English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ S ] / Sörenson

Sörenson traducir inglés

123 traducción paralela
- Bana Lisa Sorenson'ı anımsattın.
- You remind me of Lisa Sorenson.
22 00 : 37 : 01 : 22 Stockholm'deki Sorenson 15 00 : 37 : 05 : 12 Belki 8 ay.
Sorenson in Stockholm gave me six. Eight months.
Evet Sorenson ikinci işareti koymuş.
Ah, looks like Sorenson just placed the second marker.
Bu Sorenso'nun kazığı.
That's Sorenson's quadrant.
Bu Sorenson.
Oh, there's Sorenson.
Alo? Tully Sorenson.
Hello?
Adım Tully Sorenson.
No, I'm Tully Sorenson.
Bay Sorenson ve Bay Diggs.
Mr. Sorenson and Mr. Diggs.
Sorenson nerede?
Where's Sorenson?
İçmeye başlamıştık, ve çenemiz açılmıştı ve fark etmeden önce Sorenson denilen adam olaya müdahil oldu.
We started drinking, shooting off at the mouth and before we knew it there was this guy called Sorenson involved.
Sorenson ve Diggs tarafından öldürüldü.
He was killed by Sorenson and Diggs.
Diggs ve Sorenson hükümet tarafından gözleniyor olmalıydı çünkü indiğimizde etrafımızı polisler sarmıştı.
Diggs and Sorenson must've been under government surveillance'cause there were a lot of cops waiting for us when we landed.
Sorenson ateş etmeye başladı.
Sorenson came out shooting.
Ben ve Jamie Sorenson'u bir başkasını öldürmeden önce haklayabileceğimizi fark ettik.
Me and Jamie figured we could bring Sorenson down before he killed anybody else.
Ben bir Meksika hapishanesinde 3 ay kaldım FBI bana Diggs ve Sorenson aleyhinde şahitlik etmemi önerene kadar.
I spent three months in a Mexicali jail before the FBI finally offered me immunity for testifying against Diggs and Sorenson.
Sonunda Sorenson'u kafesinden çıkardılar.
They finally let Sorenson out of the cage.
- Evet.
Sorenson!
- Dr Sorenson diyor ki jestler...
What do you want? - Dr. Sorenson said that gestures meant...
Ama Senatör Sorenson onurlu bir adamdır.
But Senator Sorenson is an honourable man.
- Senatör Sorenson bizi mi görmek istedi?
- Sorenson wants to see us?
Sorenson'u Reston'a güvenmesi için ikna edeceğim.
I'll get Sorenson to try to lean on Reston
Donanma kameramanı Sam Sorenson.
Navy cameraman Sam Sorenson.
Oradaki deniz piyadeleri resimlerinin çekilmesine seviniyordu.
[Sorenson] The marines that I worked with were happy to have some pictures taken of them.
Orayı üç gün boyunca bombaladık.
[Sorenson] For three days we shelled that thing.
Deniz piyadeleri harekata başlayınca, sadece resiflere takılmıyorlardı,
[Sorenson] So when the marines started in, there was an outer reef. And they got hung up on that reef.
Mağaralara sığındılar.
[Sorenson] They holed up in caves.
- Robert Sorenson.
- Robert Sorenson.
Eve giderken normalde gitmediği bir yolu tercih ettiğini söylemiş. Sorenson bunun yalnızca güzel bir yürüyüşten daha öte olduğunu ima edecektir.
She took an unusual route home and Sorenson will insinuate that it was more than just a nice walk.
Sorenson, aynı anda üç dilekçe mi?
- Filing three motions at once?
Sorenson kazanırsa, bunu herkes bilecek ve ve gelecek sefer bir milyoner metresini öldürünce...
If Sorenson wins, everybody'll know. Next time a millionaire kills his mistress...
- Günaydın Avukat Sorenson.
Counsel Sorenson.
- Becky'nin soyadı var mı? - Sorenson.
- Becky have a last name?
Ressamdır.
- Sorenson. She's a painter.
- Ah, Grant Sorenson.
- Uh, Grant Sorenson.
Bunu bana getirmekle iyi bir iş yaptınız Bay Sorenson.
You did the right thing by bringing this to my attention, Mr. Sorenson.
Sanırım Isabel bu Sorenson denen adamla ciddiye gidiyor.
I think Isabel's getting serious with that Sorenson guy.
Sanırım Sorenson'la başlamalıyız.
I think we should start with Sorenson.
Sorenson'u kontrol edeceğiz..
We'll check out Sorenson.
Grant Sorenson.
Grant Sorenson.
Sorenson.
Sorenson.
- Bakın Bay Sorenson...
- Look, Mr. Sorenson...
Mr. Sorenson, Sizin için ne yapabilirim?
Mr. Sorenson, what--what can I do for you?
Sorenson
Sorenson?
Sorenson'a saldırdığına dair bir telefon aldım.
I just got a call that you attacked Sorenson again.
Grant Sorenson'u gözetim altına almanı istiyorum.
I want you to put Grant Sorenson under surveillance.
Sorenson kazılarından birinde buldu ve bana getirdi.
Sorenson found it out at one of his digs and he brought it to me.
Sorenson'a aramızdaki farklılıkları düzeltmeye gittim tamam mı?
I went to Sorenson to try to settle our differences, okay?
Grant Sorenson silahı getirmiş olabilir, ama sana söylüyorum...
Grant Sorenson may have turned in the rifle, but I'm telling you...
Grant Sorenson
Grant Sorenson.
Ne iş yapıyorsunuz, Mr. Sorenson?
What do you do, Mr. Sorenson?
Bu Grant Sorenson'un çalışma güzergahında.
This is Grant Sorenson's work itinerary.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]