Sınız traducir inglés
232,766 traducción paralela
Horoz, Neumann's Hill'de çalışıyormuş, Colt, Roth'ların kızını hamile bırakmış ve Maggie'yle resmen boşanmışsınız.
Rooster's working at Neumann's Hill and, uh, Colt knocked up that Roth girl and... and you and Maggie finalized that divorce.
Katılır mısınız?
- You wanna join us?
- Colt, onunla konuşmalısınız.
- Colt, you guys need to go talk to him. - Why?
Joanne'le konuşmalısınız.
You should talk to Joanne.
Haklısınız, gidip onunla konuşayım.
And you're right, and I'm gonna talk to him.
- Hristiyan mısınız?
Are you a Christian?
Ve siz Uhtred Ragnarson'sınız. Gerçek bir savaşçıya ve bir lorda, iyi bir lorda hizmet etmek istiyorum.
And you are Uhtred Ragnarson... and I wish to serve a warrior and a lord, a true lord.
Yabancıları halkınızın müfrezesine davet etmekte niye bu kadar ısrarcısınız?
Why do you insist on inviting strangers into the household guard?
Etrafını adamlarla ve silahlarla kuşatmalı yaşamak için ihtiyaç duyduklarından mahrum bırakmalısınız.
You would need to surround him with men, with defences, and deny him what he needs to live.
- Dua ederken bana katılacak mısınız lordum?
Will you join me in prayer, my Lord?
Bazen gaddar olmalısınız lordum.
There are times, Lord, when you must be ruthless.
Bakar mısınız Bay Jeff?
Uh, excuse me. Uh... Mr. Jeff.
- Hazır mısınız?
You ready?
Ekmeği kaldırır mısınız?
- Yeah. - All right.
Kapanış konuşmaları yarın başlayacak ve ikiniz de profesyonel davransanız iyi edersiniz.
Closing statements start tomorrow, and you both better be professional.
Ama sizden dinlemedğiniz iki insana yoğunlaşmanızı istiyorum... biri kızı...... ki savunmanın size inandırmaya çalıştığı gibi ailenin sevilen adamı olduğundan şüphe etmeli...... bir de karısına, bugün de takıntığı o soğukkanlı bakışlarıyla hangi sebepten öldürdüğü belirsiz olan karısına!
But I want you to focus on the two people that you didn't hear from... his daughter... Mnh-mnh who must suspect that he is not the loving family man the defense would have you to believe... Mnh-mnh-mnh!
Arkadaşlarını bu uygulamalarda görmek tuhaf oluyor. "Arkadaşız diye mi sağa kaydırıyorum yoksa düzüşme durumu var mı?" diyorsun.
It's always weird when you see friends on these things,'cause it's like, all right, are we swiping right'cause we're friends, or is it a possible boning situation?
Her insan içinde tanrısal bir ateşle doğar., ve benim ışığım veya sizinki bunu ortaya çıkarıyor., Bizim bu dünyada yalnız olmadığımızı hatırlayın.
I believe that everyone is born with a flame of goodness, and if my light or yours go out, remember, we're not alone in this world.
Bizim alanımızın dışında yaşıyorlar.
They exist outside our realm.
Bu imkansız bunu yapamazsın
It's impossible you don't.
Bir daha kızıma yaklaşırsan kurşunlanmış pikaptan daha büyük sorun yaşarsın.
Oh, you go near my fucking daughter again, you will have bigger problems than a shot-up truck.
Bence sen yalnız ve mutsuz olmaya bağımlısın.
You know, Beau, I think you're addicted to being alone and miserable.
Kardeşin kızımın hayatını mahvettiyse bunu bana söylemen gerekir!
It is your responsibility to tell me if your brother screws up my daughter's life!
- Geçen gece eve gidip lise mezuniyeti ve kış balosu fotoğraflarımızın üzerinde sigara söndürdüm.
After the other night, I went home, and I put a cigarette out on our prom picture. And our winter formal picture.
