English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ S ] / Süite

Süite traducir inglés

92 traducción paralela
- 58 numaralı süite.
- Suite number 58, sir.
58 numaralı süite, saatte 30 kilometreden fazla yapma.
Suite 58, and don't go over 20 miles an hour.
Şu fişi al, B güvertesindeki yedi numaralı süite git üzerinde bu numara olan valizi alıp hemen buraya getir.
Take this check, go to suite seven on B deck... get the suitcase with that number on it and bring it here right away.
Ray, sevgilim, belki daha iyi hissedersin, eğer başka bir süite taşınırsak.
Ray, darling, maybe you'd feel better, if we moved to another suite.
- Oh, bu odayı iki kişilik süite dönüştürüyor.
- Oh, that turns the room into a double suite.
513 numaralı süite bir komi gönderin, lütfen, ve bir taksi istiyoruz, hemen.
Yes, I'd like a porter to suite 513 please, and we'd like a cab right away.
Elly'i yukarı Presley'nin yerine, süite göndermeni istiyorum.
I want you to send Elly up to the Presley place... the suite.
Bayan Hfuhruhurr ile şu şanslı pezevengi 729 numaralı süite çıkar.
Take Mrs. Hfuhruhurr and that lucky son of a bitch up to suite 729.
Süite baktın mı?
Did you look at the suite?
- Başlangıç olarak... Cellatlarla birlikte, güzel bir süite yerleşeceksin.
You can move into a room with bars.
Cesur süite.
To the Hardy suite.
Ben de yol yorgunuyken Sanal Süite uğramak isterdiniz diyordum.
I thought you might enjoy stopping by a holosuite.
Benim maaşımla böyle bir süite para yetiştirebilir miyim?
Doyou think I can afford a suite like this on my salary?
Beni Rio'da klimalı bir süite götür!
Get me to an air-conditioned suite in Rio!
Biz bu lüks süite taşınırız, sen de Cedars'a transfer olursun,.. .. ki o da hemen karşı bloktadır.
We move into this penthouse, and then you transfer to Cedars, which is right down the block.
Eğer bunu kazanırsan oteldeki en büyük süite geçeceğiz.
You get this, and, uh, we get the biggest suite in the place.
Oteldeki en büyük süite!
The biggest suite in the place!
418 numaralı süite gitmenizi istiyorum.
I want you guys to go up to suite 418.
Benim de bir süite ihtiyacım var.
Well, I'm gonna need a suite too.
Siz asansörle çatı katındaki süite çıkın isterseniz. Ben de bizimkileri çağırıp sizinle orada buluşayım.
Why don't you take the elevator up to the penthouse suite... and I'll gather some of my people together and meet you up there.
Bence süite dönüp banyo yapmanın zamanı geldi.
I think it's time to get back to the suite and get in a bath.
Bay Herman'ı başka süite yerleştirin.
Put Mr. Herman in another suite.
Nasıl yani, başka bir süite yerleştireceksiniz?
What do you mean, put me in another suite?
Onu başka bir süite yerleştir.
DANNY : [Softly] Put him in another suite.
Bay Keats sizi ve ailenizi en iyi süite yerleştiriyoruz.
Mr. Keats, I have you and your family booked into our best suite.
Bir süite aktardık.
Upgraded you to a suite.
İkiniz de gidin... Ben de süite kameralarla değişik açılardan bakarım.
You two go... and I'll just check the different angles on the cameras in the suite.
Tekrar süite döndüler.
They're back at the suite.
En azından seni ve anneni bir süite yerleştirmeme izin ver.
Okay, so let me at least get you and your mom a suite at the hotel.
Süite gittik.
We go in the suite.
18'ine basar basmaz, şahsına ait süite konarsın.
You turn 18, you get a suite.
Sizi 4080 numaralı süite yerleştiriyoruz.
We're putting you in suite 4080.
Süite çıktığımda bir ses duydum.
When I left the suite, I heard something.
- Sizi bir süite yükselteceğim.
I'll upgrade you to a suite.
Onu süite almıştım.
I lent him a sweat suit.
- Onu bir süite yerleştirin.
Put him in a suite.
- Bu süite Bill Clinton kullandığında da böcek yerleştirmemiş miydik?
Didn't we bug this suite when Bill Clinton used it?
Dolandırıcılık ve kimlik hırsızlığından yargılanmanın yanında ayrıca süite verdiğiniz zarardan sorumlu tutulacaksınız.
Not only will you be charged with fraud and identity theft... but you will also be responsible for repairing all the damage you did to the suite.
Tamam, sizi bir süite yükselteceğim.
Okay, let me upgrade you to a suite.
Peninsula otelindeki süite. Galanın partisi de orada olacak.
Suite at the Peninsula.That's where the premiere party is.
Sence Dostoyevski'nin yazmak için süite ihtiyacı var mıydı?
You think Dostoyevsky rented a suite to write?
Dün gece dört numaralı süite yemeği siz götürmüşsünüz, doğru mu?
I understand you served dinner last night to cabana suite four, is that correct?
Tek gece için süite ödediği 40,000 dolar dışında, şövalyeyi öldüren mızrağı da o satın almış.
Not only did he pa $ 40,000 for a night at the chase regency, but... he also paid for the lance that killed your knight.
Süite çıktı.
She's up in the suite.
Lisa'yla birlikte yukarı süite çıkıyoruz. Michael ve Claire neden bu kadar gecikti bir bakalım.
Me and Lisa are gonna head up to the suite, see what's taking Michael and Claire so long.
Biraz baş başa kalmak için süite çıkıyorlar.
Upstairs to the suite for a little alone time.
Başka bir süite giden bir çift içeri bakınca cesedi görmüşler.
A couple on their way to another suite, looked in, saw the body.
Onun yerine Lexington Bulvarı'ndaki bir bara gittim sakinleşmek için iki kadeh attım gideri olan ilk kızı alıp, Carlyle'daki süite götürdüm.
Instead I went into a bar and grill on Lexington Avenue had a couple of pops to calm down and, uh I picked up the first young girl who said yes and took her back to a suite at the Carlyle.
Dinle, bu gece için bir süite ihtiyacım var, şirketin hesabına yazılsın, ama benim için değil.
Listen, I'm gonna need a suite for tonight at my corporate rate, but it's not for me.
Baskı yok, sadece emlâk piyasasında olduğumu duyunca beni oldukça hoş bir süite yerleştirdiler.
How about... how about dessert back at my hotel? It's no pressure, it's just that they heard I was in the market for properties, so they... they upgraded me into this suite at is... sweet.
Sizi bir süite yerleştirirdim ama Don'un çoğu müşterinin göreceklerini görmesini istedim.
I'd kick you up to a suite, but I want Don to see the way this works for most people. - It's lovely.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]