Unit traducir inglés
11,840 traducción paralela
Kapsama birimini saklamak için sahipsiz reaktörü kullanmak yani.
Using the abandoned reactor to hide the containment unit.
İkili Harekât, normal UNIT ilkelerine karşın bir uzaylı ırkını gizlice Dünya'ya yerleştirip kalacak yer sağlama üzerine oluşturulmuş gizli bir operasyondur.
Operation Double is a covert operation, outside of normal UNIT strictures, to resettle and rehouse - an alien race in secrecy on planet Earth.
UNIT'in yardımıyla insan biçimi alma izni verilmiş 20 milyon Zygon'un dünyaya dağılması sağlandı. Şu anda aramızda yaşıyorlar.
- With UNIT's help, 20 million Zygons have been allowed to take human form, been dispersed around the world, and are now living amongst us.
UNIT ihlal edilirse diye.
In case UNIT is infiltrated.
UNIT birlikleri dünyanın her neresinde olursa olsun yok edilecek.
UNIT troops will be destroyed wherever they are in the world.
UNIT Kuzey Amerika, Gerçekler ya da Sonuçlarına Katlan'da etkisiz hale getirildi.
UNIT neutralised in North America, Truth or consequences.
UNIT İngiltere'de etkisiz hale getirildi.
UNIT neutralised in the UK.
Kate Stewart öldü bütün UNIT bölükleri öldü.
Kate Stewart is dead, the UNIT troops are all dead.
UNIT, İngiltere'de etkisiz hale getirildi.
UNIT neutralised in the UK.
Osgood Kutusu'nu almak için UNIT'e gidiyorum.
I'm going to UNIT to retrieve the Osgood box.
UNIT Komuta Merkezinde. Londra Kulesi'nin altında.
UNIT HQ, under the Tower of London.
UNIT'in ateşkesle oynaması istememişti.
He didn't want UNIT interfering with the ceasefire.
O bara yerleştirdiğimiz ekipler Noah Lewis'i içeri girerken görmüşler.
The unit that we put on that bar spotted Noah Lewis heading inside.
Aslında, birimimden 12 kişi öldürdün.
And the fact is, you killed all 12 of my unit.
Odelle Ballard hesapsız ve acımasız bir haindir, teröristlerle işbirliği yaparak birliğinin ölümüne neden oldu diyeceğiz.
Odelle Ballard is a calculating and brutal traitor who turned on her unit, conspiring with terrorists to ensure their deaths.
SOC hakkında, teröristler hakkında ya da birliğinin trajik sonu hakkında tek kelime etmiyor.
She won't say a word about SOC, nothing about terrorists or the tragic end of her unit.
Çete Birimi elinden geleni yapmış ama bizim silah ortaya çıkana kadar fiziksel bir kanıt yokmuş.
Gang unit's all over it, but they had no physical evidence until our weapon turned up.
Onu yeniden içeriye alabilecekleri bir birim arıyoruz.
We're ringing around, trying to find a unit that can take her in.
Hey, depo çalıntı kimlikle kiralanmış.
Hey. Storage unit was rented with a stolen I.D.
İlk ekibi hallettik. Altlarına yapıyorlardır.
First unit's down or wetting themselves.
Yüksek Tehdit Önleme Ekibi, kısaca YTÖE'ye gerekeni yapması konusunda tam izin verilecek.
The advanced threat containment unit, or ATCU, will be given full license to act with whatever authority is necessary.
Christa Cook'un bilgisayarındaki yasadışı casus yazılımın kaynağını Bay Rich'e ait bir bilgisayar olarak saptadık.
I was up with our internet crimes unit tracing spyware illegally installed in Christa Cook's laptop to its point of origin - - a computer owned by Mr. Rich.
Sağlık birimi yola çıktı.
Medical unit en route.
Birliğimden hiç kimseye sırtımı dönmedim.
I'd never turn my back on anyone from my unit.
Sovyet CW ünitesi.
It's a Soviet CW unit.
Kasabada yeterince büyük olan tek dondurucu o.
It's the only freezing unit in town that's big enough
Mutfağı tamamen yeniledim. Tam bir daireye benzedi.
I retrofitted each unit with a kitchenette, so it's really more like an apartment.
Mallory'nin kaldığı daireye en yakında olan birimi gönderdim.
I sent the nearest unit to the apartment where Mallory's been staying.
Şu bloklardan birinde. Köpek birimi çağırdık.
He's somewhere in these three blocks, but we called in for a K-9 unit.
Bir sovyet CW ünitesi. - Bu sarin.
It's a Soviet CW unit.
Efendim, yangın kontrol ünitesi çevrimdışı.
Sir, fire control unit is offline.
Senden. tüm eşyalarımı şu adresteki depoya taşımanı istiyorum.
I want you to move all of my stuff to this unit at L.A. Store-it.
Kiraladığı depo çok küçüktü. ve evine de geri götüremedik. çünkü Patrice bunların ikinci el mağazasına gittiğini sanıyor.
Well, the... the unit he rented was way too small, and we couldn't take it back to his house, because Patrice thinks it's all going to Goodwill.
Başka bir depo tutacak. ve eşyalar yarın gitmiş olacak.
Uh, he's renting another unit, and this will all be gone tomorrow.
UNIT'i getiririm, Zygonları getiririm.
I'll bring UNIT, I'll bring the Zygons.
Davranış Analiz Birimi'nden Kıdemli Özel Ajan David Rossi.
SSA David Rossi with the behavioral analysis unit.
O ekibi kurmak ve yönetmek önceliğim.
Getting that unit up and running is priority.
Bu saklama biriminin ne süre burada kalacağını bilme şansınız yok, değil mi?
You don't by chance have a timeline on this storage unit here, do you?
Biriminden sızıntı var.
You got a leak in your unit.
Burada, Quantico'da bulunan Dijital Önleyici Teknoloji Birimi.
Digital Intercept Technology Unit... housed here at Quantico.
Biriminde sızıntı var.
You got a leak in your unit.
Benim birimim mi?
My unit?
Seninki olmadığı ne malûm.
How about your unit?
Takip birimini arayacağım.
I'll call in a follow unit.
Efendim, Metro sütun ve dökümcülük şirketi Bangalore'daki mağazasının iflasını borsaya bildirmiş
Sir, the Metro Pillars Moulding is leaving to Bangalore from the Moulding unit
2. ekip onun yolunu kesmeyi deneyebilir.
Unit two can try and head him off.
İkinci birim güvenli!
- Unit two secure! Extract!
Yakalamak için bir ekip hazırlıyorlar.
They're about to deploy a unit to capture them.
Size çoktan acil müdahale ekibi gönderdik.
We've already, uh, dispatched a rapid-response unit to your location.
Haverford West'de Cezai Adalet Birimi.
Criminal Justice Unit. Haverford West.
Hevesli kıçım altı ay içinde indi, dört ay yeni doğan ünitesinde kaldım ve bir vücut sorunlarla süslenir.
My anxious ass rode out in six... four months in the neonatal intensive-care unit and a body laced with issues.