Uzanip traducir inglés
8 traducción paralela
Yapacagim ilk iº bir yerlere uzanip birkaç günlügüne sizmak.
The first thing I'm gonna do is lie down somewhere and die for a couple of days.
Sürekli bombardiman, bir elmaya uzanip almamizi bile olanaksizlastirmisti.
Constant shelling makes it impossible to reach up for apples.
Kadinlar pencelerden uzanip, burunlarini karistiriyor ve bizimle dalga geçiyorlardi.
Women leaned out of their windows and thumbed their noses and sneered.
Eger ben olsaydim ve düzgün bir silah bulamadiysam uzanip sabirla beklerdim.
No, see. Now, if it was me and I couldn't find a decent enough weapon I would just lie back down and bide my time.
Tek istegim küvete uzanip kitap okumak. Ama su an...
All I want to do is sit in the bathtub and read a book, but now...
Uzanip kestirmeyi çok severim.
I'd like to lay down and take a nap myself.
Bütün gün uzanip televizyon izliyorsun.
You lie and watching tv all day.
Orada uzanip "Beni hâlâ seviyor mu?" diye merak etmeme gerek yok. "Kazadan sonra beni hâlâ çekici buluyor mu?" diye de. Sürekli "Ne düsünüyor?", "Ne hissediyor" diye endiselenmeme de.
I don't have to lie there wondering if he still loves me, if he still finds me attractive after the accident, always worrying about what he's thinking and what he's feeling.