Vampir traducir inglés
6,034 traducción paralela
Vampir değildik, ailem hâlâ hayattaydı.
We weren't vampires, my parents were still alive.
"Vampir Günlükleri" nin önceki bölümlerinde...
Previously on "The Vampire Diaries"...
Beni anahtarlarımı vampir gücümle göğüs boşluğunuza fırlatmamı isteten 4 kelime işte.
5 words that make want to vamp-toss my keys into your chest cavity.
Şimdi ortaya çıkıyor ki şehre 1958'de taşınmış ve taşınırken yıllardır dokunmadığı bir kutuyu bulmuş. 12144 isimli özel bir vampir hasta hakkında notlarla kaplı 1950'den kalma tıbbi günlükler.
Now it turns out she did move to the city in 1958, and in the move, she uncovered a box that she hadn't touched in years... medical journals from 1950, covered in notes about a special vampire patient
Bir vampir daha.
Another vampire.
Beni vampir yap.
Make me a vampire.
Hâlâ bir vampir misin? Yoksa kehanet doğru muymuş?
Are you still a vampire, or is the prophecy true?
Artık vampir değilim.
I'm not a vampire anymore.
Maalesef ki onu hayatta tutacak vampir büyüsü kalmayınca Sloan son insan durumuna döndü ve şimdi sadece...
Unfortunately without the magic of vampirism to keep her alive, Sloan has reverted to her final human state, so now she's just...
Vampir şeyini.
The vamp thing.
"Vampir Günlükleri" nin önceki bölümlerinde...
Previously on The Vampire Diaries :
Büyük, korkutucu kurt adam vampir melezi.
A big, scary werewolf-vampire hybrid.
Vampir saldırıları olmaz, çılgın kan ayinleri olmaz, anlıyor musun?
No more vampire attacks, crazy blood rituals, you know?
Toparlayacak olursak yüzyıl evvel Klaus'a ihanet ettin yani vampir tarihindeki en tehlikeli kişiye ve seni bu durumdan kurtarabilecek tek kişinin tavan arasında kilitli duran kız olduğunu söylüyorsun. Fakat onun da durumu muamma.
So a century ago, you betrayed Klaus, the most dangerous vampire in history, and the only one that can save you is the girl that you had locked up in my attic, but she's a basket case.
Yok edici ve vampir avcısı olarak nitelendirilen Mikael'ı çağırıyorsun sebep olarak da çöpçatan işlerine mani olmamı gösteriyorsun.
You called Mikael... the destroyer, the hunter of vampires... because I detained you from pursuing some dull suitors.
Vampir gibi ürkütmüşsündür onu.
You would spook a vampire.
Yapma şunu, vampir!
Mm. Stop it, vampire!
Eğer bir de vampir olsaymış kusursuz olurmuş.
If only he were a vampire, he'd be perfect.
Tamam, blues söyleyen Zombilerimiz var ya da yolunu kaybettiği için üniversiteye giden Seksi Vampir Doktor var.
Alright, we got, Zombies that sing the blues or Sexy Vampire Doctor goes back to college because he lost his way?
Önemli olan şey, bizler bataklıkta tıkılıyken senin vampir sevgilin şehirde kimlerin nereleri aldığını kararlaştırıyor.
- It doesn't matter. The point is, we're stuck here living in the swamp while your vampire boyfriend's deciding who gets what in the city.
Hiçbir şekilde kuşağımı zedeleyecek bir riske girmem, özellike de kana susamış bir parazit vampir olamaya hiç niyetim yok.
And I'm not gonna let anything compromise my family line, especially becoming some bloodthirsty vampire parasite.
Bütün gece lanetlenmiş bir pederin cesetinin başında bekledim ki sabahında vampir dolu cenaze törenine katılabileyim.
I stayed awake all night next to the body of a hexed priest only to attend a funeral filled with vampires.
Vampir kanı mı?
Vampire blood?
Eğer Marcel'in bir planı varsa belki de Klaus durumu anlayıp etrafındakilar tarafından sevilmediğini fark ederek vampir emekliliğine ayrılır.
If Marcel has got a plan, maybe Klaus will buy a clue, realize he's a negative on the popularity chart, and go into vampire retirement.
Kardeşlerim ve güvenlik ekibi bir vampir ordusuna karşı çok fazla dayanamazlar.
