Tempo traducir inglés
712 traducción paralela
Sırayı atla, koro söylesin, tempo.
Skip the verse, do the chorus, tempo.
# Şu Afrika temposu...
That African tempo
# Şu Afrika temposu beterin de beteri.
That African tempo is meaner than mean
Tempona dikkat et.
Watch your tempo!
Parmaklarımla tempo tutarım, odada bir aşağı bir yukarı yürürüm.
I drum with my fingers... pace up and down the room, talk about all sorts of irrelevent things.
Bakın çocuklar, tempo böyle olacak.
Look, kids, this is the tempo.
Tempo!
Beat it out!
- Tempo, oğlum.
- Beat it out, son.
Tempo.
Beat it out.
Sen sadece ona ayak uydur.
You just follow him for tempo.
Böyle ıvır zıvırlar söyleyeceksen, sadece tempo tutarak yapacaksın.
If you're gonna try junk like that, you'll do it on a split beat time.
Yağmurun sesini duymalıydın. Brandanın üzerinde tempo tutuyordu.
Oh, you should've heard the sound of the rain drumming'on the canvas.
Şu şekilde tizden başla, İskoç temposunda.
Pick it up in the treble, like this, in a shoddish tempo.
EMPIRE CITY DÖRTLÜSÜ
[Quartet : Up-tempo]
Doğru dürüst bir temposu yok.
That's not the right tempo.
Vals temposu ile.
Waltz tempo.
Yaşamının hızlı temposu, kriket maçlarının emeklemesine mi döndürülmeli?
Should the swift tempo of her life be slowed to the crawl of a match of cricket?
Müziğin temposu nasıl dostum?
How's the tempo of the music, friend?
- Tempo yanlış.
- The tempo's wrong.
- Bu tabii ki doğru tempo.
- It's the right tempo.
Bu doğru tempo.
It's the right tempo.
İstediğin tempoda dans et.
Dance whatever tempo you like.
Tempomuz olacak.
We'll have tempo.
Bilirsin, her zamanki tempomuz.
You know, that good old tempo.
Kendi temposunu tuttursun
That beats a tempo of its own
Hiçbir tempo Manhattan temposunun yerini tutamaz
There's no beat has Manhattan downbeat beat
Manhattan müziğini öğretince
That beats a tempo of its own
Hiçbir tempo Manhattan temposunun yerini tutamaz
No beat has Manhattan downbeat
Hiçbir tempo Manhattan temposunun yerini tutamaz
No beat has Manhattan downbeat beat
- Tempo fugit.
- Tempo fugit.
Hayat kolay, temposu ağır
" Life is easy and the tempo slow
Bütün olayı değiştireceğim.
- Throw the whole thing out of tempo.
İşimiz, dans edilebilecek bir tempoda çalmaktır. Blues ya da ağır müzik değil.
Our job is to play a tempo they can dance to.
- evet, anladım, efendim. çeyrek tempo - çeyrek tempo!
- Aye, aye, sir. Beat to quarters. - Beat to quarters!
Bu temponu beğendim Lester.
I like that tempo, Lester.
Judy, burada tempo senin için biraz düşük mü?
Judy, was the tempo a little slow for you here?
Son bölümdeki tempoyu izleyin.
Watch the tempo in the last part.
Biz daha yavaş tempoyu severiz.
We like the slower tempo.
Sanırım herkes iyi çalışıyor.
I think everyone's working at tempo.
Güldürmek, ağlatmak ayaklarıyla tempo tutturtmak.
SOMETIMES IT'S SWEET FROSTING, NICE GRAVY. SOMETIMES IT'S SOUR, IT GOES DOWN HARD, BUT YOU LIVE WITH IT.
Tempo.
Tempo.
Erkeklerin bir, iki, üç yaptıklarını görüyorsun. Tempoyu katlama!
You see the boys do one, two, three You're doubling the tempo.
Yarışta tempo biraz düştü.
They're slowing down slightly.
Davulcu! Bize tempo ver! Ama yavaş olsun!
Drummer, beat out the stroke but keep it easy.
Dostum, bilmiyorsunuz ama, bu çok uygun bir tempo.
You don't know anything about it.
Tempo Islahı... bir yalan mıydı?
The Tempo Reformation... was that a lie?
# Bandoya tempo tutan sevimli bir çift topuk,
A lovely pair of heels that kick to beat the band
Tempo tutun.
Step in time! Step in time!
Tempo tutun.
- Step in time!
- Tempo tutun.
- Step in time!
DOLLY KARDEŞLER ŞARKILAR VE DANSLAR
Up-tempo ]