Ulaşamıyorum traducir inglés
1,192 traducción paralela
Kelvin'e gereken bilgileri aldım. Ama ona ulaşamıyorum.
I have the information Kelvin needs, but I can't get it to him.
Güneş sütü sürdüm ama sırtıma ulaşamıyorum.
I put the lotion on, but I couldn't reach the middle of my back.
Yüksek konseye ulaşamıyorum. İkinci yönetici Cooper konferanstaymış.
Second Triumvir Cooper is "in conference".
Dylan, kendime ulaşamıyorum. Yani gemiye.
Dylan, I can't raise myself..., the ship.
Dr. Greene, çocuğun babasına ulaşamıyorum.
I can't reach this boy's father.
Sorun şu ; o bana ulaşabiliyor ama ben ona hiç ulaşamıyorum.
Here's the thing, see... she can reach me, but I can't ever get her.
O bana ulaşabiliyor, ama ben ona ulaşamıyorum. Asla!
She can reach me... but I can't get her, ever.
O bana ulaşabiliyor, ama ben ona ulaşamıyorum.
See, she can reach me... but I can't get her.
Sorun şu ; o bana ulaşabiliyor ama ben ona asla ulaşamıyorum.
And the thing is, see... she could reach me... but I could never get her.
Gece, gündüz, her zaman o bana ulaşabiliyor ben ona ulaşamıyorum.
Day or night, whenever... she could reach me... I couldn't get her.
Ulaşamıyorum.
I can't get him.
O her ne ise, söylemek için bile John'a ulaşamıyorum.
Whatever it is, I can't reach John to even tell him.
Onlara ulaşamıyorum... İkisine de. Nereye gittiklerine dair hiçbir fikrim yok.
I can't get ahold of them- - either one of them- - and I have no idea where they went.
Enstitüye ulaşamıyorum.
I couldn't reach the institute.
Ona ulaşamıyorum.
I can't get hold of him.
Ona ulaşamıyorum.
I can't reach it.
Ama şimdi oraya ulaşamıyorum. - Tamam, sakinleş.
But I can't get to the backyard.
Sanırım şehirden kaçtı, çünkü ona ulaşamıyorum.
Who's apparently skipped town, because I can't get ahold ofhim.
Hayır, buradan geçip onlara ulaşamıyorum.
No, I can't get through to them.
- Kontrol merkezine ulaşamıyorum, hatlar kesik.
- I can't reach the control center.
- Bu beni ilgilendirmez. Kızıma ulaşamıyorum...
I wanna find out how to get in touch with my daughter.
Dokuz yaşında olduğum için pedallara ulaşamıyorum.
And because I'm nine, and I can't reach the pedals.
Ona ulaşamıyorum.
I can't reach him.
Onlara ulaşamıyorum.
I can't contact them.
- Neden ulaşamıyorum?
- Why can't I get through?
Nina beni bilgilendirecekti, ama dönmedi, cebine de ulaşamıyorum.
Nina was supposed to brief me, but she's not back yet or on her cell.
- Hâlâ ulaşamıyorum.
- I still can't get ahold of him.
45 dakikadır FBI'dan kimseye ulaşamıyorum.
( woman ) I've been unable to reach anyone at the FBlfor 45 minutes.
Dixon, sana ulaşamıyorum, çıkış noktasında buluşuruz.
Dixon, I can't get to you. I'll see you at the extraction point.
Ulaşamıyorum.
I can't reach him.
Ona ulaşamıyorum.
You can't reach her.
- Hala ona ulaşamıyorum.
- I still can't get through to her.
Pekala, ben Allison'ım... kapıya doğru yavaş yavaş yürüyorum. Ama senin yüzünden kapıya ulaşamıyorum.
Okay, so I'm Allison... and I'm strolling to the door, only I don't get there because of you.
Ulaşamıyorum.
I can't get through.
T'pol'e ulaşamıyorum.
I can't get in contact with T'Pol for some reason.
Vulcan'a ulaşamıyorum.
I can't raise Vulcan.
Onlara ulaşamıyorum.
I can't get at'em.
Ulaşamıyorum!
Can't reach!
- Makineye ulaşamıyorum, "ne yapacağım, ne yapacağım" diye düşünüyorum.
I can't get to the copier. I'm thinking, "What do I do?"
Ama ona ulaşamıyorum.
But I can't get to him.
Güvenlik yazılımına ulaşamıyorum.
I can't get access to the security program.
Mermilere ulaşamıyorum.
I don't have access to the live rounds.
Ulaşamıyorum, Charlie!
I can't reach it, Charlie!
Şapkaya ulaşamıyorum.
I can't reach over the hat.
Oraya ulaşamıyorum Allah kahretsin.
I can't reach down there, god damn it. You're at the flute up there. It must go to the butt.
Ben, ben ulaşamıyorum
AUDREY : I can't reach.
Aramaya çalışıyorum ama... Yumi'ye ulaşamıyorum.
I've been trying calling... but I can't connect to Yumi.
Onlara ulaşamıyorum, hat meşgul.
I can't reach them, the line's busy.
Peki neden artık kimseye ulaşamıyorum?
But why is it... My cell never reaches anyone.
Ulaşamıyorum ama...
But I couldn't get through.
Ajan Doggett'a ulaşamıyorum.
- Agent Scully.