My brothers and their security detail won't be much against a vampire army.
Guerrera kurtlarının Bölge'de vampir istemediklerini duydum.
I'm hearing word that the Guerreras want the quarter to be a no vampire zone.
- Vampir değil o.
- She's not a vampire.
Bir vampir size eşlik etmeden evden çıkmayı aklınızdan bile geçirmeyin.
And do not even think of leaving, unless accompanied by a vampire.
Çok şanssız olduğumun farkındayım. Yanınızda ben varken böyle bir durumda olunca bunu söylemem rahatlatmayabilir ama bu yüzden size dört alçak kocadan bir seri katil sevgiliden, aşkım Terry'nin intiharından sikik bir vampir barının kirli bodrumunda ölmek için yırtmadığımı söylersem inanın.
I know I've had some pretty shitty luck and it probably ain't too reassuring to be in a situation this fucked up with me but that is why you've gotta believe me when I tell you that I did not survive four lousy husbands a serial-killer boyfriend and the sort of suicide of my love, Terry to die in a dingy basement of a fucking vampire bar.
Vampir kanının tadını sevmiyorum bile ama kanıma karışınca onunla birlikte oluyorum.
It ain't. I don't even like the taste of V, but when I got it in me I am with her.
Tara'yı görmüyorsun Yenge. Vampir kanından oluyor.
- Auntie, that's not Tara, that's the V.
Şerifiniz işe yaramaz vampir severin teki.
That's who your sheriff is. - A no-good vamp lover.
Geber seni ibne vampir.
Die, you vampire fucker.
Adı, Henry idi. Henry Ellis. Temiz ve delici gözlerini görür görmez bir vampir olduğunu anlamıştım. "
His name is Henry, Henry Ellis, and I knew he was a vampire right away with his eyes as clear and piercing as I've ever seen. "
Görünüşe göre Maudette ve Dawn'ın eskiden Shreveport'ta takıldığı yerde bir vampir barı var.
Apparently, there's this vampire bar where Maudette and Dawn used to hang out at in Shreveport.
... görüntüler dev bir vampir yarasadan. Düşünceler oldukça...
... of the giant vampire bat, thought to have gone ext...
Vampir öksürüğüyle koluna yönelmeyi kimse öğretmedi mi sana? Hayır.
Did no one teach you how to vampire cough into your arm?
Vampir öksürüğünü yapmıyor musun?
You didn't vampire cough?
Sen bir vampir, kurt adam, zombi, cadı veya yaratık mısın?
Are you a vampire, werewolf, zombie, witch or alien?
İnsanlar, kuduz veya porfiri hastalığı olanları hep vampir sandılar ama bu vampirler gerçek demek değildir.
People used to think people with rabies and porphyria were vampires, but that doesn't mean vampires are real.
Prusya'da şimdi, 1760'tı galiba, mezarlığa doğru yürüyorum ve cesetleri gömüyorlar cesetler gaz yada onun gibi bir şeyden kaçıyorlar ölü insanlara vampir diyorlar.
So this time in Prussia, 1760 something, so I'm walking through the cemetery and they're digging up corpses and the corpses would move from escaping gases and whatnot and so they're like staking dead people calling vampires.
İlk önce biraz vampir külü bulalım.
Ok, first, we get our hands on some vampire ashes, ok?
Bahtsız bir vampir-kurtadam ilişkisine hiç bulaşmak istemiyorum...
No, thanks. It's a polite way of me saying that I don't really wanna get involved in a vampire-werewolf star-crossed love affair.
Vampir olsa hadi neyse.
Vampires, maybe.
Bunlar klon vampir değil!
What? They're clones, not vampires!
Deacon, biraz isyankar genç vampir gibi.
Deacon's like the rebellious young vampire.
Vladislav, ortaçağda büyümüş yaşlı bir vampir gibi.
Vladislav, is just like this older vampire who grew up in the medieval times.
İlk vampir olduğumda oldukça zalimdim.
When I first became a vampire I was quite tyrannical.
Dört vampir aynı evde kaldığınız zaman tabii ki de biraz gerilim oluyor.
When you get 4 vampires in a flat obviously there's going to be a lot of tension.
Ben 16 yaşımda vampir oldum.
Well, I became a vampire when I was 16.
Vampir gönlünden bir şeyler mi koptu?
I'm here to offer you a gift.