Takdire şayan traducir inglés
559 traducción paralela
Isua ve Barberton gibi yerler sayesinde bize Dünya'mızın nasıl doğduğunu gösterecek son derece takdire şayan şeyler başarıyorlar.
Thanks to places like Isua and Barberton, they've been able to achieve something quite remarkable, to show us our world being born.
Takdire şayan bir muvaffakiyet, efendim.
It's indeed a remarkable record, sir.
Şerif seçilirken Hummel'a oy vermedim ama bu adamı yakalaması takdire şayan.
While I didn't vote for Hummel for sheriff his promptness in catching this kidnapper is commendable.
- Takdire şayan bir meziyet.
- It's an admirable quality.
Takdire şayan.
Admirable.
Takdire şayan bir davranış Harry.
- That's highly commendable, Harry.
Gerçekten takdire şayan birisin, ama yerlerde yuvarlanmadıkça ve uşakları sinir krizine sokmadıkça, her daim gündemde olacağız.
We'll have a wonderful time. You're perfectly respectable. As long as we don't roll on the floor... and give the butler hysterics, we'll be cooking on the front burner.
Takdire şayan bir hareket.
It's admirable.
Mösyö Vincent, yaptığınız şeyler takdire şayan.
Monsieur Vincent, what you accomplished is admirable.
Bu takdire şayan ve olağanüstü başarından ötürü seni, Birleşik Devletlerin onur madalyasıyla ödüllendiriyorum.
"For this meritorious and exceptional action, " I now award you the medal of honor... Of the United States of america. "
- Takdire şayan.
- Admirable.
Ama, Mösyö de Bergerac, Montfleury gibi takdire şayan bir aktöre neden bunu yapıyorsunuz?
But, Monsieur de Bergerac, why have you done this to our Montfleury, an admirable actor?
Babam, bana bu tip şeylerin takdire şayan olduğunu öğretti.
My father taught me a certain appreciation for such things.
Evet, bir başka takdire şayan davranış.
Another assessment.
Takdire şayan bir öğretmen olduğu ortaya çıktı.
He turned out to be an admirable tutor.
Ama ne yazık ki, bu takdire şayan çalışma sonuçsuz kaldı.
Apparently, this splendid effort was without results.
- Takdire şayan.
- Highly commendable.
Takdire şayan birisiniz, azizim Tavernier.
You're quite a fellow, my dear Tavernier.
Bu sadece etkileyici ve takdire şayan bir durum değil, üstelik çok da tatmin edici.
It's not only remarkable and admirable, it's downright satisfying.
- Takdire şayan.
- Very commendable.
Düzeni tertibi takdire şayan.
His tidiness is admirable.
Çalışmanızın takdire şayan olduğunu da eklemek isterim.
S I NCE YOU'VE BEEN HERE FOR 1 1 MONTHS I THINK IT'S TIME YOU GOT A RAISE.
Anlıyorum, bu takdire şayan.
I see. That's commendable
Takdire şayan bir davranış. Bence...
Well, we own ourjohn.
Onurunu korumak istemen takdire şayan.
It's fine to uphold your pride.
Vali Tatsuta takdire şayan bir insan.
You see, Chamberlain Mutsuta is a shrewd character.
Sanatsal anlamda belki de hiçbir şey bu portre kadar takdire şayan olamazdı.
As a thing of art, nothing could be more admirable than the painting itself
Takdire şayan bir huyu var :
Excellent behaviour :
İngiltere iki kampa ayrılıyor ; Henry taraftarları, ve Becket taraftarları. Ve bu bizim için son derece takdire şayan bir durum.
England is splitting into the Henry camp and the Becket camp and that suits us admittible.
Yaptığın takdire şayan Buonarotti. Fakat aptalca.
Laudable, Buonarroti, but foolish.
Takdire şayan. "
Admirable. "
Anlayış gösterin lütfen bir zamanlar bu adam bir manastırın başrahibiymiş takdire şayan.
Please understand this man was once the very well-thought-of abbot of a monastery.
Yine de davranışı takdire şayan.
His conduct has been admirable.
Hakikaten, takdire şayan!
How commendable!
Kimseyi düşünmediğiniz halde beni düşünmeniz ne kadar takdire şayan!
I appreciate your kind thoughts about a nobody like me!
Takdire şayan.
Admirable!
Takdire şayan, Teğmen.
Very commendable, ensign.
Sonra, o takdire şayan performansını sergilerdi. Sanki hiçkimseninin bulamadığı kayıp bir bilimi arar gibi.
Then, as if he were performing... a sacred ritual... as if he were seeking...
Takdire şayan düşünceler.
Admirable sentiments.
Ama takdire şayan sonuçlar almayı başardık.
We had some spectacular results.
Takdire şayan ordumuzun şefkatine inanıyorum. Kendilerinden sayıca üstün düşmanla cenk ederken kahramanlıkları uzun askeri geleneğimizin bir şahidi olarak dimdik ayakta duran ordumuz direnişinde müttefiklerimize karşı olan görevini başarıyla yerine getirmiştir.
Convinced of the affection of our admirable army, whose heroism stands as testimony to our long military tradition as they fight an enemy which outnumbers them, convinced that our army's resistance has fulfilled our duty towards our allies,
Bu takdire şayan vatanseverler ateşin çevresinde ayaklarını ısıtmakla meşgul Fransız subayların liderliğinden ve yardımlarından kesinlikle istifa edebilirlerdi.
I know many people who are guilty. That's the truth. Many people I knew just stayed at home.
İki sebepten dolayı sizi görmeye geldim. Birincisi, hakkınızda duyduğum ilginç ve takdire şayan şeyler sebebiyle sizinle tanışmak istememdi.
First, I wanted to meet you, for I've heard many interesting and flattering things about you.
Augusta, bu ayrılık mektubu takdire şayan olmuş.
Augusta, this dismissal letter would fit well in a serial novel.
Bir robot gibi değil, bir insan olarak konuya yaklaşımınız takdire şayan.
It's nice that you realized you're a human being and not a robot.
Takdire şayan!
Quite remarkable.
- Bu takdire şayan bir durum.
Most admirable.
- Takdire şayan bir girişim.
We appreciate your initiative.
Davranışlarını takdire şayan bulduğumu bilmeni istiyorum.
the entire show magnificently.
Takdire şayan bir niyet.
A praiseworthy intention.
Takdire şayan.
Highly commendable.