English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ V ] / Valerian

Valerian traducir inglés

81 traducción paralela
Valeryen kök birası daha uygun kaçardı.
Valerian root would be more appropriate.
Bazı sakinleştiriciler buldum.
I found some Valerian calming medicine.
- Mathilde uyuması için sakinleştirici verdi.
- Mathilde is giving her her valerian.
- Evet. 1 bardak suya 2 damla kediotu koydum.
- Of the valerian? - Two, sir, as you said.
Bu kediotu kokuyor, zararsızdır tabii başka şeyle karıştırılmazsa.
There's a smell of valerian, which is harmless, but something must've been added.
Dün gece 21 : 45'de patronunuza kediotunu vermek için gittiğinizde, o yatmıştı değil mi?
When you took Mr. Ratchett his valerian drops about 9 : 40 yesterday evening, was he already in bed?
Bardağı elinin altında olsun diye.
To place the valerian drops within reach, sir.
Kediotunu patronuna getirmeden önce gayet kolay zehir koyabilirdi.
He himself could have poisoned the valerian before bringing it to his master.
Diğer bir deyişle Valerian. Bakabilir miyim?
Valerian, in other words May I see?
Hint sümbülü toplarım Aşk merdiveni Melekotu filizleri...
And Valerian blooms and fern buds and wild angelica.
Kediotu denedim. Melatonin hatta Alışveriş Kanalını.
Tried valerian root, melatonin, the Shopping Channel.
Komutan, bir Valerian nakliye gemisinin istasyona yanaşmak için izin istediğini duydum.
Commander, I just received word that a Valerian transport has requested permission to dock.
O zaman bak bakalım Valerian gemisinin yanaşması için her şey tamam mı?
Then see to it that the Valerian ship is cleared for docking.
Binbaşı, Valerian gemisi kaptanı hakkında bilgi burada.
Major, here's the information on the captain of the Valerian ship.
Derin Uzay 9, Burası Valerian gemisi, Sherval Das.
Deep Space 9, this is Valerian Vessel, Sherval Das.
Valerian olayı hakkında endişelerime katılıyor musun?
Do you share my concern over this Valerian situation?
Komutan Sisko'nun Valerian gemisine karışmamamız konusunda ısrar ettiğini duydum.
I heard that Commander Sisko insisted on not interfering with the Valerian ship.
Kira Valerian gemisinin gitmesine müsaade etmiyor. Sistemlerimizin yarısı da kontrolü altında.
Kira's locked down the Valerian ship and put half our systems under her control.
Valerian'ları serbest bırakmak için birkaç saat lazım, kaptanlarıyla konuştum.
I need a few hours to free the Valerian ship. I've talked to their Captain.
İçeriye girmek için son bir kilit kaldı. Ondan sonra Valerian gemisi hazır olacak.
One more security lockout to penetrate and the Valerian ship will be ready.
Kira bizim Valerian gemisine ışınlanmamızı engellemek için güç alanı kurmuş olmalı.
Kira must have set up a force field to stop us beaming onto the Valerian ship.
Valerian gemisine giden yolu bizim için aç.
Clear us a path to the Valerian ship.
Kediotu kökü çayı. Sıcak.
Valerian root tea.
Biraz kedi otu kökü çiğne ve daha çok spor yap.
Chew some valerian root and get more exercise.
İlacını iç baba.
Take your valerian, Dad.
- Ve bir baş belasıydı.
- And a bore. - The valerian, Dad.
Boynumu kapatacağım, terlik giyeceğim ve ilacı içeceğim.
I'll cover my neck... I'll wear the plush slippers... and I'll drink the valerian.
İlacını içeceğini söyledin.
That you want the valerian.
Al sunu. Kediotu yada baska bir sey ic.
Have a valerian or something.
Mr Child'dan Doc Salatası siparişi vermiş. Naconation Shake ve Vallerian tanecikleri.
He ordered a Mr. Chow's takeout duck salad, an echinacea shake, and some valerian drops.
- Bu kediotu.
- This is valerian.
Kediotu!
The valerian!
- Bu kediotu özü.
- This is valerian.
Sana kava kava ve kediotu kökü verdim.
I already gave you the valerian root.
Kediotu kökünün özü.
Extract of valerian root.
Bana biraz St. Valerian'ı anlatır mısınız?
Could you tell me about St. Valerian's?
Belki kediotu çayı alabilirsin.
Maybe you could get some valerian tea.
Kediotu çayı.
- Valerian tea.
Ona anksiyetesi için kediotu kökü verdim.
I have him on valerian root for anxiety and stress.
Sana hazırladığım bitkisel ilaçları alıyor musun?
Are you taking the Valerian Root I got you?
Kediotu tabletlerini.
Your valerian tablets.
Kediotu.
This is Valerian.
Uyuyamadığımda, kediotu kökü içerim.
When I can't sleep, I use valerian root.
Kediotu kökü karışımı.
Concentrated valerian root.
Kedi otu çayı ister misin biraz?
Would you like some valerian tea?
Kediotu çayı. Beynin güzel ve sıcak bir banyo yapsın.
It's valerian root tea, and it'll give your brain a lovely, soothing bath.
- Şey, ben, yardım meleğin değilim.
Well... It's not... not the valerian.
Valerian'da oda ayırtıp aynı zamanda bana parlıyorsun.
Reserving a suite at the Valerian at the same time you're shining me on.
Valerian'da buluş benimle.
Meet me at the Valerian.
- Hogswort ve kedi otu karışımı. Ne?
It's a compound of hogswort and valerian.
Ona kediotu katılmış bromür içirdim.
I gave her a mixture of valerian and bromine.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]