Thought traducir inglés
231,923 traducción paralela
- Neyi düşünmemiştin?
Hadn't thought about what?
Rahibin fazla kederli dualar okuduğunu düşünmüşümdür. Hava da katkıda bulundu.
I've always thought that the minister prays quite mournfully, so this suited him nicely.
Evlenirim diye düşündüğüm günler oldu... Olanak yoktu.
There was a time when I thought I would, but... it wasn't possible.
Yatalak olma düşüncesi...
The thought of... of being...
Programın için atabileceğin bazı olumlu adımlar düşündüm.
I thought of some positive steps that you could take for your program. Um, can you write this down?
İkili bisikletle gideriz diye düşündüm.
I thought you wanted help on the tandem.
Sen usta bir marangoz olduğun için yardım edebilirsin diye düşündüm.
I just thought since you're a skilled carpenter, you could help out.
Bunun benimle, dürüst bir gündüz işi yapmakla ilgili olduğunu sanmıştım.
I thought this was about me, about doing an honest day's work.
Destekçim olduğunu sanıyordum, işverenim değil.
I thought you were my sponsor, not my employer.
Babanın polis olduğunu söylediğini sanmıştım.
I thought you said your dad was a cop.
Dürüst olmak gerekirse o kadar ilerisini düşünmedim.
Honestly, I hadn't thought that far ahead.
Bitirdik demiştin hani? !
Okay, I thought you said you were done!
Mocha dediniz sanmıştım.
I thought you said "mocha."
Okula döndüğümde kahveciden ayrılırım diyordum ama sevmeye başladım gibi.
I thought I'd quit the coffee shop when I went back to school, But I'm kind of loving it.
Ofisimde masaj fikri her zaman hoşuma gitmiştir ve şu an gerçekleşiyor bu!
I've always appreciated the thought of a massage in my office, And now it's actually happening. - Ah!
Evet, altıma işediğim zaman bunu belli ettiğimi sanıyordum.
Yeah, and I thought I made that clear in there When I peed a little.
Onu ben de düşündüm.
I've thought about that.
"Oh, Tanrım, oğlum" diye düşündüm.
I thought, "Oh, my God, my son?"
Şimdi, çok deneyimim oldu Uzun vadeli bir ilişki ile, Bu yüzden, bilirsiniz, birkaç temel kural koyduk diye düşündüm.
Now, I've had a lot of experience with a long-term relationship, so I thought we'd, you know, lay down a few ground rules.
Ne yani, hayatım boyunca yalnız olacağımı mı düşündün?
What, so... You thought I was going to be alone for the rest of my life?
Annemin olduğumu sandığı asosyal eksantrik oluyorum.
Just being the un-socialized eccentric my mother always thought I was.
Annem bir eş bulamayacağımı düşünmüş eşim ise kendi hayatımı yürütemeyeceğimi düşünüyor.
So my mother thought I was incapable of finding a mate, and my mate thinks I'm incapable of running my own life.
Bir de Spock kulaklarının sadece Comic-Con'a gittiğini düşünürdün.
And you thought Spock ears were only good for Comic-Con.
Ben... denizin dışında bir yerde yaşayacağımı hiç düşünmemiştim.
You know... I never thought I'd live anywhere but the sea.
Bunu isteyebileceğini düşündüm.
I thought you might want this.
Deniz canavarının verdiği hasar sandığımızdan kötüymüş.
The damage from the Kraken was worse than we thought.
Ben de çözülmesi zor biri olduğumu sanıyordum.
And I thought I was tough to crack.
Benden vazgeçtiğini sanmıştım.
I thought you'd changed your mind about me.
Başka bir yol düşünmüş olsan bile... bir kahraman bulmak için o kadar çok vakit harcadın ki... korkarım zaman tükendi.
Although you might have thought of another way, but you've burned so much time searching for this hero, I'm afraid time has run out.
Tanıdığımı sandığım birini.
Someone I thought I knew.
Bunun zorluklara göğüs gereceği... anlamına geldiğini sanmıştım ama... esas anlamı işler zorlaştığında... kaçıp gideceğiymiş.
I thought that meant that he would... stick through things no matter what, but... really what it meant was that as things got tough, he just... took off.
Çünkü aşk bize mümkün olduğunu... sanmadığımız şeyler yaptırabilir.
Because love makes us do things we never thought possible.
Buranın hapis değil, okul olduğunu sanıyordum efendim.
I thought this was a school, not a prison, sir.
- Ben de öyle düşünmüştüm.
- I thought so, too.
Beni bir daha aramazsın diye düşünmüştüm.
You know, I thought I was never gonna hear from you again.
İşi berbat ettiğimi düşündüm.
Thought maybe I'd screwed it up.
Malezya'da çekim yapıyorduk ve senin zeki erkek arkadaşın, iç çamaşırına esrar saklamanın iyi bir fikir olduğunu düşündü.
We were shooting on location in Malaysia, and your brilliant boyfriend thought it'd be a good idea to hide his pot in his underwear.
Gerçekten iki diyeceğini sanmıştım.
Really thought you were gonna say two.
Bu gecenin amacının arkadaşlarının seni sevmesi olduğunu sanmıştım.
I thought the whole idea of this evening was to make his friends like you.
Biliyor musun, Vegas'ta çok para kaybettim, ama hayatımı da kaybedeceğimi hiç düşünmemiştim.
You know, I've lost a ton in Vegas, but I never thought I'd lose my life there.
Evet, Seni uyandırmam gerekli diye düşündüm.
Yeah, I thought I should wake you up.
Sadece arıların ağzından bal damladığını düşünürdüm.
Oh, my, and I thought only bees pour on the honey.
Evet, Düşündüm ki bir avuç kadarını yiyebilir.. ya da toplarını ovar.
Yeah, I thought he could eat it by the fistful or rub it on his balls.
- Hiç düşünmedim...
- No, I never thought...
Yüzümü yiyecek sandım.
I thought that she was going to eat my face off.
Yanımda oturan kişide o mikropların olduğu düşüncesi.
The thought that I was sitting right next to a person who had those germs.
Sanırım şansımın bir gülümsemeyle zirve yapacağını düşündüm.
I thought my fortune had peaked with the appreciative smile.
Johns kardeşlerden hiçbiri Wham Bam'i açmaya gelmeyince onları burada bulacağımızı sanmıştım.
When none of the Johns brothers showed up to open Wham Bam's, I thought for sure we'd find them out here.
Beni eğiteceğini söylediğinde içinde daha çok kılıç dövüşü olacağını düşünmüştüm.
When you said you were going to be training me, I thought there'd be more sword fighting involved.
Düşündüğümden daha ağır.
It's heavier than I thought.
John! Neyi riske attığını biliyorsun sanıyordum.
- I thought you understood what was at stake.