English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ S ] / Sıçtık

Sıçtık traducir inglés

988 traducción paralela
Ama sayende sıçtık. Herşey uçtu gitti!
And instead, because of you, everything has gone up in smoke!
Harbiden sıçtık!
We really blew it!
Bilmiyorsan söyleyeyim, sıçtık.
Just so you know, we're fucked.
- Sıçtık. Evraklarım evde kaldı. - O işi bana bırak sen.
My registration is at home.
gerçekten seven. Ve biz sıçtık batırdık. Ne için?
You and me, we had women that loved us for who we were, really loved us for who we were, and we fucked it up.
Şimdi sıçtık.
Well, we fucked up.
Aslında sıçtık.
More like crapped out.
Ve sıçtık!
And we shat!
Yardım et yoksa sıçtık!
Help me out, or we'll screw it.
Sıçtık.
We're fucked.
Fena sıçtık!
We're in deep shit!
Muhtemelen sıçtık.
Possible shit.
Çok yoruldum, Tangonun da içine sıçtık zaten.
I'm tired and we made a mess with the Tango.
Tam anlamıyla sıçtık!
We're in a lot of fucking trouble down here.
- Sıçtık, lanet olsun!
Pain in the ass.
Oh, sıçtık.
Oh, piss.
Şimdi sıçtık.
Oh, crapola.
Sıçtık.
Shit.
Aw, sıçtık!
Aw, shit!
Sıçtık.
It's fucked.
Sıçtık, geri dön, lanet olası!
We're screwed, turn back, damned!
Her şeyin içine nasıl da sıçtık ama?
We fucked up, didn't we?
Sıçtık!
Holy shit!
Sıçtık!
Shit!
Basın ilk defa bizi geri çevirdi. Sıçtık.
The press, for the first time, turned against us.
Adamım, sıçtık sekiz ayda ölürüm!
Man, I rat and in eight months lm dead!
Hay, sıçtık.
Oh, shit.
- Sıçtık yani. - Hayır.
- Then we're fucked.
- Sıçtık.
- That's that, then.
Şimdi sıçtık!
Everything's fucked!
Eh! Şimdi sıçtık!
Great, shitty day!
- Sıçtık.
- Vamonos!
Sıçtık.
We fucked up.
Aha sıçtık, Deebo geliyor.
Oh, shit. Here come Deebo.
Sıçtık!
Goddamn.
Gününün içine sıçtık ya.
We took your shit all day.
Sıçtık!
This is bad.
Oh, sıçtık!
Oh, shit!
- Çok pis sıçtık.
- We are so fucked.
Belki de Paris'te gördüğümüz kırlangıçtır bu.
Maybe it's the same swallow we saw in Paris.
Bir erkeğin organı, çok derinlere sokması gereken kılıçtır.
A man's member is sword, that he has to plunge in deep.
Senin kılıcın İslamiyet'in karşısındaki en keskin kılıçtı.
But you were the bitterest sword against Islam
u aşağılık bankacılar politikacılar... asıl onlar kokain yasa dışı olsun istiyor! Böylece sıçtığımın parasını kazanıp sıçtığımın oylarını da alıyorlar!
It's the fucking bankers, the politicians, they're the ones that wanna make coke illegal so they can make the fucking money and then get the fucking votes!
.ıçtık, acaba yağmurun içinde ne vardı.
Crap, I wonder what's in that rain.
Korkarım ki, her sıçtığımda kıçımı ısırıyor.
I'm afraid it's going to bite my ass every time I take a shit.
Bu, çok keskin bir kılıçtır!
It's a very sharp blade. No!
Kıskançlığın, aşırı bencilliğin ve şu sıçtığım zorbalığından.
Your jealousy. your endless selfishness. your brutality.
Bu borç işinde fena s.çtık!
That pinche loan shark's gonna shit!
Bir bobsled yarışını kazanmanın en önemli kısmı başlangıçtır.
Winning a bobsled race is about - the push start.
Bu kutsanmış bir kılıçtır, oğlum.
A holy sword, my son.
Anlayış, üç tarafı da keskin bir kılıçtır.
Understanding is a three-edged sword.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]