Tablet traducir inglés
1,154 traducción paralela
Tablet!
The tablet!
Ve altı saatte bir beyaz olanlardan.
And one white tablet every six hours.
Birkaç tablet.
Just a couple of pills.
Crichton, uzun süredir tablete yazı yazmıyorsun.
Crichton, you're no longer writing on the tablet.
Albay Maybourne dünya dışı operasyonlarımızı yönetirken Eskiler'in dilinde yazılmış bir tablet bulmuştuk.
Back when Colonel Maybourne was running our off - world op, we found a tablet written in the language of the Ancients.
Deniz İnsanları Krallığı'nın tankına su temizleyici tableti de attım.
Okay, I've added the water purifier tablet to the Sea-People Kingdom Tank.
Eşim diyor ki 20 tablet, yarım saat kadar önce.
My wife says 20 tablets, perhaps half an hour ago.
onunla kağıt oynamayın ve sakın kız kardeşinizle tanıştırmayın.
Not playing the tablet, I introduce your younger sister Loads goods?
Buraya bir anıt istiyorum.
I want a longevity tablet here
Naratriptamine tablet şeklinde geliyor.
Naratriptamine comes in tablet form.
Bir tablet "E" aldığını söylediler.
They say he took one tab of "E."
Bir tablet, sanırım.
A padd, I think.
- Tablette.
- On the tablet.
Tablet Eskiler'in dilinde yazılmış.
The tablet is written in Ancient.
Tablette ne yazdığını biliyorum.
I know what the tablet says.
- Biliyorum bu tableti okuyorum fakat...
- I know I read that tablet but...
Eğer Anubis tableti tesadüfen bulsaydı benim yaptığım hatanın aynısını yapmayacaktı.
If Anubis were to accidentally find the tablet, he's not gonna make the same mistake I did.
Fakat eğer tabletin benzerini yapıp, yazılanları değiştirirsek...
But if we were to make a replica of the tablet, change what it says...
Ve herşey hazır olduğunda, Tok'ra sahte tableti yerleştirecek, ve, biraz şansla, Anubis'i gezegene doğru çekeceğiz.
And once everything is established, the Tok'ra will plant our fake tablet, and, with any luck, we'll lure Anubis to the planet.
O tableti kaybetmeyin.
Don't lose that tablet.
Daniel kayıp bir şehirden bahseden bir tablet buldu.
Daniel found a tablet talking of a lost city.
Önemli olan sizin şu tabletle gitmeniz.
You've got to get away with that tablet.
Tablette bahsedilen şehri bulmalıyız.
We need to find the city that's described on that tablet.
Aslında ben ısmarladım.
- Have you taken the tablet, Nobby? - What tablet?
Brock, uyuyamadığı zaman iki tablet vereceksin.
Brock, that's two tablets whenever he can't sleep.
Bir-iki tablet Viagra bulmak için.
Tell me you're not banging katy. Of course not. I'm not banging either one of them.
"Tanrının Sesi Davası."
Then please give him one tablet of halcion.
Pekala, herkes bir ilaç ve bir kalem alsın.
All right, now everybody take a tablet and a pencil.
Pharmavor'un üretim hattında makineler içerikleri birleştirip sıkıştırarak tablet formuna getiriyorlar. Çevrim içi çalışmıyorlar.
Pharmavor's production line - the machines that actually combine and compact the ingredients into tablet form, they're not online.
Tablet her şeyden daha değerli olan kayıp bir şehirden bahsediyor.
The tablet talks of a lost city that's more valuable than anything.
Rüyamda, tablet Eskiler'in dilinde yazılmıştı ve rüyamda onu okuyabiliyordum.
In the dream the tablet was written in Ancient, and in the dream I could read Ancient.
Tablet Abydos'da bulduğumuza benziyor gibi.
The tablet sounds a lot like the one you found on Abydos.
Eğer tekrar aynı rüyayı görürsen, belki de tableti tercüme etmelisin.
If you have the dream again, perhaps you should translate the tablet.
Görüyorsun, tabletin ne demek istediğini biliyorum sadece tercüme etmeyi bitiremiyorum.
See, I know what the tablet is supposed to say, I just can't seem to finish translating it.
Sarah'nın rüyalarından birinde sana tableti sunduğunu söylememiş miydin?
Did you not say that Sarah introduced the tablet to you during one of the dreams?
Bana yardım etmek için Eskiler'in tabletinin görüntüsünü zihnime aktardı.
She's implanted an image of an Ancient tablet to help me.
Daniel kayıp şehirden bahseden bir tablet buldu.
Daniel found a tablet about a lost city.
Benim emirlerime aldırmazlık edemezsin Cedrac... o tabletleri bırak. o işi ben kendim hallederim.
It's not your place to question my instructions, miss Cedrac. Leave the tablet alone. I'II catalog it myself when I get back.
birkaç gün içinde, Roma Fermanı'nı hazırlayacağım- - 12 Tablet'in yayınlanmasından bu yana anayasadaki en yenilikçi reform.
In the coming days, I will present the Decree of Rome... the most sweeping reforms in constitutional law since the publishing of the 12 tables.
Şu DDI haplarına bakmak bile midemi bulandırmaya yetiyor.
Just looking at the DDI tablet makes me nauseous.
MORFİN TABLET 30 MG
MORPHINE TABLETS 30 MG
Ağzına iki tablet ver.
Put two tablets in the mouth.
Kardeşlerim, şunu iyi bilin ki... en büyük emir Sina dağında Tanrı'nın parmakları tarafından tabletlere yazılmamıştı, hayır.
Brothers and sisters, hear me when I say... for the greatest commandment was not etched on a tablet by the finger of God at Sinai, no.
Beni yakalarlarsa siyanür içeceğim.
I'll swallow a cyanide tablet if they capture me.
Alerjinizi günde bir tablet antihistaminle kontrol altına alabiliriz.
We can control it with antihistamine. One pill a day.
Tablet?
Pills?
Tek bir tablet için 6 dolar veriyorum ve ilacı iki yıl kullanmam gerekiyor.
They get $ 6 a tablet for that. And I take it for two years.
Her sabah bir tane al.
Take one tablet every morning.
Endişeli olduğun her zaman bir tablet al.
Take one tablet every time you feel like you're losing it.
Tablet, Eskiler'in gömülü muhteşem hazinesinin haritası.
The tablet! The one that leads to the incredible Ancient buried treasure.
Günde 1 tablet...
1 tablet as required.