Studio traducir inglés
6,317 traducción paralela
Ben burada kalacağım, stüdyomda çalışacağım.
I'll stay here, work in my studio.
Stüdyodayım yani.
I mean the studio.
Bu aralar stüdyo evim gibi oldu ya ondan.
The studio feels more like home these days.
Evet stüdyo..
Yes, the studio..
- Stüdyodan bir müşteri
- Some client from the studio.
Stüdyoya gitmem gerekecek
I'll have to go to the studio?
Hot in Cleveland canlı stüdyo seyircisi önünde çekilmiştir.
Hot in Cleveland is recorded in front of a live studio audience.
Stüdyonda tıngır var mı?
Do you have any brass in your studio?
O dopdolu ses stüdyonun parasıyla mı, James?
With what? All that money from your busy music studio, James?
Stüdyo işleri nasıl gidiyor?
How's the studio?
Ama stüdyosunda ona benzer şeylere rastlamadık.
True. But we didn't find any in his studio.
Hot in Cleveland canlı stüdyo seyircisi önünde çekilmektedir.
- Hot in Cleveland is recorded in front of a live studio audience.
O zaman Drama Camp'ın çekildiği yerdeki stüdyoda olduğunuzu bilmek sizi şaşırtmayacaktır.
Would it surprise you to know you were on the studio lot where Drama Camp is shot?
Peki sezon müzisyeni olarak çalıştığınız Stüdyo B'nin, -...
And did you know that Studio B, where you worked as a session musician,
Stüdyo A ile küçük mutfağı paylaştığını biliyor muydunuz?
- shares a kitchenette with Studio A...?
- Sayın Yargıç,... izin verin davacı bu stüdyoda müvekkillerinin "Thicky Trick" şarkısını kaydettiklerinin kanıtını sunsunlar, ama bu yalnızca bir ima. Hayır.
- Your Honor, let the plaintiff present evidence that their client recorded "Thicky Trick" in that studio, but this is just innuendo.
Stüdyomuzda Touto Üniversitesi İnsan Çevre İlişkisi bölümü dekanı Prof. Okuhira Tadakatsu bulunmakta.
And on the studio is a professor from the University studying human environment, Professor Okihira Tadakatsu.
Brandon burayı kullanmak istiyorsa temizliğini de o yapsın o zaman.
If Brandon wants to use this as a studio, Brandon should clean it himself.
Lester da gerçek bir stüdyo için prodüksiyon asistanlığı yapıyor yani yakında yönetmen olacak ve başrol olarak beni oynatacakmış.
And Lester's job as a production assistant is for a real studio, which means he's gonna be a director soon and he wants me to be the leading lady.
Porno stüdyosuneredeyse hazır, kardeşim.
Porn studio is almost ready, brother.
Stüdyoda benim için küçük bir parti düzenliyoruz.
We're throwing me a little party tonight at the studio.
İlk önce fotoğraf stüdyosuna gittik,... resmi randevu fotoğrafı çektirdik.
First up is the mall photo studio, Where we'll take our official date portrait.
Evet, iş yerini arayıp randevumuzu iptal ettim.
Yeah, I called her studio and canceled that appointment.
Team Nanban ( 594mgnav ) Çevirmen : nenya Studio Ghibli, Nippon Television Network, Dentsu, Hakuhodo DYMP, Walt Disney Japan, Mitsubishi, Toho and KDDI sunar
Studio Ghibli, Nippon Television Network, Dentsu, Hakuhodo DYMP, Walt Disney Japan, Mitsubishi, Toho and KDDI present
Evet, stüdyodaydı.
- Yeah, he was at the studio. - Uh-huh.
Stüdyoda her şey yolunda mı?
Everything in the studio's okay?
Bir film stüdyosu fikrimizi çalmaya çalışıyor!
A movie studio is trying to steal our idea!
Senin eski işini yapmaları için stüdyo seyircisi grubu kiraladım.
Oh, I hired a studio audience to do your old job.
Gregson bunu ofisinden almış.
Gregson pulled it from his studio.
Ama bazen üzgün olduğumda stüdyoya giderim ve kafa dağıtırım, bir nevi rahatlamadır benim için.
But sometimes when I'm sad, I like to go down to the studio and let it out, you know, kind of like a release.
Bütçeniz var ve bunu stüdyoda yapmak istersiniz.
And you got a budget, and you're gonna want to be in the studio for this one.
Senin için stüdyoya dönme ve albümü bitirme vakti.
It's time for you to get back in the studio and finish the album.
- Aynen öyle çünkü stüdyoya gitmen ve bugün şarkıyı bitirmen gerek.
- That's exactly right,'cause you've got to get in the studio and finish that song today.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama stüdyoya gitmezsen burada daha fazla kalamazsın.
I hate to say this, but you can't stay here any longer unless you get to the studio.
Bugün stüdyoda görüşürüz, tamam mı?
Look, we will see you in the studio today, okay?
Belki de stüdyoya neden gitmek istemediğini biliyorsundur?
You think that might be why you don't want to go back to the studio?
Surfsport için işi aldım ve fark ettim ki bazı ekipmanlarım yetersiz ve stüdyoya da ihtiyacım var.
Um, so I have this job for surfsport, and I've realized that I'm a little short on certain equipment, and I need studio space that I don't have.
Stüdyoyla anlaşmam var.
I have a deal with the studio.
Programı değiştiren Soho'da bir tasarım stüdyosundan biri.
Whoever changed that calendar did it from a design studio in Soho.
Peki stüdyo ile Modern Fashion arasında bir bağlantı var mı?
Is there any connection between the studio and Modern Fashion?
Neden o ya da onun stüdyosundan birisi Matilda'nın programını değiştirsin ki?
So, why would he or someone from his studio be changing Matilda's calendar?
Stüdyoda şu sırada tasarlanan elbiseler mercanla süslenmiş çizgilerden oluşuyor. Ve bu model seksi olması dışında siyah mercandan bir elbise giyiyor.
The current design line being produced at his studio features dresses embellished with coral, and, in addition to the fact that this model is hot, she's wearing black coral.
Sizin stüdyonuzdan birisiydi.
It was someone from your studio.
Ella, stüdyoda Yumi ile yüzleşmiş olmalı.
Ella must have confronted Yumi at his studio.
Birden çok çalışan Ella'nın Yumi ile yüzleştiğini görmüş. Ama kız gittikten sonra Yumi 03 : 00'a kadar stüdyodaymış.
Multiple employees saw Ella confront Yumi, but after she took off, he was at the studio till 3 : 00 A.M.
Ama biliyoruz ki o stüdyodan birisi Matilda'nın programını değiştirmiş.
But we know someone changed Matilda's calendar from that studio.
Ella, Yumi'nin stüdyosundan çıktıktan hemen sonra Yumi, Modern Fashion'dan birisiyle bir sürü telefon konuşması yapmış.
Well, just after Ella left Yumi's studio, he made a series of phone calls to someone here at Modern Fashion.
Asırlardır yanındayım onun eski atölyesini incelemeye.
I've been at him for ages to go through her old studio.
Çömlekçi atölyelerine giden merdiven aralığına sonra da sokak arasına.
Uh, a back stairwell that heads down to the potters'studio, and then out to an alleyway.
Annenizin eski stüdyosu mu?
Is that your mother's old studio?
Biliyor musun, burayı bir yoga stüdyosuna dönüştürebiliriz...
This could be a yoga studio,