Sugarplum traducir inglés
59 traducción paralela
Biliyor musun sen çok şekersin.
You know, you are a sugarplum.
- Merhaba tatlım.
- Hello, Sugarplum.
Oh, bonbon şekerim, iyi olduğuna çok sevindim.
Oh, sugarplum, I'm so glad you're okay.
Bana "bonbon şekerim" deme, onu Teğmen Sobinski'ye sakla.
Don't "sugarplum" me, save it for Lieutenant Sobinski.
Merhaba, şekerpârem. oturmaz mısın?
Hello, sugarplum, won't you have a seat?
Selam, bonbon.
HEY, SUGARPLUM.
Buraya gel canım.
Come here, sugarplum.
Evine davet ettiğin için çok teşekkür ederim, şekerparem.
Thanks so much for having me over, sugarplum.
Söyle hayatım..
What's up, sugarplum?
Earl Copen ve ben uzun süredir tanışırız.
Sugarplum, Earl Copen and I go all the way back.
Şurada dondurmacının tezgahı var!
Sugarplum ice cream!
Evet ama saklayacak bir şeyim yok, şeker pancarım.
Well, I have nothing to hide, sugarplum.
Şekerparem?
Sugarplum?
- Şekerim.
- Sugarplum.
Sonsuza dek sürmeyecek, erikşekerim.
It's not forever, sugarplum.
"My sugarplum" yani, "Bonbonum benim!"
My sugarplum, "zaharenio mou".
Uyu benim küçüğüm, canım, bir tanem.
Go to sleep my little button, my sweetie, my sugarplum.
Hadi ama, şekerim, hoş vakit geçirdiğimizi sanıyordum.
Come on, sugarplum, I thought we were having fun.
Hayatım, yatağa geliyor musun?
Sugarplum, you coming to bed?
Hayatım, doğum günün bu kadar yaklaşmışken bu kadar çok soru sorman gerekiyor mu?
Sugarplum, you really think you should be asking so many questions - when it's so close to your birthday?
Görmek istiyor musun?
Huh, sugarplum?
Bilmem gerekirdi.
Hi, sugarplum.
Ne diyorsun hayatım?
There you go, sugarplum.
O zaman ihanete uğramanın ne demek olduğunu anlayacaksın, anladın mı?
Then you'll know what it feels like to be betrayed. Won't you, sugarplum?
Ve çocuklar için endişelenme, onları uzağa gönderdim.
And not to worry, sugarplum, because I've sent the children away.
Şeker perilerini severim.
I like sugarplum fairies, it's Christmassy.
Acaba... periler şeker getirir mi, getirmez mi?
Is there... a sugarplum fairy or not?
Şeker perileri ve ren geyiği de vardır
With sugarplum fairies and a reindeer or two
Hey, tatlı eriğim.
Hey, sugarplum.
O zevk bana ait, tatlım.
My pleasure, sugarplum.
- Kenara çek, bırak ben kullanayım.
Okay. - Pull over. Let me drive, sugarplum.
Seni cidden çok seviyorum, şekerim.
I really do love you, Sugarplum.
Merhaba, şekerim.
Hey, Sugarplum.
Ölme. Tatlım, şekerim!
Honey, Sugarplum!
Kostümün, şapkan, eldivenlerin, biraz da bonbonlu tartımdan.
Your suit, hat, gloves, and some of my sugarplum pie.
En sevdiğim tatlı da bonbonlu tart.
Well, actually my favourite is sugarplum pie.
İşte bu : Bonbon.
There you have it : sugarplum.
Hadi hayatım yeni kardeşlerle tanış.
Go on, sugarplum, meet new friends.
Direkt Kuzey Kutbu'na gider, yolda Çubuk Şeker Dönemeci, Bonbon Meydanı, Kardan Adam Kavşağı, Fa-La-La-La Geçidi, Fındıkkıran Sokağı ve Hanuka Semti'ne uğrayacağız.
Direct service to the North Pole, with stops at Candy Cane Corners, Sugarplum Square, Jack Frost Junction, Fa-La-La-La Lane,
İtiraf edersen küçük şekerini incitmem.
- Admit it. Admit it, and I won't hurt your little sugarplum.
Ne yapıyorsun sen, bonibonum?
What are you doing there, sugarplum?
Biliyor musun bu aynı küçükken... The Nutcracker'da Janice Lowrey'in tombul... şeker rolünü kapması gibi. Bense lanet bonbon olmuştum.
You know, it's like when I was little and Janice Lowrey, she beat me out for the sugarplum fairy in The Nutcracker, and I ended up playing the frickin'bonbon.
Ve Şekerleme Perisi'ni.
And the Sugarplum Fairy.
Yatağımda yatarken başıma ağrılar giriyor
♪ when I'm lying in my bed ♪ ♪ with visions of sugarplum socks ♪
- Değil mi, şekerim?
Right, sugarplum?
İşte konuşman, tatlı eriğim.
Here's your speech, sugarplum.
Ame Sugarplum Fairy'i oynuyordu tamam mı?
So, Ame is playing the Sugarplum fairy, right?
Neden bu kadar astın suratını şekerim?
Why so glum, sugarplum?
- Canın ne isterse, cici kızım.
- Anything for you, sugarplum.
Şekerkamışı.
- These girlfriend - sugarplum.
Şekerim.
Sugarplum.