English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ T ] / Toparlanın

Toparlanın traducir inglés

620 traducción paralela
- Toparlanın.
- Pack up.
Haydi toparlanın.
Let's mount up.
Ben kanunları temsil ediyorum ve kötülerle mücadele ediyorum. Toparlanın, kanunların en yüksek temsilcisi geldi.
I'm serving a notice on all you evildoers to make yourselves scarce'cause the majesty of the Law just arrived.
Toparlanın kızlar Mascheroni'ye gelin!
Step right up, girls! Come to Mascheroni!
Toparlanın çocuklar.
Wrap it up, boys.
Haydi, çocuklar toparlanın ve atlarınıza binin.
Come on, boys, pack and saddle up.
- Geri de toparlanın.
- Assemble at the rear.
Geri de toparlanın!
Assemble at the rear!
Hadi toparlanın, gidiyoruz.
Let's pack it up.
Toparlanın!
Clear away!
- Toparlanın.
Wrap it up.
Toparlanın biraz!
Straighten up!
Toparlanın. Alex Harvey ve 3 oğlu.
Alec Harvey and three sons!
Toparlanın ve mumları söndürün.
Tidy up a bit and put out the candles.
Toparlanın.
Pick up your dressing.
Toparlanın.
Face about.
Toparlanın.
Concentrate.
Toparlanın!
Pack up!
Hadi toparlanın bakalım.
Let's wrap it up.
- Hadi bir an önce toparlanın.
Wrap this up as soon as possible.
Çabuk, toparlanın.
- Quick, tidy up.
Toparlanın hemen!
Let's clear off!
- Kamyonda. Haydi, toparlanın!
Continue packing.
Toparlanın millet, hazır!
Roll up everyone, it's ready!
Tamam. Kendinizi toplayın, toparlanın.
Well, pull yourselves together, regroup.
Çabuk, çabuk! Çabuk toparlanın.
quick, get everything together.
Haydi, toparlanın.
Go on, pack up.
Toparlanın.
Muster up.
Toparlanın.
Pick it up. - Hold it.
Toparlanın.
Pro butte. Third strain.
Toparlanın çocuklar çabuk, ana yelkeni kaldırın, diğerlerini çiftleyin!
Clear around lads and hurry, lets just hoist the main sail, double the cock sail!
Toparlanın beyler.
Straighten up men.
Toparlanın çocuklar.
Gather in, children.
Yarın toparlanıp, ayrılın.
You will arrange to leave tomorrow.
Ustasının direktifleri üzerine aydınlık sabahı karşılamak için toparlanır.
Having been thus taught by his master, Sanshiro is able to face the bright morning.
Biliyor musunuz... kendimize bir sınır koyalım, aramızda anlaşalım... o miktara ulaşınca toparlanıp gidelim.
You know what? We ought to put a limit on our take, agree between us... when we get so much we pull up stakes and beat it.
Daha açık söyleyeyim, kendine bir iyilik yap... yarın sabah toparlanıp git buradan.
In case I don't make myself clear, you'll be doing yourself a favor... packing up and getting out tomorrow morning.
Londra'nın toparlanışını, karartma olmaksızın yeniden yaşamaya... başlamasını izlemek isterdim.
I'd like to watch London recovering itself, starting to live again... without the blackout.
Toparlanıp toparlanamayacağını görmek için bekleyebilirim.
I can wait and see if you pull yourself together or not.
Hemen toparlanıp gidelim, Yarın ilk trene atlayıp hâttâ...
Let's pack and get out of here. Let's take the train tomorrow.
Vatan henüz kurtarılıp sil baştan toparlanırken kısa bir rahatsızlığın ardından babasının kalbi durdu.
When they had survived everything and life was just beginning anew... after a brief illness, Father's heart stopped.
Şimdi, sen git toparlan sonra herhangi bir trene atla ve toz ol... ben de gidip bebeği vermek için yarın sabah ilk iş olarak... Doğu Acton'daki aileyi getireyim.
Now, you get packed, and then get a night train anywhere, and I'll get those people over from East Acton first thing in the morning for the baby.
Öbür adamlarınızı tehlikeye atmayın, toparlanıp gidin.
Don't risk your other men, go away.
Hayatta kalabilmen için paraya ihtiyacın vardır. Toparlan bakalım tatlım, beni ağlatma sakın.
To survive in this life you need dough pack it up, honey, don't make my cry
Ives'e bu sabah geleceğini söyledim. Ona ; "Paul, hayatının parçalanmasına izin verecek bir adam değildir,... yakında toparlanır" dedim.
I said you're not the kind to leave pieces of his life lying around.
Toparlanın!
All right!
Chien-fu, toparlan, asla iyi olamayacaksın.
Chien-fu, rest up and you'll be better in no time.
Gösteriye katıldın ya, çabuk toparlanırsın.
It'll be better now that you are with the show.
Toparlan Bütün zararlarını ben karşılayacağım Bunları bir avukata anlatacağız
Pack up your brushes and polishes! I'll pay the damages. Whatever!
Başımız derde girdiğinde herkesin fikrini söylemesi güzel... ama toparlanıp gitme kararını almadan önce... sanırım kendimize burada ne aradığımızı sormalıyız.
Starting fresh sounds good when you're in trouble but before we vote to pack up and leave I think we should ask why we're here.
Şimdi artık toparlanıp şu küçük bayanın izini sürsek iyi olur
Now, we'd better load up and track that little lady down.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]