Vasıl traducir inglés
113 traducción paralela
Henüz o kadar vasıl olamadım.
That I have not as yet reached.
"Sen, bir kez ölüler diyarına vasıl olduğunda..."
" When thou descendest once the shades among,
Sen yapmak zorunda olduğunda, birşeylere vasıl oluyorsun...
You get through anything when you have to, but it was....
Onlar da dervişler, Lâkin menzilimize henüz vasıl olmadık.
They are dervishes, but we haven't arrived yet.
Kuş gribi en sonunda vasıl oldu.
Bird flu has finally arrived.
Hani, Colby ile ilgili olan onca şey ondan önce de Adalet Bakanlığı işim. Hâlâ bunu tartışmaya vasıl değil misin?
You know, with everything that happened with Colby, and my work for the DoJ before that... still not at liberty to discuss it?
Bazı parçacıkların fakat tümünün değil nasıl kütlelerine vasıl olduklarını.. .. açıklayan teorisel bir mekanizma aklına gelmiş.
He came up with a theoretical mechanism that could explain how some but not all particles attain mass.
Bu olayda bir sürü baskı yapılıyor, özellikle "The Observer" vasıtasıyla ben de burada oturup...
There's a lot of pressure on this case, especially from The Observer. And I can't just sit here and...
Sevgi veya para karşılığında vasıta bulamıyorsun!
You can't buy a ride for love or money!
Aslında hiçbir yeteneği yok sayılır. Bazı doğal yetenekleri haricinde vasıfsız.
As a matter of fact, she has absolutely no talent at all... except, that is, maybe a little natural talent.
Bu, göz aldanmasıyla oluşmuş bir gerçeklikti ve orada gerçekten bulunan şeylerin açığa çıkmamış zenginliklerini onun vasıtasıyla keşfetmemiz gerekiyordu.
It was a trompe-l'oeil reality... through which we had to discover... the potential richness of what was really there.
Neden bazı çalışanlar "vasıflı emekçi" olarak adlandırılır da mesela aktörler ve devlet memurları böyle anılmazlar?
Why are some workers called "skilled laborers" when civil servants or actors are not?
Gittiğimiz okulda bize öğretildi ki hepsinin akıllarında aynı amaç olan, uygun eğitimli liderlik vasıflarına sahip 13 koloni imzalayacakları bir kağıt önlerine konmadan önce Bağımsızlık Savaşı sonrası 1776 dan 1787 ye kadar 11 yıl boyunca barış çabası içinde olmuştur.
The school I went to taught us that the 13 Colonies with proper, educated leadership, all with the same goal in mind after the Revolutionary War, took from 1776 to 1787 11 years of peaceful effort before they came up with a paper that all 13 colonies would sign.
Bunun aracılığıyla Colossus bizimle iletişim kurabilir - afedersiniz beyler - ve biz de bu cihaz vasıtasıyla ona cevap verip iletişim kurabiliriz.
Through this Colossus can communicate with us, excuse me gentlemen, and through this machine we, in turn, can communicate with Colossus.
Britanya Uçak Pilotları Birliği, tam vasıflı pilot olmanın iki değil, altı yıl sürdüğünü belirtmek ister. SON YAZIDAN DÖRT YIL SONRA
the british airline pilots association would like to point out that it takes a chap six years to become a fully qualified airline pilot, and not two.
En iyi olasılıkla, onu devre dışı bırakırız 1 numaraları bilgisayar vasıtasıyla. Tamam mı?
The best hope of cracking it is to be grindingly thorough with the help of computer number one.
Ağır vasıtanın ona nasıl ulaştığını bilmiyorum.
- I don't know how the heavier car caught up with him.
Sence nasıl bir iş için vasıflısın?
What kind of work you think you'd be qualified for?
Churchill Bevin'in en temel vasıflarına hayranlık besliyordu, onun hedefe yönelimi, ve bariz arzusu, bağlılığı, Bevin'in de parçası olduğu, politik parti kararlarını baskılaması.
Churchill grew in admiration of the great fundamental qualities of Bevin - his single-purposeness and the obvious desire, determination, on the part of Bevin, to suppress all party-political considerations.
Benim küçük tecrübem,.. .. görünüşe bakılırsa,.. ... kayıp kurşun kalemleri bulan, ve yatılı okullardaki genç bayanlara tavsiye veren bir vasıtaya dönüşüyor.
As to my little practice, it seems to be degenerating into an agency for recovering lost lead pencils and giving advice to young ladies from boarding schools.
Arkadaş vasıtasıyla olmazsa erkeklerle nasıl tanışacaksın?
You know, where are you gonna meet guys if not through a friend?
Yanımda Ted gibi bir refakatçi varken liderlik vasıflarımı geliştirmemi ve kararlarımı kendim almamı nasıl bekliyorsunuz?
How the hell do you expect me to develop leadership abilities... And learn how to make decisions on my own if I have a chaperone like Ted around?
Sinyal buradan uydu vasıtasıyla tüm dünyaya yayılıyor.
The signal goes out through the satellite all over the world.
Cammy'i çözümleyerek Shadowloo'nun bu yüksek vasıflı katilleri nasıl yarattığını anlamalıyız.
We should be able to find out how Shadowloo is able to create these highly-skilled killers by analyzing Cammy.
Başarılı olunursa ilk kez solucan deliği vasıtasıyla iletişim yapılmış olacak.
If successful, it will allow communication through the Wormhole for the first time.
- Ne zaman ve nasıl iletişim kurdunuz? - Bir aracı vasıtasıyla.
