Thaddeus traducir inglés
251 traducción paralela
Bu onun amcası, Yargıç Thaddeus.
It's her uncle, Judge Thaddeus.
Gidelim, Thaddeus.
Come on, Thaddeus.
Merhaba Thaddeus Amca.
Hello, Uncle Thaddeus.
Thaddeus Amca, hadi dans edelim.
Uncle Thaddeus, let's dance.
Dur şimdi, Thaddeus...
Now, Thaddeus....
Thaddeus, kendini kontrol edecek kadar yaşlısın.
Thaddeus, you're old enough to control yourself.
Başkan Thaddeus Markham, Texas Eyaletler Arası Demiryolu Şirketi "
Thaddeus Markham, President, Texas Interstate Railroad. "
Ben Thaddeus.
I am Thaddeus.
Beni affedebileceğini düşünüyormusun, Thaddeus?
Do you think you could ever forgive me, Thaddeus?
Thaddeus, harika değil mi?
Thaddeus, isn't it wonderful?
- Oh, Thaddeus...
- Oh, Thaddeus...
İyi geceler, Thaddeus.
Good night, Thaddeus.
Oh, Bay Thaddeus Gelmenize çok sevindim!
Oh, Mr. Thaddeus I'm so glad you've come!
ve Thaddeus usta da besbelli akli dengeisi yerinde olmayan biri.
And master Thaddeus evidently in a disturbed state of mind.
Thaddeus'un çevresinde bir ağ örüyorum.
I'm weaving a web around Thaddeus.
Hepsi Thaddeus'u işaret ediyor.
All point to Thaddeus.
Bay Thaddeus Sholto, söyleyeceğiniz her şeyin aleyhinize delil olarak kullanılabileceğini söylemek benim görevim.
Mr. Thaddeus Sholto, it is my duty to inform you that anything you say will be taken down and maybe used in evidence against you.
Athelney Jones sadece Thaddeus'u değil bekçiyi, ve avcıyı, ve 2 Hintli hizemetçiyi de tutukladı.
Athelney Jones arrested not only Thaddeus but also the gatekeeper, the gamekeeper, 2 Indian servants.
Benim adım Thaddeus Harris.
- My name is, uh, Thaddeus Harris. - Hey!
Yüzbaşı Thaddeus Harris, İl Emniyet Müdürlüğündenim.
Captain Thaddeus Harris of the Metropolitan Police Department.
Thaddeus.
Thaddeus.
Thaddeus!
Thaddeus!
- Thaddeus.
- Thaddeus.
Siz Thaddeus Beaumont musunuz?
Are you Thaddeus Beaumont?
Umarım sen değilsindir, Thaddeus.
I do hope it's not you, Thaddeus.
Ben Yüzbaşı Thaddeus Harris.
I am Captain Thaddeus Harris and in this case...
Thaddeus Rourke, uluslararası silah satıcısı... elektronik silah sistemleri analisti, girişimci, genel bir kötü herif.
Thaddeus Rourke, international arms dealer... electronic weapons system analyst, entrepreneur, general bad guy.
Thaddeus, Bu işlemden geçmeliyiz.
Thaddeus, we have to go through the process.
Thaddeus Rourke'un Kongre üyesi Ian Harrington ile birlikte...
We have reason to believe that Thaddeus Rourke is working with...
Bu isim çok gizliydi, ta ki, Bay Kent, siz beni arayıp... sadece projeyi sizin bilmediğinizi söyleyene kadar... ama Thaddeus Rourke'dan şüpheleniyorsunuz... daha önce memnun olmadığım anlaşmalar yaptığım kişi... ve 6,5 dakika sonra gerçekleşecek olan... testimi sabote etmeye kalkacak kişi.
The name is top secret, yet you, Mr. Kent, call me up... you tell me not only do you know about the project... but that you suspect that Thaddeus Rourke... a man with whom I've had previous unsatisfactory dealings... intends upon sabotaging the impending test... a test which commences in six-and-a-half minutes.
Kimse Thaddeus Rourke'u iyimser olarak tanımlamazdı.
No one ever described Thaddeus Rourke as an incurable optimist.
Thaddeus.
Ah, Thaddeus.
- Thaddeus, ben hâlâ senin kralınım.
- Thaddeus, I am still your king.
Thaddeus, tartışmamızı bitirene kadar içeriye başka ziyaretçi kabul etme.
Thaddeus, no more visitors until we have this matter settled.
Thaddeus, kralın yeni bir yeri var.
Thaddeus, the king has new quarters.
Ve Thaddeus'u kim öldürdü?
And who killed Thaddeus?
Segallus, bana bundan bahsetti Thaddeus'un başına talihsiz bir kaza gelmiş.
Segallus informed me that Thaddeus had an unfortunate accident.
Thaddeus!
Saturn!
Bay Clark, siz Wellington Okulu'nun müdürü...
Mr. Clark, are you by any chance related to Thaddeus Clark...
Thaddeus Clark'la akraba mısınız?
Headmaster at the Wellington School?
Thaddeus Tribby'e bilgi sızdırıyormuş.
Leaking information to Thaddeus Tribby.
Bu Albay Thaddeus Riker, Pine Dağı'nda yaralandıktan sonra çekilmiş.
That is Colonel Thaddeus Riker after he was wounded at Pine Mountain.
Ama Thadeus, belki o açıklayabilir.
But Thaddeus, maybe she can explain.
Thadeus henüz bilmiyor.
Thaddeus doesn't know yet.
Bu yüzden Thadeus, evlendiğimiz zaman bana - çocuk yok - dedi.
So Thaddeus, he told me, when we married, no children.
Thadeus, sen Soraya'yı ve Gabrielle'i aşağıya ambara götür.
Thaddeus, you get Soraya and Gabrielle into the hold.
Thadeus!
It's Thaddeus.
Gabrielle ve Soraya... siz Thadeus'a ve kaptana bakın.
Gabrielle and Soraya? You see to Thaddeus and the captain.
Bu şekilde yaşayamam, Thadeus... artık olmaz.
I can't live like this, Thaddeus. Not anymore.
- Thaddeus!
- You!
Bölüğüm!
Thaddeus!