Technology traducir inglés
7,919 traducción paralela
Bu teknoloji hayati kolaylaştirmiş olabilir.
This technology may have made life easier.
Bu teknolojinin hacklemeye bu kadar açik olmasi onu öldurdu.
He's dead because the technology is so hackable.
Mikroskopik teknolojisindeki ilerlemeyle nanitlerin her hangi bir organizmayı hastalık veya travma ile taklit etmesini sağladık.
Advances in submicroscopic technology allow the nanites to break down any organic matter in ways that mimic disease or trauma...
Yabancı teknoloji gerçekten sinir bozucu olabiliyor.
Unfamiliar technology can be really frustrating.
Ve tüm bu çöpler, teknik bir iş bulma ve dağlarda yaşamaya gitme ve...
And all that crap about getting a technology job and going to live in the mountains and...
Teknik.
Technology.
Dağlarda bir yer alıyorsun, evleniyorsun, ve teknik bir iş buluyorsun bunlar senin için hiç kuralsız olamaz mı?
Get a place in the mountains and get married and you get a technology job... Can it ever be regular for you?
Teknoloji harikası, değil mi?
Sophisticated technology.
Teknolojiden nefret ediyorum.
I hate technology.
Kapak olsun, teknoloji!
In your face, technology. Company Database.
Teknoloji yok, haber yok.
No technology, no news.
Teknoloji.
Technology.
Bir tür sonik alet kullanıyor.
He's using some kind of sonic technology.
Yeni Suudi teknolojisini de dahil edeceğiz.
We'll be incorporating the new Saudi technology.
Dünya'nın yörüngesindeki Volm kalyonları bulduğumuz tüm milislerle iletişime geçmek için elinden geleni yapıyor fakat bizim teknolojimiz dahi sınırlı durumda.
The Volm galleons in Earth's orbit are making every effort to communicate with each militia we find, but even our technology is limited.
Espheni teknolojisi, insan teknolojisiyle tanışıyor.
Espheni technology shaking hands with human technology.
Deathlok teknolojisi üzerinde çalıştığından haberdar mıydın?
Were you aware that you've been working on Deathlok technology?
Böylesine bir teknoloji epey başımızı ağrıtır.
The kind of technology that could give the a-bomb a run for its money.
Eğer nasıl içeri girdiğini bulursam, belki nereye gittiğini de takip eder ve Howard'ın kayıp teknolojisinin yerini de bulurum.
If I can find out how he got in, perhaps I can trace where he went and locate Howard's missing technology.
Bay Brannis o kadar uçucu teknolojinin olduğu salla çok uzağa gitmiş olamaz.
Mr. Brannis couldn't have gone very far with a whole raft full of volatile technology.
Elleri Stark Teknoloji cephanesinin üzerindeydi, ama yalnızca onlarla birlikte oturuyordu.
He had his hands on an arsenal of Stark Technology, but he just sat there with it.
SSR, Howard'ın Amerika düşmanlarına silah satmaya çalıştığına inandı.
The SSR is convinced that Howard is trying to sell technology to enemies of the United States.
Keyfine düşkün milyarder ve eski adalet kaçağı bugün New York'ta kayıp teknolojisi hakkında büyük bir gelişmeyi açıklayacak.
The eccentric billionaire and erstwhile absconder from justice... is in New York today to announce a major breakthrough in the case of his missing technology.
Haydi, teknoloji.
Come on, technology.
Advanced Technology Operating Mechanism, yani A.T.O.M.
Advanced Technology Operating Mechanism... A.T.O.M.
Teknolojimiz yeterli.
We have the technology.
İzin verin o teknolojiyi kullanayım. İzin verin oğlunuzun geleceğini garanti altına alayım.
Well, let me take that technology, let me take that know-how into ensuring that your son actually does have a future.
Teknolojik bir oluşum.
Elliot and associates has been primarily involved in technology.
