Sınıfta traducir inglés
4,711 traducción paralela
Beni sınıfta popüler biri yapacak.
It's gonna make me really popular in class.
7. sınıfta Aaron Demoyo için de aynı bakışın vardı.
I had that same look in Seventh grade over Aaron Demayo.
Anladım, um, sabitha benim torunlarımla aynı sınıfta okuyor
See, um, Sabitha is in class with my grandsons.
Bizimki Michigan'da ikinci sınıfta.
Ours is a freshman at Michigan.
Sınıfta sınav notu düşük.
His grades were low in the previous test.
Anasınıfında sınıfta kaldın.
You failed kindergarten.
Beşinci sınıfta, okul parasını ödemek için sokaklarda limon satardım.
Egypt was living without dignity.
11. sınıfta bıraktı.
He had to drop out in 11th grade.
Ve Fende sınıfta kalıyorum.
And also, I'm failing science.
Fende sınıfta kaldığını biliyor musun?
You know she's failing science, right?
Hayır, sınıfta iki tane Heck gözüküyor.
Uh, no, it says I have two Hecks in this class.
Aynı sınıfta olduğumuzu bilmiyordum.
I didn't know we were in the same class.
Tamam. Anlaşılan şu ki ikinizin aynı sınıfta olmaması lazım.
Okay, clearly, you two shouldn't be in the same room... ever.
Birinci sınıfta yolculuk edersiniz sanmıştım.
I had you down as first class.
Salem Cadıları'nın yargılanmalarını beşinci sınıfta falan okumuştuk.
We read about the Salem witch trials in, like, fifth grade. I guess I should have paid more attention.
Tabii, ikinci sınıfta kaybettiğim Boba Fett oyumcağımı da bulup bulamayacaklarını sormaya ne dersin?
Yeah, why don't you ask them if they can also find the Boba Fett figure I lost in second grade.
7. sınıfta birlikte çalıştığımızı, biliyor musunuz?
Did you guys know that we did gymnastics together, 7th grade?
Ben dokuzuncu sınıfta iken Randy Cusumano adında bir güreşçi vardı.
When I was in ninth grade, there was this wrestler Randy Cusumano.
Sınıfta görüşürüz profesör.
See you in class, Professor.
Birinci sınıfta? Amerikan Devrimi'ndeki kadınların rolü.
The role of women in the American Revolution.
Bana eskiden sınıfta yapıştırıcı koklayan kızı hatırlatıyor.
Reminds me of that girl, who used to sniff glue in chem class.
Evet, bilmiyorum. Şeydi... Sonra da Amy sınıfta yoktu.
- Yeah, I don't know, it was- - and then Amy didn't show up for class.
Bu yüzden beni sınıfta bırakacak değil.
So I know she won't flunk me.
Sanki... Sınıfta hiçbir şey sunmak zorunda değildi.
Like, he just--he hasn't had anything to offer in class.
Çünkü Jabbar onun sınıfta olmasına bayılır.
'Cause Jabbar would love to have her in his class.
7. sınıfta Aaron Demayo'yla çıktığım zamanki gibi.
Like me in seventh grade when I was dating Aaron demayo.
Yedinci sınıfta Aaron Demayo'yla ayrıldığımızda benim yaptığım gibi.
That's what I did in seventh grade when me and Aaron demayo broke up.
Evet, 3'üncü sınıfta çakmıştım.
Well, yeah, I failed third grade.
- Ve 6'ıncı sınıfta da.
And sixth.
Yapma dostum hayır. Hayır. Sınıfta yaptığın onca şey sorumlulukların, şimdiye kadar gösterdiğin değişiklik ne olacak?
No don't, mate, no, no, what about all the work you've been doing, all the stuff, all the changes you've been going through in class.
Danielle Gunston var ya. Bizim sınıfta ilk hamile kalan oldu.
Danielle Gunston - First one in my class to get pregnant.
Bu arada bizim sınıfta HIV hastası bir çocuk var ve öğretmen onu kovdurmak için imzalaman gereken bir şey verdi.
Oh, by the way, there's a baby in my preschool with HIV, and my teacher gave you something to sign to get him kicked out.
9. sınıfta veznedarlık için aday olduğumda, konuşmamda rap yapmıştım.
When I was running for ninth grade treasurer, I did a little rap as my speech.
Tanrım, keşke 6. sınıfta başımda sen olsaydın.
God, I wish I had you in the sixth grade.
O sınıfta 600 kişi vardı.
And there's 600 kids in that class.
Şey... sanırım öyleydim ama sadece son sınıfta çünkü piramidin tepesi için kısa birine ihtiyaç vardı.
Well... I guess I was, but only my senior year, just because they needed somebody small for the top of the pyramid.
Üçüncü sınıfta annemle birlikte neredeyse bir yıl kadar arabayla oradan oraya...
My mom and I took one in third grade for, like, a year, but we'd just drive around locally and- -
Sınıfta küflerle ilgili bir durum olduğunu biliyorum ama bu konuya değinmek gerekiyor.
Now, I understand that there's a mold situation in the classroom, but this needs to be addressed.
Lise öğrencileri ilk ilişkilerini genellikle son sınıfta yaşar.
High school seniors often find themselves in their first relationship.
Bugün sınıfta oturuyordum ve telefonum titreşti...
I'm sitting in class today when my phone buzzes,
Bugün sınıfta- -
Today in class, I'm- -
Bugün sınıfta öğrendim ki- -
So today I found out that- -
Sınıfta bunu hiç işlememiştik.
We never worked on that in class.
Adı Pervin, kendisi İranlı ve hukuk öğrencisi, beşinci sınıfta.
Her name's Parvin, comes from Iran, and she's studying law.
Sınıfta bunu mu okuyorsun?
So this is what yöu read in class?
Bizim sınıfta.
He's in our class.
- Sınıfta mıyız?
- Are we in the classroom?
Sınıfta gerçekten boy gösterdiğinden beri ne kadar zaman geçti biliyor musun?
Do you know how long it's been since you've actually been in class?
Sabah sabah sınıfta ne yapıyordun?
What were you doing in the morning in the classroom?
Kaybolan bütün insanların isimlerini ya da sadece son sınıfta trajik kazalarda ölenlerin isimlerini sana okumamı ister misin?
Would you like me to read you all the names of the people that have gone missing or died in tragic accidents in your senior year alone?
- Aynı sınıfta.
In the same class.