Umudum traducir inglés
868 traducción paralela
- Evet. Bu elbiseye mirasçı olmak gibi bir umudum yok, hem de hiç.
I don't never have no hopes of falling heir to this dress, I don't.
Şimdiye kadar hiçbir vaatte bulunmadım. Çünkü bu son haftalara kadar seçilme umudum yoktu.
I made no campaign promises because, until a few weeks ago, I had no hope of being elected.
Hiçbir şeyim yoktu, umudum da yoktu.
I had nothing, not even hope.
- Benim böyle bir umudum hiç olmadı.
- I never had it.
Şahsen, hiç umudum yok efendim.
Personally, I have no hope, sir.
- Umudum kalmadı.
- It's hopeless.
Artık umudum kalmadı anne.
It's hopeless.
Bu aşktan başka da umudum ve kurtuluşum yoktu.
That was the only hope and the only answer.
- Hiç umudum yok.
- It's hopeless.
Senin düzeleceğine umudum vardıysa da, artık yok.
If I once had a hope of your reforming, I don't anymore.
Belki de umudum vardı.
Maybe I was just hoping.
Hiç umudum yok.
There is no hope
Öyleyse hâlâ bir umudum var mı?
Then I still have hope?
Yüce tanrım, tüm umudum sende.
O my Lord, my hope is in You.
Çocuk dedin de aklıma çocuk geldi, benimde umudum bir gün çocuğumun olması.
I was kid too, when you revived a feeling in me.
Dilerim umudum gerçekleşir ve benimde çocuklarım olur.
I hoped, I dreamed that one day perhaps I could make you love me.
Adamın sezdiği benim umudum, benim arzum... ve bir zamanlar benim için anlamı olan Sarah'nın anısıydı.
When it was my hope and my desire that he sensed, and the memory of all Sarah had once meant to me.
Onu beklemek, benim hayattaki tek umudum.
But my only hope in life is to wait for him
Bunun bir işe yarayacağına hiç umudum yoktu.
I had no hope that they could do me any good.
Tek umudum Santa Maria'dan kaçıp otobana ulaşmak ve diğerlerini neler olduğu konusunda uyarmaktı.
My only hope was to get away from Santa Mira... to get to the highway... to warn the others of what was happening.
Umudum olduğunu düşünüyorum...
I think I also have hope...
Artık tek umudum sineğin bulunması makineye beraber girmemiz ve atomlarımızın ayrışması için dua etmek.
Now my only hope is to find the fly, go through the machine once more with it, and pray our atoms untangle.
Çok umudum yok, ama belki burada keşfedilmemiş bir ressamım veya şairim olabilir.
I don't have much hope, but maybe I have a young painter or poet cooped up there.
Teste prensiplerinize uygun bir adam sokuyorsunuz. Cennete kadar seninle birlikte olmak isterim, ama sen o otobüse bindiğinde, Seni birdaha görme umudum hiç yok.
I wish to heaven you'd turn around, get on that bus, and never see Hope again.
Sevgilim, son umudum sensin.
My pet, you are my last hope.
Halâ umudum var.
Still I dared hope.
Bu benim tek umudum.
That's my only hope.
Diğer heriften zaten umudum yok.
From the other one I knew what to expect.
Benim hala umudum var.
- I can only hope.
Artık seninle evlenmek konusunda umudum yok.
I've no longer any hope of marrying you.
O benim tek evladım, tek umudum.
He's my only child, my only hope.
Benim... tek umudum sensin.
While you... you are my only hope.
Son umudum sensin.
You're my last hope.
- Söyle bana ki umudum olsun!
- Tell me, tell me I may hope!
Ama umudum sendin, sana güvenmiştim.
But you were my hope, I depended on you
Tek umudum tek kollu adamın bulunmasıydı.
My only hope was to find the man with one arm.
Hiç umudum yok.
I've given up.
Az çok bir umudum vardı...
Kind of a hope I had with me.
- bu benim tek umudum!
- it's my only hope!
Susan için, tek umudum sensin.
You are my one hope for Susan.
- Umudum var.
- I have hopes.
Hiç umudum yoktu.
I had no hope.
Şimdi tek umudum Li Beyi bulabilmek, o zaman
Now I only hope that I can find Mr. Li, then
Sıkıcı bir işim var, ne param, ne umudum var.
I've got a boring job, no money, no prospects...
Tek umudum ölmek.
My hope is to die.
Umudum gün ışığı.
My hope is the sunshine...
Benim umudum bu.
That is my hope.
Tek umudum sensin.
You're My Only Hope.
Tanrının annesi, Kutsal Meryem. .. tanrıdan sonraki tek umudum.. .. iyilik meleğim, kutsal koruyucum..
Holy Virgin, Mother of God... and after him my only hope... my good angel, my holy patrons... intercede for me, and protect me during this night... all my life long, and particularly at the hour of my death.
Tek umudum, yanılıyor olman.
I can only hope you're mistaken.
Benim ne tür bir umudum olabilir?
What kind of a hope could I have?