Teknolojiyi biliyorsun. Değişen zaman da en iyi emlak bölümüne Ulaşmak için Mulan şirketine ihtiyacın var.
You know technology, agriculture... but you need Mulan Properties to run your real estate division.
Evet, teknoloji ile arası yok.
Yeah, he's not so great with the technology.
Şimdiye kadar birincil hedefimiz, gün yüzüne çıkmamış Espheni teknolojisini yıkmak oldu. Böylelikle gün çekirdeğini onarırlarsa düşman, bir tehdit olmaktan uzak olacak.
So far, our primary focus has been on dismantling dormant Espheni technology, preventing the enemy from becoming a threat should they get their power core back online.
Şu ana kadar küresel koalisyonun Espheni teknolojisinin tahmini olarak % 52'sini yok etti.
So far, your global coalition has destroyed an estimated 52 % of all Espheni technology.
Federal ajanlar Wolfe'un Zora tarafından yeniden yakalandığını rapor ettiler ve devrimci bir yeni teknolojiyle kontrol altında tutulduğunu söylediler.
Federal agencies report Wolfe has been recaptured by Zora, and is being kept under control by a revolutionary new technology.
Sanırım gizli tutulan yeni bir teknolojiyi açıklayacaklar.
Supposed to announce some new technology that's been kept under wraps.
Aslında vadi üzerindeki tarlalarda yeni teknolojilerini test etmek üzereler.
They're actually about to start testing their technology on farms across the valley.
Devrim niteliğindeki buluşumuz bu özel dizayn, sıfır emisyonlu bulut tohumlama dronuyla, başladı.
Our revolutionary technology begins with this specially designed, emission-free, cloud seeding drone.
Korkarım, bu teknolojiyi devreye sokarlarsa bir sonraki mührü kıracaklar.
I'm worried if they launch this technology they're gonna break another seal.
Evet, Genç Emily. Teknolojimiz senin dönemindeki insanlara sihir gibi görünüyor olmalı.
Yes, Emily Prime, to the people of your time, our technology must seem like magic.
Ne ileri bir teknoloji.
What an advanced technology.
Bu teknoloji.
This is technology.
Teknolojiyi seviyorum.
I love technology.
Birleşim insanlık ve teknolojinin kaynaşıp insan bilincinin bir bilgisayar ağında sonsuzluğu bulabilme fikridir.
Singularity's the idea that when humanity and technology merge, a person's consciousness can find immortality inside a computer network.
Renautas yeni bir teknoloji yaratmak için güçleri kullanıyor.
Renautas is using powers to create a new technology.
Renautas yeni bir teknoloji yaratmak için güçleri kullanıyor.
Renautas is using Molly Walker's powers to create a new technology.
Renautas Molly Walker'ın gücünü yeni bir teknoloji için kullanıyorsa Primatech'e getirdiğin Evo'ların aynı amaç için kullanılmadığı ne malum?
You know, if Renautas is using Molly Walker's powers to make new technology, who's to say that the Evos you brought in for Primatech weren't used for the same exact thing?
İşlemcimiz aktif olduğu sürece DESTAN ve onun inanılmaz teknolojisi gezegendeki tüm Evo'ların yerini tespit edebilecek.
With our processor now online, EPIC and its incredible technology can locate every enhanced human on this planet.
Şu an bu teknolojiyi kullanarak şu an bu odada olmaması gereken Evo'ların olduğunu öğrenmiş bulunuyorum.
Using this technology, right now, I've become aware that there is an unregistered evolved human right here in this room.
Molly'i bulup serbest bırakmalı ve bu teknolojiyi yok etmeliyiz.
We've got to get to Molly, free her, and destroy this technology.
Bir yılıma ve milyarlarca dolara mal olan teknoloji yalnızca kısmen başarılı oldu.
The technology I've spent a year and billions of dollars developing is only a partial success.
Temel teknolojileri oldukça düşsel.
Their core technology, it's visionary.
- Bu teknoloji...
This technology...