- Eski kız arkadaşını hamile bırakmış.
He got his ex-girlfriend pregnant.
İdeal bir durum olmadığını biliyorum ama bunu birlikte aşacağız.
And I know it's not an ideal situation... but we're gonna get through this together.
Bakın, ikiniz de birbirinizin yoluna çıkmamakta anlaşsanız olmaz mı?
Look, why don't you both just agree to stay out of each other's way?
Kız evrak işinin kitabını yazmış.
Paperwork, that's like her Madden.
Jimmy amcamın balıkçı kulübesini kullanırız.
We can use my uncle Jimmy's fishin'hut.
Hız sınırını on kilometre aşsak hayatımız mahvolabilir.
You know, five miles over the speed limit, and it could ruin our life.
Neden sizin de canınızı sıksaydım ki?
Why would I wanna put that on you, too?
Tatlı konuşma beni konuşma Tüm bok nerede Siz mi aldınız
Don't try to sweet talk me, where's all the crap you guys bought?
Onlar başlamadan önce ne kadar uzun Eşyalarınızı satıyor musunuz?
That's how long before they start selling your stuff?
İnanın bana, o bizim adamımız değil.
Trust me, he's not our guy.
Dik dik baktığı kağıdın ne olduğunu sormanızı istiyor.
She wants you to ask about the paper she's staring at.
Çoktan yeni kızın Facebook sayfasını 2012'ye kadar stalkladı.
She's already stalked the new girl's Facebook page to 2012.
30 yıl önce Becky halanızın dolaplarını bedavaya yapmamıştım.
30 years ago, I didn't do your Aunt Becky's closets for free.
Dün akşam ona bir güzel sövecektim ama bencil acuze, kızının dansından hemen sonra gitti.
You know what, I would have cussed her out last night, except the selfish hag left the moment her daughter's dance was over.
Sizi uyarayım, ikiniz de annenize benzemeye başladınız.
You know what, and just a head's up, you both are turning into your mother.
Ana isminde birinden sipariş aldınız mı acaba?
I just know the woman's name. Any chance you served an Ana?
Ben, senin ve koca iPad'inin kızının ilk bale solosunu çaldığı babayım.
I'm not Richard, you fool. I'm the father you and your giant iPad robbed of his daughter's first ballet solo.
O kadının randevudaymışız gibi düşünmesini sağladım çünkü kendisi paparazzilerden fotoğraf satın alan bir ünlü sitesinin sahibi.
You guys, I was only letting that woman think we were on a date because she runs a celebrity site that buys photos from paparazzi, okay?
Sevgililer Günü listenizdeki dördüncü madde için bir denizciye mi ihtiyacınız var?
Need a sailor to cross off number four on that Valentine's Day list of yours?
Çocuklarınızın en güzel yönlerinizi alması çok güzel fakat nefret ettiğiniz yönlerinizi almaları insana feci dokunuyor.
It's fun when your kids get your best qualities, but it's a kick in the gut when they pick up stuff you hate about yourself.
İkimiz de annemin elma yanaklarını ve köfte dudaklarını almışız.
We both got my mom's crab-apple cheeks and pillow lips.
Lord Uhtred kralın muhafızı kral ve kasabanın ilgiye hasret yarısıyla şu taraftadır.
Lord Uhtred will be that way, with the king's guard, and the king, and half the townsfolk starved of interest.
Kralınız olarak ordumuzun harekete geçmesinin tam vakti olduğuna karar verdim!
As your king, I have decided... that it's time for our army to march!
- Kjartan'ın toprağı sizin toprağınız olacak.
Kjartan's land will become your land.
Kralınızın Bebbanburg'a ilişkin niyeti nedir?
Your king's intention regarding Bebbanburg is what?
Öğle yemeğinde tatsız bir salatanın yarısını yedim.
This is my first dinner, and for lunch I had a boring salad. I ate half.
Fransız mısın piç herif?
You ain't French, motherfucker.