Traction traducir inglés
494 traducción paralela
Çekiciliğin var.
You have traction.
Inquirer, ulaşım tröstünü yıktı
"Traction Trust smashed by Inquirer."
Bir darbede ulaşım kartelini yere serer
" Just by his action has the traction magnates on the run
Bir hareketiyle ulaşım kartelini yere serdi
"Who by his action has the traction magnates on the run"
- Evet. Şu anda askıda.
I've put him in traction.
Sana güvenemezsem, bacağını traksiyona alırım.
- If I can't trust you, I'll put you in traction.
Traksiyonmuş.
- Traction.
Hampton Sarayı labirentinde buharlı bir çekici!
A steam traction engine in Hampton Court maze!
Neden sizi taşıyorlar?
What are you doing in traction?
Bacağım iki ay askıda kaldı.
And two months in traction.
Alfa Romeo'nun hızlanması mükemmel dört çekerli ve de disk frenli iç dizaynı ve işçiliği mükemmel çekiş gücü de öyle.
The Alfa Romeo has great acceleration, powerful four-wheel disc brakes, a luxurious interior, and great traction.
Omurgayı çekmek için motorlu bir çekme masası.
A motorized traction table for stretching the spine.
Şahsiyetimi düzeltmiş olmam, senin icabına bakması için birisini kiralayamayacağım anlamına gelmez!
Now, look, Rome. Just because I'm wearing a white hat now... don't mean I can't hire some pro... to put you in traction, for openers.
Tekerlekler kayıyor ve çekiş gücü kalmadı.
The wheels are slipping and we have no traction.
10 : 12'nin yeni dar çekişli bojileri var.
don't do it! The 10 : 12 has the new narrow traction bogies.
Sadece koltuk değnekleriyle birkaç ay.
Just a couple of months in traction.
İyi de ek bir çekiş sağlar bu.
Yeah, but that's artificial traction, man.
Kendimizden ona geçici bir sedye oluşturmalıyız.
We're gonna have to put him in temporary traction ourselves.
Gelecekte ki hammadde, hayvan taşımacılığına son, tamamen içten yanmalı motorla yer değiştirecek.
Future raw material and then animal traction will be replaced completely internal combustion engine.
Ben gerginken beni nasıl özümseyeceksin salak herif?
Hey, how are you gonna cherish me in traction, you dumb bastard?
Eğer bununla sokakları arşınlayacak olan ben olsaydım kesinlikle çelik çekiş milleri taktırırdım.
If she was my street rod Well, I'd mount myself a set of ladder traction bars in her, that's for sure.
Sırtım artık çok fazla ağrımaya başladı.
My back is ready for traction. - Oh, poor Freddie.
Lord Percy savunacak Ekselansları.
He'd been run over by a traction engine.
Beni soracak olursanız, ben okul tarihinde dayak yiyerek mezun olan en küçük çocuktum.
As for me, hey, I was the youngest kid in the history of the school to graduate in traction. [LAUGHING]
Michael, çekiş gücümüz yok.
michael, we have absolutely no traction.
Çekiş gücüm yetersiz durumda.
I have inadequate traction.
Lastiklerimin bu çekişi kaldırmayacağını sana söylemiştim.
I told you my tires had no traction.
Yüksek çekiş gücü hazır durumda.
The high-traction drop-downs are ready.
Hadi şu yüksek çekim gücü sistemini bir deneyelim.
Let's try those high-traction drop-downs.
Bakalım şu yüksek çekim gücü sistemin neler yapabiliyor ahbap.
Let's see what those high-traction drop-downs can really do, pal.
- Perşembe nadasa kaldım.
- Thursday I was in traction.
Çekme gücün de yok.
You've got no traction.
Bu çocuğun iki kolu askıda bile olsa bu odadaki herkesi yenebilir.
That kid, he has both arms in traction... he beats anybody in the room.
Bebe, dayağını yemek ister misin?
Kid, I'm gonna put you in traction.
Ben altı hafta askıda kaldım.
I spent six weeks in traction.
Üzerinden traktör geçmişti.
He'd been run over by a traction engine.
Eli işteyse gözü oynaşta.
If he's not in action, he's in traction.
Vurmalara karşı tahtalarına sürüyorlar.
They rub it on their boards for traction.
Yük arabasını çekerken yolu daha iyi kavramanızı sağlar.
It'll give you more traction when you're pulling the ice wagon.
Yenilgi altı ay ayak havada yatmaksa nerede bunun zevki?
Where is the fun in it all if defeat is nothing more than six months in traction?
Böyle giderse hastanelik olacağım.
I'm gonna end up in traction.
Peki burada yapılmıyor, ama biri, bir yerde, Meksika'da Köpek balığı idrarı enjekte ediyorlar.
Okay, you don't do it, but somebody, somewhere.... Down in Mexico City they shoot shark piss up your nose, you sit in traction for eight months.
- Traksiyonda.
- She's in traction.
Çünkü pastırma, yapışmayı sağlayacak kadar gevrekti. Böylece domates parçalanmadı.
Because the bacon... was just crisp enough to provide traction so the tomatoes don't slide.
Bu şeyler nasıl çalışıyor acaba?
How do these traction things work?
- Tanrım, her an seni düşünüyorum!
- There's better traction.
Döndüğümde enkaz haline gelsem de
# Though I may be in traction when I do #
Ulaşım tröstü açığa çıkarıldı
"Traction Trust exposed."
Ulaşım tröstü halkın iliğini kurutuyor.
"Traction Trust bleeds public white."
Dikkat ettim de, bu yolda gittiğimiz süre boyunca hiç eve, hatta benzin istasyonuna bile rastlamadık.
Damn it, I lost my traction.
On ay alçılar içinde yatmış ve bir yıl boyunca yürümek için çabalamış.
He spent ten months in traction and another year learning to walk.