Through an intermediary, Don.
Asıl transfer, burada bulunan, biyo-elektrik mikro-fiberleri vasıtasıyla yapılıyor.
The actual transfer took place through these bioeIectric microfibers.
Sovyet iş gücü, barajları yükseltmeye ve sanayi fırınlarını yakmaya uğraşırken Amerikan şirketleri sözleşmelerle, vasıflı mühendis ihtiyacını karşılıyordu
While Soviet muscles strained to raise dams and blast furnaces, American corporations supplied skilled engineers on contract.
Diplomatik bir yaklaşım olarak, karşılıklı veya Birleşmiş Milletler vasıtasıyla görüşmek te masadaydı.
a diplomatic approach, either bilaterally or through the United Nations.
Grup görünüşe göre durmayacak! ve Liderleri ise, Jimbo Kearn, Herkes onun nasıl savaştğını ve nasıl liderlik vasıflarına sahip olduğunu biliyor!
The group seems to be lead my millitary master mind and right-winged radical, Jimbo Kearn, who is known for his guerrilla fighting and leadership skills!
Payımıza, ithamlar vasıtasıyla savaşa katılıp yok etmek düşüyor. Haşereleri yok etmek...
Now it falls to my lot to join the fray, to join in battle and to exterminate, by means of this criminal indictment, to exterminate the vermin...
Rahip, binlerce silahlı çatışma vasıtasıyla savaşta, muhaliflerin geometrik dağılımının istatiksel yöntemlerle tespit edilebilen bir unsur olduğunu belirledi.
Through analysis of thousands of recorded gunfights... the Cleric has determined... that the geometric distribution of antagonists in any gun battle... is a statistically predictable element.
Bu adamın elindeki mal satılık.
This is Adrik Vas.
Neden iyi bir liderin vasıfları, duygu, empati, bağlılık gibi kadınsı özellikler olmasın?
Why can't female traits, such as emotion, empathy, connectedness.... Why can't these things be signs of good leadership?
İyi bir kız olursan, sana gerçek ağır vasıtanın nasıl olacağını gösteririm.
And if you're nice, I'll show you what a real big rig looks like.
130 yıl sonra uydular vasıtasıyla konuşuyoruz.
130 years later we're talking through satellites.
Marxus denilen hastalık. Kuzey koreli casuslar vasıtasıyla.. .. bütün ulusa yayılıyor.
The so-called Marxus Disease that the North Korean spies carried is spreading across the nation
Senin vasıflarında birinin buraya nasıl geldiğini merak etmeden duramıyorum.
I can't help wondering what someone with your credentials is doing in a place like this?
İkisi de, pardon üçü de tam olarak aynı, yalnızca bağlantılı, mücadeleci,... öznel konum vasıtasıyla erişilebilir olan evrensellik mefhumunu paylaşırlar.
They both share... sorry, all three of them, they share precisely this same notion of universality accessible only through an engaged, struggling, subjective position.
Shawn, para bir vasıtadır. Asıl önemli olan şey amaçtır.
shawn, the money... is a means to an end.
Çadır kuran vasıfsız işçiden trapez sanatçılığına yükseldim.
From Roustabout, setting up the tent, to performer, trapeze artist.
Teğmen Flynn bana Bilirkişi vasıtasıyla Dr. Rainey'in dosyalarını tarama olasılığından bahsetti.
Lieutenant Flynn reminded me about the possibility of going through Dr. Rainey's files via the special master process.
21. yüzyılda, rastoranlarda herşey bilgisayar vasıtasıyla yapılıyor.
In the 21st century, restaurants do everything on computer.
Ona yanındaki kılık değiştirmiş Tokra vasıtasıyla bir mesaj gönderebiliriz.
We can send him a message through the undercover Tok'ra in his midst.
Bir istihbârat görevlisini başarılı kılan yüksek nitelikler, kuşkulu bir akıl, ayrıntıya ve karmaşıklığa karşı bir tutku, gözleyeceğin birine ait yüksek vasıflardır.
The very qualities that make a good intelligence officer, a suspicious mind, a love of complexity and detail, are the very qualities of someone you'll be observing.
Şimdi, bunu nasıl açıklarsınız elden çıkardığınız yol, davranış, vasıta tüm bunlar sizin Hristiyan ya da ateist olmanız noktasında önemsiz eğer kalbinizde doğru değilseniz.
Now, how you express that, the way, the manner, the means at your disposal, these things are of no consequence, be you Christian or atheist, unless in your heart you are true.
L ile Watari vasıtası ile iletişim kuracağız.
We can contact "L" only through Watari.
Ölçümler, L-şekillinde vakum borusu vasıtasıyla dört kilometre boyunca lazerle vurularak alınır.
Measurements are taken by shooting lasers through an L-shaped vacuum pipe with four-kilometer arms.
Bu vaka, standart bir salgın taşıyıcısı vasıtasıyla yayılıyor, ve çok bulaşıcı.
This phenomenon is spreading along a standard disease vector, and it's very contagious.
Bugün Paraguay'ın her yerinde, korunmasız tarım işçilerinin kullandığı basit veya mekanik püskürtücüler vasıtasıyla Roundup sıkılıyor.
Today, Roundup is sprayed, all over Paraguay by plane or mechanical spreaders driven by unprotected farm workers.
Kıtlık, salgınlar, kılıç ve yeryüzünün canavarları vasıtasıyla öldürmek.
To kill with sword, famine, plague and by means of beasts of the earth.