English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ T ] / Tiara

Tiara traducir inglés

380 traducción paralela
Sana kraliçenin tacını getireyim
And I'll get you a queen's tiara
Tacını getireyim Ya da Sahara çölünden bir piramit
A queen's tiara Or a pyramid from the hot Sahara
Kraliçenin tacını getiririm
I'll get a queen's tiara
Maskeli bir baloda taktığı, kristalden bir baş süsü o!
A rhinestone tiara she wore to a costume ball.
Ve bula bula, bu muhteşem elmas tacı buldun!
And you come up with a gorgeous diamond tiara.
Tacımı getirin!
Bring me the tiara!
Tacım ilginizi çekebilir.
You might be interested in my tiara.
Bu bir taç.
It's a tiara.
Tacım.
My tiara.
Elimin öpülmesi hoş, ama elmas bir taç ömür boyu kalır.
A kiss on the hand feels good, but a diamond tiara lasts forever.
- Taç mı?
- Tiara?
Hem tacını almam adil olur.
Besides, it's only fair I should have her tiara.
Tacı iade ederseniz, bu çirkin olayı unutmaya hazırım.
If you return the tiara, I'm willing to forget this squalid incident.
Leydi Beekman'ın tacı çalındı.
Lady Beekman's tiara has been reported as stolen.
Leydinin tacını çalmadım.
I did not steal the tiara.
- Tacı geri verecek misiniz?
- Are you going to give back the tiara?
Geri ver şu tacı.
Give up that tiara.
- Bir elmas taç kaç paradır?
- How much will a tiara cost?
Davacı elmas bir baş süsü, bir taç çaldığınızı söylüyor.
The plaintiff attests you stole a headpiece of diamond, a tiara.
Elmas tacı çaldınız mı, çalmadınız mı?
Did you or did you not steal the diamond tiara?
Bayan Lee, şimdi tacı bana verin.
Now, Miss Lee, you will give me the tiara.
Bu da kayıp taç.
And this is the missing tiara.
Sanırım Sayın Hakim, Bayan Lee'den tacı istemişti.
I believe His Honor asked Miss Lee for the tiara.
Bu duvak ve peçeyi giymek saflığının sembolleri... o kadar beyaz ve ince ki insan kusursuz ve temiz ruhunu görebiliyor.
Wearing that tiara and veil, symbols of purity... so white and transparent that one can look into your immaculate soul.
Tacının biraz kaymasına izin versen harika bir kadın olabilirdin.
You'd be a wonderful woman if you'd just let your tiara slip a little.
Beni tiyatroda taçla göreceklerse gece elbisesiyle de görebilirler.
If they can see me leave the theater in a tiara they can darn well see me arrive in an evening gown.
O taç benim.
That tiara is mine.
George stili taklit elmas işlemeli taç, yarım altın.
Tiara, George Il, rose-cut diamond paste, half a crown.
Hiç belli olmaz, belki elmas taç çıkar bahtına!
You never know, you might find a diamond tiara.
Benim muhteşem elmas tacım.
My gorgeous diamond tiara.
- Onu almayın.
Not my tiara.
Sende de var. Başka kimde taç var?
Anyone else got a tiara?
" Υ aşlι cadι kafasιna taç falan takmιştι.
" Old bitch has got a tiara and shit up there.
Önce cesedin kafasındaki baş süsünü çıkardı ve sonra da cesedin boynuna takılmış incileri aldı. Kendi elini, kadının boynunun altına koydu ve kafasını kaldırdı.
He first took off the tiara she wore on her head, and then, to take the pearls she wore around her neck, he put his hand beneath her neck and lifted her head.
Rüzgarda ayakta duruyorum. soğuk ve baş ağrım alnımı sıkıştırıyor.
Cold and headache clamp my forehead... and crown me with an iron tiara.
Opal bir taçla ilgili.
It concerned an opal tiara.
Sanki yarı insan yarı keçi. Takmıştır tacını...
Wearing the triple tiara.
O sabahlığın içinde harika görünüyorsun.
You'll look so lovely in that tiara. Tsk. All right.
Dün gece taktığı taç benzeri şey, o yok.
I know that the tiara disappeared what she used last night.
Seni kaltak.
Kiss my tiara, bitch.
O güzellik yarışmasındaki podyumda, mayosu ve başındaki tacıyla salınarak yürüyen o genç kadının hatırası...
The memory of that little gal walkin'down that runway at that beauty contest, wearing'that bathing suit with that tiara on her head...
- Benim gerçek elmas nokta süslü tacımla mükemmel olucak. - Shelly?
That will be perfect with my genuine, diamond-studded, tiara headband.
Benim gerçek elmas nokta süslü tacım.
My genuine, diamond-studded, tiara headband.
Avustralya'nın merkezine seyahat edip, Kral kanyonuna tırmanmak. Kraliçe olarak tabii.
To travel to the center of Australia, climb Kings Canyon as a queen in a full-length Gaultier sequin, heels, and a tiara.
O kraliçenin tacını çalıyor!
[man # 2] She's stealing the queen's tiara!
Suspansuarımı taç gibi giymeme zorlamıştın.
You made me wear my jockstrap like a tiara.
Boxcar Willie kasetlerim gelmiş... ve tacım
My Boxcar Willie tapes are here. And my tiara.
O cadıyı öldürdüysem iki gözüm önüme aksın.
I did not murder that bitch any more than I'm wearing a diamond tiara.
Ay'ın Tacı Harekete Geç!
Moon Tiara Action!
Van Buren'in, başı türbanlı 1 1 yaşında bir kızın... kaprisleriyle ilgilendiğini mi sanıyorsun?
Van Buren cares about the whims of an 11-year-old girl who wears a tiara?
Pekala.
Now, I've got a tiara...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]