Swallowed traducir inglés

Dodo onu yuttu.

The Dodo swallowed it.

Şimdiye kadar bacaklarımı traş ettim ve 5 doları çeyreklikler halinde yuttum.

I already shaved my legs and swallowed five dollars in quarters.

Rapora göre "kurşun içermez, yutulması ölümcül değildir".

"contains no lead and is not fatal... if swallowed."

Düdüğü yutana kadar tabii.

Until I swallowed the whistle.

Efendim, 3 kurşun yutmuştunuz.

Sir, you swallowed three bullets

Oklava yutmuş gibi duruyordu.

He looked like he swallowed an eel.

Ona doğru yüzdüm ve Epey yaklaşmıştım, sonra... Birdenbire...

I was getting closer, then... out of nowhere... a whale surfaced... and swallowed me.

"Vücudu sıkıştırılmış tereyağı anımsatıyor, ve konuşma şekli bende hâlâ kahvaltısını öğütemedi mi acaba diye merak uyandırıyor."

Uh, "her body resembles that of a butternut squash, and her speech pattern makes me wonder if she hasn't yet swallowed her breakfast kibble."

Bazı pulları yuttum ama onları size ödetmeyeceğim..

I have swallowed some stamps, but you don't pay for them, don't worry...

Oturtun onu!

- He swallowed a lot of water. - Sit him up!

Belki bir böcek yutmuş, böcek de onu sokmuştur.

Maybe he swallowed an insect and it stung him.

İnciden yapılmış tutacağı olan bir tabanca yuttum.

I swallowed a pearl-handled pistol.

Paula Drake denilen kadın ailemi küçük düşürüyordu, sonra birden ben anne kedi oldum, annemse yavrumdu sanki gözüm önünde bir piton yılanı tarafından yutuluyordu.

it's just that this paula drake woman was attacking my family, and all of a sudden, i just became like a mother cat and my mom was my kitten, and she was being swallowed by a python or something.

Oh, hayır, onu... -... yutmuş olmalı. - Yutmuş olmalı.

Oh, no, he must have swallowed it.

Dev sermayeye yem olan esnaf dükkânısın.

All right, you're the mom-and-pop shop that got swallowed by the megacorp.

Adami canli canli yutmus.

It swallowed him alive.

Timsah oltayla bir amcamı yuttu.

A crocodile got hooked on to the bait and swallowed my uncle.

Üç teneke kutu. İçleri zehirli madde dolu ve yarık fırtınası tarafından çekilmiş.

Three canisters, contents beyond toxic, swallowed up in a riftstorm.

Büyük abideler, yeşillikler tarafından yutulacak.

The great monuments have been swallowed by greenery.

Büyük Giza Piramidi çöl kumları tarafından yutulana kadar dayanacak büyüklüktedir.

the great pyramid at Giza is so massive that it lasts long enough to be swallowed up by the desert sands.

Daha önce hiç dev bir solucan tarafından yutulmamıştım ama... öğretici bir deneyimdi.

I've never been swallowed by a giant worm before, but... it's all a learning experience.

Evet, lanet olsun, boğuldu. Ama, dur sana bir soru sorayım Lois.

The time I swallowed that midget who played Mini-Me so I could make you laugh.

Yemek tamamen yutulduktan sonra, yılanın vücut içi faaliyetleri büyük ölçüde değişir.

Once the meal has been completely swallowed the inner workings of the snakes body change greatly.

Çılgınlık bütün dünyayı kasıp kavurmaya başladı.

Madness has swallowed up the whole world.

- Hamster yutmuş gibi hissettiriyor.

- Like you swallowed a hamster.

Yutmuş.

He swallowed it.

- Ne yuttuğunu tahmin edemezsin.

You'll never guess what he swallowed.

Bıçağın ucunu Hanson'ın yaralarını yalarken yutmuş olabilir. Bu da onca kanın üzerine nasıl bulaştığını açıklar.

I mean, he could've swallowed the knife tip when as he was licking Hanson's wounds, which would also account for the blood that was all over him.

Hatırlıyorum bir keresinde, küçük bir çocukken, yanlışlıkla bir çeyreklik yuttu.

I remember once, when he was a little boy, he accidentally swallowed a quarter.

Şu şeyi yutsaydım ne olurdu diye kaç kere düşündüğümü biliyor musun?

Do you have any idea how often I've wondered what would happen if you swallowed this stuff?

sen ve grubun güçler tarafından, yokolacaksınız ve Quatermain bunu biliyor, bu yüzden Londra'daki oğluna para gönderdi..

Swallowed by forces you can't even imagine, and Quatermain knows this, that's why he sent your fee to his son in London.

Sanırım Luther sürüklenirken bir kaç odun parçası yutmuş.

And I'm guessing luther swallowed some wood Chips when he was being dragged down that road.

Dördünü de yutmuş.

He swallowed four of them.

Bir saat kadar önce Kelly Winters bir şişe uyku hapı içmiş, küvete girmiş ve kendini öldürmüş.

About an hour and a half ago, Kelly Winters swallowed a bottle of sleeping pills, * * * hot bath. And killed herself.

Bu görevi, özgür ülkemizi bir mürekkep balığı yutsun diye almadım.

I didn't take this job to let our free land be swallowed by some squid.

Bu görevi.. .. özgür ülkemizi bir mürekkep balığı yutsun diye almadım.

I didn't take this job to let our free land be swallowed by some squid.

Dün gece bir bağırsak kurdu yuttum.

I swallowed a tapeworm last night.

İlk kurban, Molly Paulson, nasıl olmuşsa talyumu yutmuş.

Our first vic, Molly Paulson, somehow swallowed her thallium.

Derrick anahtarı yuttu.

[Danny] Derrick swallowed the key.

Gerçekten bir arkadaşım olabileceğine beni inandırdın. Yalanlarını yedim.

You actually had me believing I could have a friend... cause I swallowed your bullshit.

Sonrasında Stewart ölesiye içki içmeye başlamış en sonunda da kafasına bir tane sıkmıştı.

Then stewart went on a bender Until he finally swallowed his own bullet.

Sence kan mı yuttu?

You think it's just swallowed blood?

Bir sürü çamaşır suyu yutmuştum.

I swallowed a lot of bleach.

O zaman tüm fikirlerinizi yuttum.

Well, I swallowed all your ideas.

Bundan keyif alıyor falan değilim, ama adım atmazsak yutulabiliriz.

I do not enjoy, but if we do not take that step... we swallowed.

Neredeyse yutuyordum.

I almost swallowed it.

Beklediğini bilseydim lazanyayı çiğnemeden yutardım.

If I knew you were waiting, I would've swallowed that lasagna whole.

Benzin yutmuş.

He swallowed gasoline.

Bu, Dan'in benzini nasıl yuttuğunu açıklıyor, değil mi?

And that explains how Dan swallowed gasoline, doesn't it?

Yuttuğu şu etin büyüklüğüne bak.

Look at the size of the piece of meat he swallowed.

Kendimi ya kanatlarımı açıp uçmak ya da yere çakılıp bir yılan yemi olmak için hazır hissediyordum.

or fall to the ground and get swallowed by a snake.