Sweets traducir inglés
2,139 traducción paralela
- Sweets.
Sweets.
Sweets ve ben de gelebilir miyiz?
Oh, can Sweets and I come?
Sweets'le.
Sweets.
Mutluyum, Sweets.
I'm happy, Sweets.
Sweets.
Hey, Sweets.
Harika, buna gerçekten minettarım, Sweets. Ama Hannah, bu gece bütün eşyalarını getirecek.
I really appreciate it, Sweets, but Hannah is bringing all of her stuff over tonight.
- Braverman buna izin vermezdi. - Sweets!
Braverman wouldn't have allowed it.
- Evet?
Sweets. Yeah.
Sweets de tam olarak bunu araştırmamızı istedi.
Well, that's exactly what Sweets said we should look for.
Bakın, sorununuz neyse emin olun Sweets onu çözebilir.
Listen, whatever your problem is, trust me, Sweets here can fix it.
Sweets'in bunu bilmesi mümkün değil.
Sweets can't possibly know that.
Bay Milford, Ben Dr. Lance Sweets.
Mr. Milford, I'm Dr. Lance Sweets.
Gördün mü, Sweets?
See that, Sweets? Not in denial ;
Sweets'in Shakespeare heykelinde öğrendiği takım buymuş demek.
So they were the team that Sweets heard about from the Shakespeare statue.
Görev raporu alabilmek için, Afganistan sonrası sağlık raporunu Sweets'e imzalatman lazım.
You need Sweets to sign your post-Afghanistan Fitness for Duty report.
Sweets, bana söylediğini onlara da söyle.
Sweets, tell them what you told me
Sweets?
Okay, come on.
Tanrı aşkına, Sweets.
Oh, for God sakes. Sweets. What?
Belki Sweets'le konuşsan iyi olur.
Well, maybe you should talk to Sweets.
Sweets?
Sweets?
Ondan ben sorumluyum, Dr. Sweets.
I'm responsible for her, Dr. Sweets.
Sweets, tamamıyla bana benziyor.
Sweets, she-she's exactly like me.
Keşke Sweets'e, benle konuşmaya zorlamasaydın.
You know, I wish you hadn't gotten Sweets to come and talk to me.
Hayır. Lauren hayalkırıklığına uğramış veya üzgünse aynı Sweets'in dediği gibi yapmış.
When Lauren was really disappointed or upset, it's like Sweets said.
İyi işti, Sweets.
Good work, Sweets.
Onun avukatı olarak, buna karışmak zorundayım, Dr. Sweets.
As his advocate, I have to object, Dr. Sweets.
Kocamı seviyordum, Dr. Sweets.
I loved my husband, Dr. Sweets.
İsminin neden Sweets ( tatlı ) olduğunu biliyor musun?
- You know why your name is Sweets?
Dr. Sweets, bununla neye varmaya çalışıyorsunuz?
Dr. Sweets, where is this going?
Binu tut şu tatlıları, al.
Take these sweets. Take this.
Dikkatli ol, tatlım.
Careful, sweets.
Karın için tatlı almıştım!
I have some sweets for your wife!
tatlılar ile Lantern Festivali Harcama
Spend the Lantern Festival with sweets
Dondurma var, şeker var, canınız ne isterse.
Ice cream, sweets, everything you want.
Atlara doğru koşalım. Ve şeker yiyelim.
We are going to ride horses and eat sweets.
Çok tatlı yememeye çalış, kemerinden taşmasın.
Try not to eat too many sweets while I'm gone, you don't want to add to your muffin top.
O gün, ayrıca Hiroka Futako-Tamagawa'ya da gitmişti. Ama sadece bir miktar çörek aldı.
Back when Makoto saw her here, I'll bet she just came to buy sweets too.
En azından sırf asıI kadın olabilmek için insanlarla alay edip başkalarına yaranmaya çalışmadılar.
At least they weren't some sort of prima donnas who mock others and suck up to their dads to beg for some change for sweets.
Daha fazla tatlı yemekten başka bir şey yapmayacağım galiba.
Other than eat more sweets, not really.
Hadi tatlım.
Come on, sweets.
Buraya Ahmet ile gelmek, bir çocukla şekerciye gitmekle aynı.
Coming in here with Achmed, it's like a kid in a sweets shop.
Nasıl tatlı yapılır biliyor musun?
Khow how to ba ke sweets?
Şeker birine tatlı getirdim.
I bring sweets for the sweet.
Böyle mi barışacağız yani, tatlı yiyerek mi?
Is that how we make up now, with sweets?
Ama tatlılardan uzak durmaya çalışıyorum.
I'm trying to stay away from sweets.
Bayan Buck tabağa tatlı koyuyor ve oturup radyo dinliyoruz.
Miss Buck puts sweets on a plate and we sit and listen to the wireless.
Sağolsun.
Oh, sweets.
Bu günler o elindeki ne kadar?
How much for sweets such as yours?
Sweets...
Sweets...
Çalışıyoruz.
Sweets?
Sweets.
Sweets.