Unuttum traducir inglés
10,903 traducción paralela
Ben kancamı unuttum.
I forgot my grappling hook.
- Ben seni çoktan unuttum bile.
I've forgotten you already.
Kahretsin, mantomu unuttum.
Drat, I forgot my coat.
Kahretsin, Mantomu unuttum.
Drat, I forgot my coat.
- Bu sabah evde bir şey unuttum.
~ You see, I left something in the house this morning.
Söylemeyi unuttum. Odandaki su, açık bir kabloya iletken görevi görüyor.
Forgot to mention... the water in your room is a conductor to an open wire.
Tam bir aptalım, sormayı unuttum.
I am an idiot. I totally forgot to ask.
Beynim o kadar boşaldı ki "könüşmeyi" bile unuttum.
My mind is so blank, I don't even know how to "tark anymelg."
- İngilizce söylemeyi unuttum.
Do you speak English? I forgot to try English.
Ne aptalım, unuttum.
What a dummy, I forgot.
Çocuklarımı okulda unuttum!
I forgot the kids at school!
Senin için mi çalışıyor benim için mi? Unuttum da.
Remind me, is he working for me, or for you?
Caitlin, bekle, unuttum.
Caitlin! Wait, I forgot, it's not your fault.
Krakerleri unuttum.
I forgot crackers.
Kusura bakma, külotunu getirmeyi unuttum.
Sorry, I forgot your underwear.
Hayır Burt, yedek bidonu unuttum çünkü seni kurtarmak için acele ediyordum.
- No, Burt, I forgot a spare jerry can'cause I was rushing to save your ass.
Tatlım, sanırım ceketimi üst katta unuttum.
Honey, I think I forgot my sweater upstairs.
- Bunu Roland'a vermeyi unuttum.
- I forgot to give this to Roland.
Söylemeyi unuttum, silahınızı yukarıda unutmuşsunuz.
I forgot to mention, you forgot your weapon upstairs.
Geçen defa unuttum, evet.
Oh, I forgot last time, yeah.
Ben unuttum.
I forgot.
Unutmayacağım dediğim halde unuttum.
Even when I said wouldn't I still forgot.
# # Unuttum #
♪ ♪ I forgot ♪
Kaç kere ben cebimde unuttum. Annem yıkadı, rezil oldu.
It's faded from going through the wash so often.
Ben geçen sene tam geçtim de yaz tatili bitti ondan sonra. Unuttum ben arada, yeniden baş...
I almost finished last year but the vacation ended, I forgot everything and had- -
[Vurma sesi.] Seni unuttum zannetme.
Don't think I've forgotten you.
O geceye dair bazı şeyleri unuttum.
I lost something that night.
Balo odasında bir şey unuttum.
Oh, You know what? I forgot something in the ballroom.
Artık Maggie'yi unuttum.
I'm actually over Maggie.
Maggie'yi unuttum falan diyordun.
About being totally over Maggie?
Onu tamamen unuttum.
I am totally over her.
Aynen, aynen. Ben de aynı şeyi unuttum.
Oh, yeah, uh, that's-that's also what I forgot.
Sana kendini bulmanda yardım edeceğim derken kendimi unuttum.
And I-I lost my way trying to help you find yourself.
Kalemimi unuttum.
I forgot my pencil.
Dün sanık serbest kaldıktan sonra, tutarsızlıklara ışık tuttuğunuz için ne kadar minnettar olduğumu size söylemeyi unuttum.
I didn't have time to tell you yesterday after his release, or I didn't dare, but I really appreciated how you led the debates.
Kablosuz internet şifresini sormayı unuttum.
Um, I-I forgot to ask you the password for Wi-Fi.
Bu sabah mesela ön kapıyı açık unuttum.
Like this morning, I left the front door open.
Nasıl unuttum bilmiyorum.
I... I don't know how I forgot.
Gizli el hareketini unuttum.
Forgot the secret handshake.
Evsahibesini arayıp söylemem gerekiyordu ama unuttum.
I... Fine.
- Chang'in orada olduğunu unuttum.
- I forgot Chang was up there.
- Adını unuttum bile.
I have already forgotten his name.
Gülmeyi unuttum!
I forgot to laugh!
Bu evin, gizli kulübümüz olduğundan bahsetmeyi unuttum.
Forgot to mention this place doubles as our secret clubhouse.
Onu unuttum ben.
I'm over her.
Unuttum.
I forgot! Do I give you...
Yüzüncü kez söylüyorsun. Evet, yanımda su getirmeyi unuttum.
For the hundredth time, no, I did not remember to bring water.
Sana canavardan bahsetmeyi unuttum mu?
Did I forget to mention the monster?
Kahretsin, telefonumu içerde unuttum.
Oh, crap, I left my phone in there.
Demeyi unuttum ama Henry bu konuyu bilmemeli.
Oh, I forgot to mention...
Tamamen bu konuda unuttum.
Totally forgot about it.