Tost traducir inglés
1,856 traducción paralela
Burada etli tost ekmeği bile var.
You got chipped meat on toast.
Çocuklarıma sadece kahvaltı hazırladığımı çünkü tost makinesinde yansımama bakmayı sevmediğimi yazdığı kısmı bir türlü aşamıyorum.
I couldn't get past the section where she said that I only cook my children breakfast, so I can admire my reflection in the toaster.
Bir tost olsa nefis olur!
I got the fever for some french toasty toast!
- Tost!
- French toast!
Hatırlasana, bu bağ, bir altuzay seviyesinde bulunuyor, ve elektronlarının protonları ile kaynaşmasını sağlayan bir noktaya kadar normal nükleidler arasındaki itici güçten kurtulmalarını sağlıyor ve bu olmaya başladığında, tost olacaklar.
Remember, this bond is occurring on a subspace level... Which helps get them past the normal repulsive force between nuclei... To the point where their electrons are fusing with their protons, and once that starts happening, they're toast.
Ama para için çocuklara bakanların eline düşersem eğer bana yiyecek olarak kuru tost verirler.
But if I end up with a gang of madmen, who only take in kids for the cash, they'll feed me unbuttered toast.
Tost.
Yum. Toast.
Peki tost ister misin?
How about some toast, huh?
Biraz tost yedim ben.
I had some toast.
Tost makinesi.
Toaster.
Şu lanet Breville şeyinde domatesli peynirli tost yerken yandı.
- Piss off. Burnt it on a cheese and tomato toastie on that bastard Breville thing.
Mutlu çifte bir tost.
A toast to the happy couple.
Tost ister misin?
Some toast?
Tost ve yumurtanın kokusunun güneş desenli perdelerden sızmasına uyandım ve güneş desenli herhangi bir şeyin olduğu bir dünyada hayatta olduğum için ne şanslı olduğumu düşündüm.
I woke up to the smell of toast and eggs drifting through sun-dappled curtains, and I thought how lucky I am to be alive in a world with sun-dappled anything.
Sana tost hazırlayabilir miyim?
Can I make you a sandwich?
Yoğurt. Bir de kahve ve tost.
Yogurt... and coffee and toast.
Fransız usulü tost istiyorum.
I want french toast.
O ise tost.
He had toast.
Ya tost?
And toast?
Artistler, düşünürler, hayalperestler, tost gibi giyinen adamlar.
Artists, thinkers, dreamers, guy dressed as toast.
Çünkü hiçbirimiz tost bile yapamaz.
Because frankly, Barbara don't get ya nose outta the joint, collectively we can't make buttered toast.
Hayır, en parlağı, gözleme ile yüzüne tokat patlatarak seni uyandıran, üçüncü sınıfta icat ettiğim tost alarmı idi.
No, that was the toaster alarm I invented in the third grade, that woke you up By smacking you in the face with a waffle.
Caddeyi geçerken veya tost makinası kazasıyla değildir.
Not crossing the road or an incident with a toaster.
Peynirli tost karşılığında gömleğimi verebilirim
I'll trade you my shirt for a grilled cheese!
- Ay çöreği, tost?
- Croissants, toast?
Tost makinası taşıyorsun.
You're just missing a toaster.
Biraz güven problemi yaşıyorum çünkü biri son Cylonu gördüğünde onlar aynı yürüyen kromdan tost makineleri gibi görünüyorlardı.
I'm having a little bit of trouble believing that, because the last time anybody saw the Cylons, they looked more like walking chrome toasters.
Tost makinesi küvetin içindeymiş, değil mi?
So a toaster was thrown in the tub, right?
- Tost makinesi, soba.
- Toaster. Space heater.
Kibar biri. Tost makinenin kahvaltını hazırlaması şeklinde bir kibarlık.
Nice in the sense that your toaster is nice for making you breakfast.
Bir kız tanıyorum fikrinde tost.
I know a girl who Thinks of toast
Kahvaltı hazırlayacak sana bir tost.
She'll make you breakfast She'll make you toast
Bir kız tanıyorum fikrinde tost.
I know a girl who Who thinks of toast
Tost Makinesi.
Defective toaster.
Rosto yapabilecekken neden tost yapayım?
Why toast when you can roast? '
Tost yapabilmek yapabildiği tek şeydi.
Making toast was the only thing he could do.
Yaralar için Vaselin, mide için tost yiyin, tenekeye bir doalr atın.
Vaseline for hurts, toast for stomachs, a dollar for the can.
Bana da tost yap.
Make me some toast, too.
Tost mu?
Toast?
Tost.
Toast.
Yaralar için Vaselin, Mide için tost yiyin, Tenekeye bir dolar atın.
Vaseline for hurts, toast for stomachs, a dollar for the can.
Bi'salak tost, lütfen...
One Stupid Toast, please...
Bu ellerle tost mu yapacaksın...
Making toast with those hands...
Tost!
Toast!
Ne kadar tost yiyor öyle?
How much toast is she eating?
Tek yapabildiği tost...
All he can make is toast...
Yaralar için vaselin mide için tost yiyin, tenekeye bir dolar atın.
Vaseline for hurts, toast for stomachs, a dollar for the can.
- Mide için tost yiyin,
- Toast for stomachs.
İki tost, lütfen.
Two toasts, please.
Bir tost, lütfen.
One toast, please.
Eee, bu tost dükkanının sahibi müşterilerini bırakıp gitti.
Well, the owner of this toast stand just went and deserted his customer!