona taş derler, senin gibi o da. Unutmuşum.
It's granite, as in you treat someone like a statue.
Ne, siz bunun bir anlamı olduğunu mu düşünüyorsunuz ya da yaşıtlar için bazı heykeller olarak mı?
What, you guys think this all had some kind of meaning, some statue for the ages?
Davaları böyle kazanmaya devam edersem Adalet Saray'ının önüne heykelimi dikmek zorunda olacaklar.
I keep winning cases like this, they're gonna have to build a statue of me outside the courthouse.
Siz, heykeli bulun.
You, find the statue.
Özür dileyip, onun bir Tanrı heykeli olduğunu fark etmediğini söylesen?
I mean, can't you just apologize and say you didn't realize it was a statue of a God?
Buradaki ilk ayımda, üç başlı bir herifin heykeline bisikletimi kilitlemek gibi bir gaflete düştüm. - O hangi Tanrı?
My first month here, I made the mistake of locking my bike to a statue of a dude with three heads.
Zenci kilisesindeki heykelin devrildiğini hatırlıyor musun? Herkes birinin nefret ettiği için devirdiğini düşünmüştü.
Remember that time somebody knocked over the statue at the black church, everybody thought it was a hate crime?
Kumaşın kalanını, Özgürlük Anıtı'na sarabiliriz.
We can use the rest of the material to make a burka for the statue of liberty.
Yapışkan, yeşil ejderha heykeli için çok çalışılmış.
Seems like a lot of work for a tacky, green dragon statue.
Tabii önemli olan ejderha değil de içindekiyse.
Unless it isn't the dragon statue, but what's inside.
Bu teknolojiyi, heykelciğin içine yerleştirmiş.
He embedded the stealth bomber technology inside the jade statue.
Bu yüzden Çinliler, Amerika hükümeti onu inceleyip içindeki gizli bilgiyi bulmadan önce King'den onu getirmesini istedi.
Which is why the Chinese wanted King to retrieve the statue before the U.S. government conducted its forensic review and found the hidden intel.
Amerika hükümeti, sabahleyin ejderha heykelini iade edecekmiş. Tan'in diğer eşyalarıyla birlikte.
The U.S. government will be returning the dragon statue, along with the rest of Tan's belongings in the morning.
Bu, Sümer uygarlığına ait 3.000 yıllık bir Tanrı heykeli.
It's a 3, 000-year-old statue of a god from Sumeria.
Senin süper gücün ne?
A man in tights destroying the Statue of Liberty. What's your super power?
Soruşturma Bürosunda bir birimin başıyım.
Yeah I saw the Dmitri wiping down a statue.
Ne bekliyorsunuz?
I think that the statue might have been wiped down twice. And you have the cloth that Dmitri used.
Ama insanlarının güvenini kaybetti. Bu ona herşeye mal oldu. Ben aynı hatayı yapmayacağım.
When forensics examined the statue for trace evidence, two different fibers were found... two different cloths.