Tecavüz traducir inglés
9,630 traducción paralela
Ben Jess'e tecavüz etmedim, onu lavabosuna ben koymadım ve ormanda gördüğüm günden beri o ceketi görmedim.
I didn't rape Jess, I didn't put that in her sink, and I haven't seen that jacket since the day in the woods.
Eğer Bay Crawford'a karşı bir suçlama dosyası isterseniz, ifadenizi alacağım ve bunun üstüne hastaneye gideceğiz, orada seni inceleyeceğiz ve hasarınız hakkında belge tutup bir tecavüz kiti alacağız.
If you'd like to file a complaint against Mr. Crawford, I'll take your statement and then we'll go down to the hospital, where they'll examine you and will document your injuries and get a rape kit.
Ve sonra bana tecavüz etti.
And then he raped me.
Yani, size tecavüz etti ve ondan sonra bütün geceyi yanınızda uyuyarak mı geçirdi?
So, he raped you, and then he spent the entire night sleeping next to you?
Mahremiyetime tecavüz etmeye nasıl cüret edersin?
How dare you invade my privacy? - I...
Şimdi, bildiğiniz gibi geçen hafta, bir öğrencinin tecavüz olayına "yüksek skor" diye tanımladığı bir kaza olmuştu. T'mam?
Now, as you know, there was an incident at the school last week involving a student referring to rape as a "hot Cosby."
Seni Butters'a tecavüz ediyormuş gibi göstermeye çalışıyordum sadece!
I was just trying to frame you for raping Butters!
Haneye tecavüz olayında.
On the break-in.
Kuğuya dönüşüp o kadına tecavüz ettiğin zaman?
What about that time you turned into a swan, and you raped that lady?
Boğaya dönüşüp başka bir kadına daha tecavüz etmene ne demeli?
- Or what about when you turned into that bull, and you raped that other lady?
Ona bir kaç kez tecavüz ettin.
You raped her a bunch of times, too.
Aile içi şiddet, tecavüz, ensest ilişki gibi şeyler...
Like, domestic violence or rape, incest...
Sonra şempanze kadına tecavüz etti.
And then the chimp raped the woman.
Guthrey ile genç kadınları ve kızları kaçırmak, tecavüz etmek ve pişirip yemekle alakalı birbirlerine bol detaylı fantezilerini anlatmışlar.
He and Guthrey exchanged intensely detailed fantasies about how they wanted to kidnap, rape, cook and eat young women and teenagers.
Bana tecavüz eden adam bu değil.
He's not the man who raped me.
Tecavüz edildi, dövüldü, damgalandı, aynı Melanie gibi.
She was raped, beaten, branded, just like Melanie.
Kitty onun yüzünü hiç görmemiş ve Londra'daki tecavüz muayenesinde işe yarar DNA bulunamamış.
Kitty never saw his face, and her rape kit in London didn't turn up any viable DNA.
- Kıza tecavüz etmişti.
He raped that girl.
Öz oğlunun düğününde bana tecavüz ettin. Sonra da namusumu savunduğu için babamı öldürdün.
You raped me at your own son's wedding, and then you killed my father for defending my honor.
- Başka bir tecavüz vakası mı?
- Another rape case?
Kapıdan girerse "Tecavüz ediyorlar," diye bağırırım.
If he walks through that door, I'm yelling, "Rape."
Bir kıza sahip olmanın tek yolu tecavüz etmek!
The only way you could get a girl is to rape her!
Bir kız bulmanın tek yolu tecavüz etmek!
The only way you could get a girl is to rape her!
Bilinçsiz bir kadini odaya sürükleyip ona tecavüz etmek normal mi sence?
Do you think it's normal to drag an unconscious woman to a room and rape her?
Haneye tecavüz, bir şeyin yerinin değişmesi veya alınması gibi bir olay söz konusu mu?
Any signs of break-in, anything moved or taken?
George'un Hanna'ya tecavüz ettiğini düşünüyorum Daniel.
I believe George raped Hanna, Daniel.
Tecavüz edemezler çünkü cinsel organları yüzlerce kilometre ötede olacak. - Birbirinden mi?
They can't rape you, because their genitals will be hundreds of miles away.
- Polisin peşinde olduğu adam onu Samantha'ya tecavüz ederken gördüm.
- The guy that the cops are after... - I saw him raping Samantha.
Samantha'ya tecavüz ederken gördüm ve orada dikilip hiçbir şey yapmadım.
I saw him raping Samantha and I just stood there, I didn't do anything about it.
Bunun haneye tecavüz olduğu açıkça görülüyor.
Okay, clearly this is illegal forced entry.
Çocukken bir rahip bana tecavüz etmişti.
A priest messed around with me when I was a kid.
Kadınlara tecavüz edip çocukları boğmuşlar. İnsanları samanlıklarda yakmışlar.
They raped the women, drowned their kids, and burned people in hay lofts.
Bence kendisine tecavüz eden adamla konuşmamak mantıksız değil.
I don't think it's irrational to not want to talk to the guy who raped her.
- Ona tecavüz etti.
He raped her.
Ona tecavüz etti.
He raped her. He's dangerous.
- Ben de öyle ama "Bana tecavüz ettiği için babandan nefret ediyorum ve onunla konuşmak istemiyorum" diyen anne olmayacağım.
Well, neither do I, but I'm not gonna be the mom who says, "I won't talk to your dad because I hate him because he raped me." That's not what parents do.
Odama geldi ve ne kadar kızgın olduğunu söyledi ona tecavüz ettiğim için.
He came to my room, you know, and started talking about how angry he was, about how I'd raped him.
Burada bir şey var... tecavüz davasının temyizi gelecek aymış.
Here's something... rape case coming up for appeal next month.
Tecavüz ya da başka cinsel saldırı işareti yok.
There's no indication of rape or other sexual assault.
Ona tecavüz edilmemiş, değil mi?
She wasn't assaulted in any way, was she?
- Evet. Fakat ilk adamı ben kabul ettim, o halde tecavüz değil, öyle değil mi
But I consented to the first guy, so that's not rape, right?
Demek katilin sigara içecek kadar zamanı vardı. O halde bu haneye tecavüz değildi.
So, if our killer had time to grab a smoke, then this wasn't a B and E.
- Yaptığın haneye tecavüz.
- You're trespassing.
Kadınlarımıza tecavüz ediyorlar.
They... they rape our women.
Büyük annem Mitanni'ydi. Sonra, Mısırlı bir istilacı tarafından tecavüz edildi.
My grandmother was, and she was raped by an Egyptian invader.
Sonra da beni bağlayıp tecavüz etti.
Then he tied me up and raped me.
- Tecavüz ve ahlaksızlık konusunda.
For violence and debauchery and...
Bize tecavüz ederler.
They'll rape us.
- Ona tecavüz etti!
He raped her!
Bana tecavüz ettiler!
- You're not gonna extort them.
Tecavüz etmişler.
Rape.