Ve sen bunu biliyorsun traducir inglés
672 traducción paralela
Onun hakkından gelebilirim ve sen bunu biliyorsun.
Now look, I can lick you and you know it.
Ve sen bunu biliyorsun.
And you know it.
Bu çocuğun başka bir jüriyle şansı yok, ve sen bunu biliyorsun.
This kid wouldn't stand a chance with another jury, and you know it.
Seni eve almamın nedeni bu değil, ve sen bunu biliyorsun.
That's not why I took you in, and you know it.
Şimdi, Tom, bu polis örgütüne insafsızlık olur, ve sen bunu biliyorsun.
Now, Tom, that isn't fair to the police department, and you know it.
Rastlantı değil ve sen bunu biliyorsun.
It's not a coincidence and you know it.
- Ben biraz abartırım ve sen bunu biliyorsun.
- I exaggerate, and you know it.
Babamın ölümüyle ilgili yapacak hiçbir şeyim yoktu, ve sen bunu biliyorsun.
I had nothing to do with my father's death, and you know it.
Sevdiğim biri yok, ve sen bunu biliyorsun.
I don't love anyone, and you know it.
- Ve sen bunu biliyorsun.
- And you should know.
Halka yayıldığı için buraya geldi ve sen bunu biliyorsun.
He came because of public opinion, and you know it.
Başarılı olamaz ve sen bunu biliyorsun.
It cannot succeed and you know it.
Marty, hasta olacak en son kişi, ve sen bunu biliyorsun.
Marty's the last guy to crack up, and you know it.
Orada inşaat yapmak zorundayım, ve sen bunu biliyorsun.
I have to build there, and you know it.
Senin kulun kölen olan onlar uyanıyorlar, vatandaş olarak haklarını istiyorlar, ve sen bunu biliyorsun.
Those who have been your "subjects" are waking up to their rights as citizens, and you know it.
Ben gerçeği söylüyorum ve sen bunu biliyorsun Carter.
I tell the truth and you know it, Carter!
Daha iyi olacak gibi de değiller, ve sen bunu biliyorsun.
They're not going to get any better and you know it.
Ve sen bunu biliyorsun!
And you know it!
Hiç bir şey almadım ve sen bunu biliyorsun.
I didn't take nothing, and you know it.
Bu adamın hiçbir şansı yok, sen de bunu biliyorsun ve ona bir şans vermiyorsun.
Murder. This man hasn't got a chance, and you know it, but you never give anybody a chance.
Sen de bu işin içindesin ve bunu çok iyi biliyorsun.
You're hooked, and you know it.
Sen çok iyi dans edersin ve bunu biliyorsun.
Oh, you're wonderful, and you know it.
Biliyorsun, tıpkı senin gibi Yahudi olan bir sürü çocuk var ve sen bunu söyleseydin, Yahudiliğin kötü bir şey olduğunu, gurur duyulacak bir şey olmadığını kabul etmiş olacaktın.
See, there's a lot of kids just like you who are Jewish and if you said it, it would be admitting there was something bad in being Jewish and something swell in not.
Böylesine öfke patlamalarına ve sinire gelin gitmeyeceğim ve sen de bunu gayet iyi biliyorsun.
I'm sick of it! I'm not going to marry into hothead shoutings and nerves and you might as well know it now.
Sen bir Yahudi'sin ve bunu biliyorsun.
You're a Jew and you know it.
Hiçbir tavuğu boğmadım ve sen de bunu biliyorsun.
I never strangled a chicken, and you know it.
Seni ilk gördüğüm andan beri seviyorum ve sen de bunu biliyorsun.
I've loved you from the first moment I saw you, and you knew it.
Yapacaktır. - Ne dersen de Berlin'e... Burada bir başımızayız ve bunu sen de biliyorsun.
- No matter what you say... to Berlin we're only a side show and you know it.
- Evet ve sen de bunu biliyorsun!
- Yes, and you know it.
Bu doğru değil ve bunu sen de biliyorsun.
It's wrong, and you know it.
Hayır, ve sen de bunu biliyorsun.
No, and you know it.
Senin için çıldırıyorum, Eddie, ve sen de bunu biliyorsun.
I'm crazy about you, Eddie, and you know it.
Seni mahvederim çünkü böyle bir skandala karşı dayanamzsın ve bunu sen de biliyorsun.
It'll break you because you can't stand a scandal like that and you know it.
Bu doğru değil, ve sen de bunu biliyorsun.
That's not true and you know it.
Danny, bu aptalca ve sen de bunu biliyorsun.
Danny, that's stupid and you know it.
Bu halinle insanlara liderlik etmeye hiç hakkın yok, ve bunu sen de biliyorsun.
You have no right to lead anyone this way, and you know it.
Ya onlar ya bendim, sen bunu biliyorsun ve bu kasaba da biliyor.
It was them or me, you know it and this town knows it.
Kişisel bir mesele haline gelecek ve bunu sen de biliyorsun.
It becomes a personal matter and you know it.
Sen bebekken iksirin içine düştün... ve iksirin etkisi sende kalıcı oldu, bunu biliyorsun.
You fell into the potion when you were just a baby and the effects... of the potion on you are permanent, you know that.
Senin için yaptıklarım dostluktan da öte, ve bunu sen de çok iyi biliyorsun.
Everything I've done was out of friendship for you, and you know it.
Bu saçmalık ve bunu sen de biliyorsun.
That's crap and you know it.
Anlaşılamaz derecede saçmaydı ve sen de bunu gayet iyi biliyorsun.
It was incomprehensible rubbish, and you know it.
O kurallar bu bina için yeterli değil, ve bunu sen de biliyorsun.
The code's not enough for that building. And you know it.
Bu doğru, domuz-port... ve sen de bunu biliyorsun.
It's the truth, pig-pork... and you know it.
Ve bunu sen de biliyorsun.
And you know it.
Sen partisin ve bunu biliyorsun.
You're the Party, and you know it.
O tesadüften başka bir şey değildi ve bunu sen de bal gibi biliyorsun.
That weren't nothing but happenstance, and you know it.
Sesli düşünürsek, diyelim ki sen, Havana valisisin elinde üç kilitli kutu var ve bu kutuda krala ait çok değerli şeyler olduğunu biliyorsun. Bunu kalkıp da, bayrak gemisi gibi birincil bir hedefe koymazsın.
Thinking aloud suppose you were the governor of Havana, with a three-lock box and you knew it had something so valuable, belonging to the king you might not put it on a prime target like a flagship.
Artık iniştesin ve bunu sen de biliyorsun!
You're over the hill and you know it. You're terrified.
Bu tam bir saçmalık ve sen biliyorsun. Eğer o Starbuck ya da Boomer ya da yeni bir öğrenci olsaydı da bunu yapardın.
If it was Starbuck or Boomer or a first orbit cadet, you'd do it.
Ne yapılacağını biliyorsun ve sen bunu yaptın.
You know what to do. You just did it.
ve seni seviyorum 36
ve seni 22
ve sen 727
ve senin 20
ve sen kimsin 16
ve sen de 79
bunu biliyorsun 667
bunu biliyorsun değil mi 52
bunu biliyorsunuz 81
ve şey 20
ve seni 22
ve sen 727
ve senin 20
ve sen kimsin 16
ve sen de 79
bunu biliyorsun 667
bunu biliyorsun değil mi 52
bunu biliyorsunuz 81
ve şey 20