Ulkeden traducir inglés
268 traducción paralela
Walt Kurtz bu ulkeden cikan en inanilmaz subaylardan biriydi.
Walt Kurtz was one of the most outstanding officers this country has ever produced.
- Her ulkeden olabilirler.
- Could have been anything.
Ülkeden çıkmasını sağlayacaklar. Kanada'ya gidecek.
Helping her out of the country, to Canada.
Ülkeden kaçmaya zorlayın!
That'll keep him off the front page.
Ülkeden ayrılmış olurum, cinayeti kimin işlediğine dair şüphe kalmaz.
I will have left the country, there'll be no doubt who did the killing.
Ülkeden kaçmalıyım. Ama param yok, gemi kaptanları yol için 1.000 kuruş istiyorlar.
But i have no money, and the shipmasters are asking 1,000 piasters for passage.
Ülkeden ayrılırken neler hissettiğini hatırlıyor musun?
Remember what it felt like when you went overseas?
Ülkeden kaçmanıza yardım etmek istiyoruz.
We want to help you escape the country.
" Ülkeden kaçtılar. Muhafızlara bluzuna diktiği mücevherleri rüşvet olarak vermişti.
They fled across the country, bribed guards with jewels sewn into her blouse. "
Ülkeden çıkabilmek hapisten kaçmaktan beter.
To leave a country is like breaking out of jail.
Ülkeden ayrılıyoruz!
We're leaving the country!
Ülkeden mi?
From home?
Ülkeden ayrılırsan bu şansı da yitirirsin.
You leave the country, and you've lost it.
Ülkeden tecrit edilirsin.
You shall be shut away in the country.
Ülkeden her çıkış yolunda artık nöbet tutuluyor.
A watch is now being kept on every means of exit from the country.
- Ülkeden ayrılmadan öncesine ait.
- Before I went away.
Ülkeden.
Out of the country.
Ülkeden ayrılmak için 24 saatiniz var.
You have 24 hours to leave the country.
- Ülkeden çıkmamı mı söylüyorsun yani?
Uh-huh.
Ülkeden ülkeye dolaşacaktır.
He'll roam from country to country.
Ülkeden...
You should get away...
Ülkeden ayrılmamıza izin verirse ben daha çok şaşıracağım.
I'll be more surprised if he lets us out.
Ülkeden dışarı çıkarıldım, sana çok teşekkür ederim.
I got thrown out of the country, thank you very much.
Ülkeden ayrılırken, bazı askerlerde onunla gitti.
When he left the country, some soldiers went with him.
Ülkeden kaç ve herşeye yeniden başla.
You get out of the country and start again.
Ülkeden ayrıldığımızdan beri o müzikleri dinleyip duruyorsun.
You been hogging those tunes ever since we left the country.
Ülkeden çıkmana izin verebilirler, ama bu yolculuğun yıllar sürebilir.
They should let you out of the country, but it may be your last trip for years
Ülkeden ayrıldığımı söyle.
- Tell him I'm out of the country or something.
Biliyorsun cumartesi geceni bir genelevde harcayabilirsin. ... Ülkeden... Eminim savaş için teşşekkür ediyorsundur.
When you learn you can spend Saturday nights in a brothel in this country I'm sure you'll give thanks to the war.
Ülkeden tüyecek misin Lex Amca?
You gonna skip the country, Uncle Lex?
Ülkeden ayrılıyor musun?
Leaving the country?
Ülkeden ayrılamaz mıydı?
Could he have left the country?
Vietnam'daki mevcut istikrarsızlık yüzünden, Son birkaç gün içinde teknelerle... Ülkeden ayrılarak Hong Kong'a geldi.
Due to the current instability in Vietnam, many Vietnamese boat people have arrived... in Hong Kong during the past few days.
Ülkeden ayrıldığını sanıyoruz.
We think he's left the country.
- Ülkeden ayrılıyor musun?
- You're leaving the country.
Ülkeden ayrılıyorum.
I'm leaving the country.
Ülkeden çıkmasına yardım et.
Help him get out of the country.
Ülkeden misiniz?
A country-boy?
Ülkeden değil ; rock grubundan.
Not the country. The rock group.
Ülkeden ayrılmam gerekiyor.
I have to leave the country.
Ülkeden ayrılır ayrılmaz yerime birini bulmaya çalışıyorsun.
Unless you're looking to replace me since I'm leaving the country.
Hastings'in dostu ve onu ikna etmeye çalışıyor. Ülkeden kaçmaları gerektiğini söylüyor çünkü Richard meclis toplantısında başa geçmeyi planlamaktadır.
He's a friend of Hastings and he's trying to convince him they should get out of the country because Richard's planning a takeover.
- Ülkeden apar topar kaçtı.
- He managed to escape the country.
Ülkeden atılmasın diye Apu'yla evlenir misin?
How would you like to marry Apu so he doesn't get deported?
Ülkeden temelli mi ayrılıyorsun?
You leaving the country for permanent?
Ülkeden çıkmak mı istiyorsun?
You wanna get out of the country?
Ülkeden kaçmak için acil bol para peşinde.
She's looking for a quick score to get out of the country.
Ülkeden bundan güzel kız bulamazsın.
You'll won't find a prettier girl in the whole region.
Ülkeden çıkmana yardım ederler.
They can help you get out of the country.
Ülkeden ayrılmayı planlıyordum.
Something really did come up.
Ülkeden çıkmaları için güvenli belgeler elde etmeye çalışıyor.
- Securing documents for safe passage.