Vatansever traducir inglés
789 traducción paralela
Siz ülkenize gerçek bir vatansever ruhuyla hizmet ediyorsunuz, Baron.
You serve your country, dear Baron, with true patriotic zeal.
Sadece duygusal değilsin, aynı zamanda vatansever de oldun.
You're not only a sentimentalist, but you've become a patriot.
- Pek vatansever, Sir Barham.
- Most patriotic of Sir Barham.
Yoksa dün geceki vatansever atıfların boşa mıydı?
Or was that hot air last night, that flag-waving?
Kulağa oldukça vatansever geliyor.
Has a nice patriotic ring to it.
Bu yüzden ona Vatansever Çocuk diyorlar.
That's why they call him the Yankee Doodle Boy.
Üç yıldır bir casus şebekesine yardım etmek için vatansever bir şekilde köle gibi çalışıyormuşuz.
We've been patriotically slaving for three years... to help a spy ring.
- Peki, bu adam vatansever mi?
- Is this man a patriot?
- Evet, vatansever.
- Yes, he is a patriot.
Bizim olmayı ümit edeceğimizden de öte bir vatansever.
A greater patriot than any of us can ever hope to be.
Çok büyük bir vatansever.
He is a great patriot.
Karın bıraktığı adamı bekliyor ülkesini seven, vatansever adamı.
Your wife is waiting for the man who went away, the man who loved his country, the patriot.
Ada sakinlerinin büyük kısmı vatansever.
Most of the people on the island, the natives, are patriots.
Efendim, hazine Casablanca'da bulunursa vatansever olduğum kanıtlanmış olur.
Well, sir, if the treasure is found in Casablanca it'll prove that I acted as a patriot. - I see.
Buraya gelen her İrlandalı vatansever için de harika olmaz mıydı bu?
Who's here would be the valiant piece for every Irish patriot who come.
Henüz yataktan çıkmamış gibiyim Bence o dinozor konuşabilseydi her vatansever vatandaşın söyleyeceğini söylerdi : "Bahriye'ye kapım açık."
I'll bet if that dinosaur could speak, he'd say what any public-spirited citizen would, "For the Navy, anytime."
Bu kutsal kıvılcım ister rahip olsun, ister asker, isterse sanatçı, vatansever, aşık veya devlet adamı bir ölümlünün kalbinde alev alev tutuştu mu o kişinin yaptığı işler insanlığın gidişatını değiştirir ve onun adı çağları aşar.
When this divine spark flames in the soul of some mortal... Whether priest or soldier artist or patriot lover or statesman his deeds have changed the course of human events and his name survives the ages.
Lucie ve Manfred'in hayatlarının... vatansever, yumuşak, kibar ellerde sıcacık ve güvende olduğunu... bilmek seni rahatlatacaktır.
And if something did happen unpredictably... you'd still have the comfort of knowing that the lives of Lucie and Manfred... would be safe and snug in the soft, gentle, tender hands... of that brave little band of patriots he's gathered around him.
Kendilerini vatansever olarak görüyorlar.
They consider themselves patriots.
Pek çoğu vatansever, hayal kırıklığına uğramış liberal ya da şantaj kurbanıdır. Çoğu zaman işe duygularını katarak pazarlık güçlerini zayıflatırlar ve bu da iş konusunda makul kararlar vermelerine engel olur.
They are patriots, frustrated liberals or victims of blackmail whose emotional involvement weakens their bargaining position and destroys sound business judgements.
Biz öğretmenler vatansever olmalıyız.
We teachers must be patriotic
Seni vatansever olmaktan alıkoyar.
It'll keep you from getting patriotic.
Boş bir mideyle vatansever olmak hayli zordur.
It is hard to be a patriot on an empty stomach.
O bizim için bir kahraman ve vatansever.
We consider Rupert a hero and a real patriot.
Hem vatansever olup hem de kendine yardım edebilirsen neden olmasın ki?
But if you can be a patriot and still help yourself along okay, why not?
- Aynı zamanda vatansever.
- And a patriot.
Vatanseverlik eski moda olabilir ama bir vatansever dürüst bir insandır.
Patriotism may be old-fashioned, but a patriot is an honest man.
Aslında bir elveda şiiri vatansever Masatsura Kusunoki yazmış.
This is based on a farewell poem by the patriot Masatsura Kusunoki.
İyi ve vatansever bir Polonyalı. Merak etme.
A good Pole, I can assure you.
Ama sen gelip vatansever kesildin.
Instead you arrive and start acting all patriotic.
- Gerçek bir vatansever gördün mü hiç?
- Have you ever seen a true patriot?
Gerçek vatansever, linçe susamış bir grup, şu kapının dışında.
Real star-spangled-banner, hell-for-leather tricksters, right outside that door.
Yüzbaşı Holt, sizi ve adamlarınızı bu vatansever iş için tebrik ediyorum.
Captain Holt, I want to compliment you and your men on a fine, patriotic job.
Kendisi 30 yaşlarında ülkesinin... durumuna üzülen, bir vatansever.
He's 30 and he's always gotten bored. He's hoping for a change.
Annesi 15 farklı vatansever kuruluşun lideri.
His mother is head of 15 different patriotic organizations.
- Bir vatansever.
- A patriot.
Herkes vatansever olarak konuşuyur.
Each speaks with the voice of a patriot.
Kendimi vatansever falan hissettirdiği yok.
Doesn't make me feel patriotic.
Beyler, umuyorum ki hepiniz gerçek bir vatansever gibi davranacaksınız. Başarılar diliyorum.
Gentlemen, I expect you to conduct yourselves as patriots... and I wish you success.
- Sen bir vatansever değil misin?
- Aren't you a patriot?
Gerçek bir vatansever!
A true patriot!
Eski kafalı bir vatansever olmaktan gurur duyuyorum ve ülkemi kurtaracaksam düşmanı yok ederim.
I'm proud to be an old-fashioned patriot and I'd destroy any enemy if it meant saving my country.
Güzel vatansever şeyler.
Good, patriotic stuff.
Nasıl bir vatansever olduğunu bilirsin.
He was a great patriot, you know.
Çünkü o bir vatansever ve vicdan sahibi biri. Yada yaşayan en boş adam.
Because he's a patriot and a man of conscience... or perhaps the vainest man alive.
Bir vatansever elbet ve çokta cesur.
A patriot, of course. And very brave.
Onu Polonyalı bir vatansever mi öldürdü?
Killed by a Polish patriot?
Polonyalı vatansever cinsi sapıksa eğer.
Providing the Polish patriot was also a sexual degenerate.
Bunlar Polonya'nın ihtişamını öven vatansever parçalardı.
Well, madam, they were patriotic pieces, celebrating the glory of Poland.
Çok vatansever.
Welcome to Germany, soldier.
Güney Birliklerimize önderlik yapacak, ondan daha iyi, daha cesur, daha vatansever biri olmadığına eminim Chance Wayne.
- Who's that?