Utangaç traducir inglés
2,124 traducción paralela
Pekala, utangaç olmana gerek yok.
Well, no need to be uh, shy.
Ne zaman bir kadın iç çamaşırı görseler utangaç oluyorlar.
Gets embarrassed when they see a lady's underwear.
Bırak da konuşmayı ben yapayım, utangaç çocuk.
You just let me do the talking, shy boy.
Esther şu anda çok zor bir dönemden geçen çok utangaç, içine kapanık, hassas bir kız.
Esther's a very shy, reserved sensitive little girl going through an extremely difficult time.
Sığınmak için okula geldiği ve güneş doğana kadar birbirimize kısa hayatlarımızın hikayesini anlattığımız o geceden beri o soluk yüzü ve utangaç ama açık sözlü kişiliği aklımdan çıkmaz olmuştu.
Since the night she came to shelter in the school, when until dawn, we told each other the story of our short lives, her pale face, her shy but frank personality, were constantly on my mind.
Utangaç olduklarını düşünüyorum.
Now I figure they're just shy.
Ama dediğim gibi, fazla utangaç olma.
But like I told you, don't be so shy.
İyi haberlerini söyle, utangaç olma.
Tell them your good news. Don't be bashful. No.
Hadi, utangaç olmayın.
Come on, don't be shy.
Utangaç ve hoştu.
He was shy and sweet.
Biraz utangaç gibi duruyordu.
She looked a little bit shy, like.
Probablement, yağsız, utangaç olgun kadınlardan hoşlanan ve nazik elleri olan atletik yapılı yabancı bir öğrenci.
Probablement, some lean, shy, athletic foreign student fascinated by a mature woman with gentle hands.
Senin hiç metro geçidinde araban bozulup yanında utangaç bakışlı bir çocuğun sürekli, durmadan " 7 : 15, 59. ve Lex arasında, 7 : 15, 59. ve Lex arasında diye tekrarladığını ve sürekli daha yüksek sesle bağırdığını yaşadın mı üstüne üstlük bu yetmiyormuş gibi....... kendisine vurmaya başladığını ve etrafta dolaştığını ve sonunda yavaş yavaş sakinleştiğini?
Have you ever been on a subway car that breaks dow and there's some guy... some shy-looking kid who starts repeating something to himself over and over, like, "7 : 15, 59th and Lex. 7 : 15, 59th and Lex," over and over, louder and louder until just saying the words isn't enough and he starts hitting himself and thrashing around and finally has to be subdued and tranquilized?
O çok utangaç.
He's very shy.
Birazcık utangaç ol çok fazla göz temasında bulunma.
Be a little shy, don't make too much eye contact.
Kyle utangaç ve sessizdir.
Kyle is shy and quiet.
Utangaç olma.
Don't be shy.
Biraz utangaç biriyimdir.
I'm really rather shy...
Utangaç biri değil.
Well, she's not shy
Kıpkırmızı olmuştum. Pek utangaç tiplerden değilimdir.
I blushed and I'm not the kind of guy that gets embarrassed.
Ama biraz utangaç.
But he is a bit shy.
Utangaç sayılırım.
- I'm sort of shy.
- Utangaç.
It's Blusher.
Neyse. Çekingen, Utangaç, her kimsen, senden aniden durmanı ve senin ona çarpmanı, senin ona çarpmanı, senin ona çarpmanı ve sonra da hepinizin düşmesini istiyorum. Hadi bakalım.
Anyway, Flusher, Blusher, whatever, I want you to suddenly stop and you to bump into him, you to bump into him, you bump into him... and then you all fall down, boom, boom, boom.
Ben Pamuk Prenses'im ve cam tabutta yatıyorum sen de Utangaç Cücesin ve beni tahrik etmeye geliyorsun.
I'm Snow White asleep in her glass coffin. And you're Blusher, and you come to try and rouse me.
Birşey söylediği zaman utangaç tavrı.
Saying something then feeling shy.
Bay Hansen hüsnühal bir geçmişe sahip. Devamlı bir işi, sürekli onu pasif, utangaç ve iyi huylu olarak tanımlayan iş arkadaşları, arkadaşları ve ailesiyle bile iyi ilişkileri var.
Mr. Hansen has a history of good behavior, a steady job... good relationships with coworkers, friends and family... who universally describe him as passive, shy and very good-natured.
Utangaç biriyim.
We don't really connect. We have nothing in common.
Sub demek, anal demek. Müşteri utangaç olduğu için böyle diyor.
Submission is anal but the client is too embarrassed to use this word
Utangaç olmayın.
Don't be shy.
Sadece, ben utangaç bir insanım.
It's just that I'm a shy person.
Biraz utangaç.
He's a bit shy.
- Sadece utangaç.
- He's just shy.
Bu evde utangaç kalmak oldukça zordur.
Well, it's hard to stay shy in this home.
- Utangaç.
Oh, shy.
Gerçekten çok utangaç.
He is so shy.
Çok utangaç ve çok tatlı.
Very Shy and very sweet.
Şimdi başlığımı çıkarmam gerekiyormuşçasına kendimi çok utangaç hissettim.
Well, now I'm feeling all self-conscious... like I'm being pressured to take off my helmet.
Yapımcılar asla utangaç değildirler, değil mi?
Producers are never shy. You're not shy, are you?
Acayip utangaç biriydim.
I was horribly shy.
Utangaç.
Shy.
# Yanakların utangaç çiçekler gibi senin #
Your cheeks are blooming like blushing flowers...
- Sadece utangaç.
he's just shy.
Merhaba utangaç.
Oh my god, she's making a fool of herself.
Kyle utangaç ve sessizdir.
[sports on tv ] [ switches channel] Kyle is shy and quiet.
Eğer sarhoş değilsem ve başım dönmüyorsa insanlarla konuşamayacak kadar utangacım.
If I'm not so drunk that my head's spinning I'm too shy to talk to people. I know.
Çok büyük değilim ama çok utangacım
# I'm not very big, but I'm awful shy #
Bir yıl önce seyircilerin yüzüne bile bakamayan genç ve utangaç şarkıcı metamorfozunu tamamlamıştır.
Try To Set The Night On... Fire! It's been barely a year since their shy young singer couldn't even face his audience.
Kızlar, utangaç olmayın.
Girls, don't be shy.
- Çünkü çok utangacımdır ve kitaplarımın güzel olduğunu hiç düşünmem. Ayrıca rol yapmayı hiç beceremem.
-'Cause I get too embarrassed and I never think my work is any good and I'm not a natural performer.
Biraz utangacım.
I'm a little bit shy.