Total traducir inglés
11,515 traducción paralela
Tamamıyla altın çocuk.
He is a total golden boy.
Sorun da bu ya. Dün neler olduğunu hiç hatırlamıyorum işte.
That's just it - - yesterday was a total blank.
Kontrol tamamen bende.
I have total control over him.
Bu gayet mantıklı.
That makes total sense.
- Tam Ash'e göre.
Total Ash move. What?
Tam bir pembe dizi.
It's a total soap opera.
Tamamen olağandışı bir durum.
It is a total black swan.
Tam bir kaldırım mühendisi.
The father's Mike... total deadbeat.
Toplantıdan önce tam dokunulmazlık sözü istediler. Bunu da az önce tanıştığın adamdan almış bulunuyorum.
They wanted a promise of total immunity before the meeting, which I obtained from the man you just met.
Tam bir aşağılıkmışım.
I've been a total asshole.
O tam bir pislik.
- who's a total dick.
Miktarı söyle yeter.
Just tell me total amount, total.
- 420 bin mi?
420 total?
- Tam ters istikamette hem de.
Total opposite.
- Mantıklı. - Anladım.
- Makes total sense.
Tam anlamıyla kapı duvar.
a total, complete lockdown.
Bu tam bir insafsızlık.
This is total insanity.
Bir bakım ve hizmet ödeneği bile kopardım. Yıllık beş yüz bin... Tüm sağduyunuzla kullanılacak bir ödenek olduğunu ekleyebilirim.
I tacked on a maintenance and staff allowance of 500 grand a year... an allowance to be used at your total discretion,
Burada tam bir kaos var.
It's total chaos in here!
Mevcut sağlık krizi, Emily'nin dillendirdiği kadar kötü değildir belki ama yine de, sanırım hepimiz tamamen iyileşmesi için dua etmeliyiz.
Maybe his present health crisis is not as bad as Emily made it sound, but I still think that we should all pray for his total recovery.
Seyircilerin bilmesini isteriz ki, oyundayken Chip ve Donna'nın tam anlamıyla ucube olduğunu düşünüyormuşuz gibi görünebilir ama...
We want the audience to know that in the game, it may have looked like we thought Chip and Donna were total freaks, but...
Tam bir seks düşmanı değil mi?
Total cock block, right?
Üç hafta boyunca hastanede tedavi mi görmesi lazımmış?
Three weeks of hospitalization? That's total nonsense.
Kendince bir fiyasko muydu?
Make a total ass of yourself?
Bu da fiyatı vergi dahil 110 dolara düşürüyor.
Brings the total price down to $ 110 after tax.
Toplamda 12.37 $
Your total is $ 12.37.
Güya ben yetişkinim ama ben de beceriksizin tekiyim.
I'm supposed to be the adult here, and I'm a total mess.
Senaryo boka sardı ve yönetmen tam bir kazma.
The script turned into a piece of shit, and the director is a total hack.
İyi adam ama kazma.
Good guy, total hack.
- Pardon, kazara oldu.
Oh, I'm sorry. - Total accident.
Evet, meğersem Dr. Hartman'ın cep telefonu omuriliğime baskı yapıyormuş. Ve elimin-ayağımın felçli olmasına sebep olan buymuş.
Yeah, it turns out Dr. Hartman's cell phone was pressing on my spinal cord, and that's what was causing my total paralysis.
Dün gece çok sarhoş oldum, büyük ihtimalle çok büyük bir aptallık ettim.
I got so drunk last night, I probably made a total idiot out of myself.
Toplu bir yıkımdan bahsediyoruz.
We're talking total devastation.
- Tamir'le arkadaş olman tamamen de zaman kaybı değildi. İçlerine girmeni sağladı.
Well, befriending Tamir wasn't a total waste of time... it got you in.
Onun seçilmesi, bu adamların yüzüne tokat gibi indi.
His election was a total rebuke of these guys.
Kevin tam bir ağlaktır.
- Aww. - And Kevin is a total crier, of course.
Toplam 12 koruma. İkisi odada, üç tanesi aşağıdaki kapının orada. Yani araçta yedi tane var.
12 guards total. 2 in the room, 3 on the doors downstairs, leaves 7 at the trucks.
- Bu da tam bir saçmalık. - Evet.
- That's total bullshit.
Bu tamamen mahremiyet ihlalidir.
This is a total invasion of privacy.
Beşinci dosya, yani kırmızılar da tamamen istenmeyenlere ait.
Tier five, the reds, is reserved for total undesirables.
Bu olaydan sonra da Ufo'lara inanmaya başladı.
And it made him a total believer.
Bu tamamen şaşırdım.
It was a total surprise.
Tamamen bir erime tehlikesi var.
It's in danger of a total meltdown.
Merhaba Physique Total Body'nin bir üyesiyim ben.
Hello, I'm a member of Physique Total Body.
Kesinlikle olumsuz.
It's a total neg.
Moffet araştırma konularında bir efsaneydi... ikimiz gibi.
Moffet was legendary for total immersion in his subject matter... much like me with you.
Tamamen yalan, çünkü sadece el şeyini yaptık.
Which is a total lie, because we only did hand stuff.
- Dostum, Chad'ı öldüren adam gerzeğin teki ve ben...
Dude, the guy who killed Chad is a total dick, and I demand...
Bu iyi giyimli adam tamamiyle hayalet.
Our well-dressed man is a total ghost.
Saçmalık resmen.
Total nonsense.
Ne?
That's a total violation of my rights!