Trending traducir inglés
214 traducción paralela
Her şey kötüye gidiyor.
See, things are trending downward.
Bayan Baskan halen oylarin aleyhinize dönmesinden endiseliyim.
Madam President, I still worry the vote may be trending against you.
Sirkilasyon sayıları aşağı düşen bir editörün, özel güvenlik bütçesinin hatırı sayılır şekilde artmasını haklı çıkarmak zor.
Hard to justify that beefed-up personal-security budget for an editor whose circulation numbers are trending down.
Pratt, GCS ve satürasyon düşüyor.
Pratt, his GCS is trending down, so are his sats.
Cinayet - İntihar, ama bu eğilim yükselişte.
Murder-suicide, but that's trending upward.
Denizaşırı pazarlarla olan etkileşim azalan bir eğilim göstermekte ayrıca ters difüzyonist hareketler bu etkileşimle paralel bir seyir göstermekte.
Crossover from traditional markets shows declination and inverse diffusion seems commensurate with that trade trending.
Senin hayatın iyiye gidiyor.
Your life's been trending up.
Uluslararası gidişe yöneliyoruz Geçen bir kaç günde memleketini terk eden biri için havaalanı manifestolarına, pasaport bilgilerine profillere, aktivitelere bakı...
Because we're trending international on this one, I started with airline manifests, passport databases- - profiles, activities- - looking for anybody that may have left their home country in the past few months.
En iyi yılların geçti! 7. albümün gecikti.
You're trending downwards right now.
"Yanlış top" Twitter'da yükselişte.
"Wrong Balls" is trending on Twitter.
Twitter da bile başlık olmuş.
She's even trending on Twitter.
Mucize, yeni bir numaralı konu.
... Miracle trending as the number-one topic.
Daha önce hiç olmadığın kadar trendsin, seni zeki piç.
You are trending like never before, you clever bastard.
Hayır, verdiniz röportaj üzerine Twitter ve Hashtag affedilmenizi konuşuyor.
No, that interview has you trending on Twitter and the hashtag says forgive.
"Jamie Dee manyaklarına hoş geldiniz!"
Hashtag I-heart-Jamie-Dee's trending top ten.
Bunu sana anlattım. Çünkü onu herkesten iyi tanıyorsun. Hem Miles'a söylesem güneş batmadan Twitter'ın en popüler geyik konusu olur.
I-I came to you because you know him... better than anyone, and if I told Miles, it'd be a trending topic on Twitter by sundown.
- Bebeğin kalp atışları giderek düşüyor.
Baby's heart rate's trending down.
- Twitter'da da popüler durumda.
It's trending on Twitter. For...
GQ dergisine göre pantolon askısı çok trendmiş.
You know, according to, uh, GQ, suspenders are trending.
- Eh, trend değil tabii.
- lt's not trending.
Tabi, bugünün trendi bu diyebiliriz.
Yeah, that's sort of a trending topic right now.
Dan, biliyoruz ki bu konuları seçersen Twitter'da asla gündem maddesi olamayacaksın.
Dan, we know you're never gonna be trending on Twitter if you choose those topics to discuss.
- En çok konuşulan konu olana kadar da durmayacağım.
I won't stop till it's trending.
"Kıyamet" trend oldu.
Apocalypse is trending. Ahh.
Benim östrojenim gibi aşağıya doğru iniyorsun.
Like my estrogen, you are trending down.
Kampüstekileri unut Şuna baksana
Not actually. I mean, she's trending pretty hard. Top five searches on the Internet.
Başkan Yardımcısı trend oluyor.
Twitter eruption. Veep's trending.
- En çok konuşulanlar arasına giriyorsunuz efendim.
- Um, you're trending, ma'am.
"Daniel'ı zapt edin" Twitter'da gündemler arasına bile girmişti.
"Occupy Daniel" was even trending on Twitter.
Yarınların modasının size küçük bir ön gösterimini sunmaktan keyif duyarız. İyi eğlenceler!
We're pleased to offer you a sneak peek today of what we believe will be trending tomorrow.
O yükselirken değiliz.
Not when he's trending up.
Trend olduk!
We're trending!
Çünkü trend konusu. - Ne?
Um, it's trending.
Trend konususun.
You're trending.
Demek trend olmak diye buna diyorsunuz?
So... this is what you call trending, right?
Tanrım, şu an moda bunlar değildir umarım.
God, I hope this is not what's trending now.
Dünyadaki birçok büyük kentte sabahki panik hem bireysel hem de toplu intiharların artışına sebebiyet verdi.
In dozens of major cities around the world, this morning's panic is trending towards spates of both individual and group suicides.
Şehir merkezinde bir galerim var, Hayvan sanatı da son derece moda şu anda.
Well, I have a gallery downtown, and animal art is trending right now.
Twitter'da yazanları gördün mü?
You see what's trending on Twitter?
- Bu ulus çapında bebeğim.
It's trending nationwide, baby.
- Moda değilim.
I'm not trending.
- Ne manada?
Trending in what way?
İşte bu mesaj olarak atılıyor.
That's trending.
Playoff'larda onu mahvetmeme rağmen.
and the Minefield is trending ahead of me, and I knocked his sorry ass out of the playoffs.
Üstelik kimse orada olduğumu bilmeden bunu başaracağım.
Oh, bro, I'm gonna blow it up for you, get you trending worldwide - - galaxy-wide!
Acayip moda oldun. İstanbul'da bile konuşuyorlar.
I got you popping and locking and trending in Istanbul!
Seçmelerdeymiş. Şu anda dedikleri yayılıyor.
"watching" the draft, and he's trending.
Trend bu.
It's trending.
Twitter üzerinde şiir dergisiyle trend olan biriyle.
With someone whose poetry magazine is trending on Twitter.
Peki.
See, things are trending downward.
Sebebi bilinmeyen yüksek ateş.
Fever of unknown origin, 101 degrees, trending upwards.