Verildi traducir inglés
6,361 traducción paralela
Bize yaşama şansı verildi.
Giving us chance to live.
İyi davranılmama mı karar verildi?
Am I due for a good threatening?
Sana yeniden başlamak için bir şans verildi.
You've been given the chance to start over.
İzin verildi.
Permission granted.
Öldüğünde, para Jülien'in erkek varisine geçecekti, ama şu an kral sizin çocuğunuzu kabul ettiği için, tekrar Lord Julien'in ailesine verildi.
Since he's dead, it would go to his male heir, but now that the king has claimed your child, it would revert to the head of Lord Julien's family.
Bize bir ödül sözü verildi.
We were promised rewards.
Ama son söz olmasa da, burada sana bir söz sahibi olma imkanı verildi.
But you've been given a voice here, if not the last word.
Ya inanılmaz şanslı ya da yaşamasına izin verildi.
He's either incredibly lucky or he was allowed to live.
Tanık korumaya alındı..... ve Antonis Cosse ismi verildi.
He was placed in witness protection and given the new name Antonis Cosse.
- Değişiklik yapma izni verildi.
Permission granted to adjust.
Maalesef, Ed'in görevine haklı nedenle son verildi ve yeniden işe alınmaya uygun olmadığı fikrine varıldı.
Sadly, Ed was terminated for cause and considered ineligible to rehire.
- İzin verildi.
Permission granted.
Udmurtlara kendi yaşam tarzların.. yeniden canlandırmaları için özerklik verildi.
The Udmurts were given autonomy to revive their own way of life.
Çuvaş'a özerklik verildi.
The Chuvash were given autonomy.
Zilpa ve Bilha teyzelerim Leban'ın cariyesinden olan kızlarıydı ve Leyya ile Râhil, çeyiz olarak Yâkub'a verildi. Yâkub, onları asla diğer eşlerinden kayırmadı.
My aunts, Zilpah and Bilhah, were Laban's daughters by a slave-wife, and were given to Jacob as part of Leah and Rachel's dowries, although he never treated them as lesser wives.
Seyyahlarla ilgili özel talimatlar verildi.
You were given specific instructions about the pilgrims.
10.000 verildi.
We have 10,000.
Millet, 15.000 verildi, üçgene vurma şerefi adına çok küçük miktarlar bunlar. Mahler'in 5. senfonisinin coşkulu son anlarında.
People, 15,000, that's a paltry sum for the honor of striking the triangle in the rapturous final moments of Mahler's fifth symphony.
Bana sadece 50 bin verildi.
I only got 50K to do it.
Güvenlik ekibi gönderildi ve polise haber verildi.
A security team has been dispatched, and police have been notified.
İzin verildi, Aday.
Granted, Candidate.
Evlatlık verildi, grup evlerine verildi.
Louis has had a rough time.
Bu yüzden FBI'ın, Ulusal Güvenlik'in Siber Suçlar Bölümlerinde alarm verildi.
Which is why cyber divisions of the FBI, Homeland, NSA, and Metro are all on the highest alert.
Başka bir tutsak tarafından adı verildi.
He was named by another prisoner.
Yani şimdi salıverildi ve sınırın ötesinde mi yaşıyor?
So she was released and now lives in elsewhere.
Herkes yangının nedenini bulmaya çalışıyordu. Birden babanın adı verildi. Tıpkı arkadaşın Chan Soo'nun adının verilmesi gibi.
Everyone was trying to figure out what caused the fire... when your father's name was suddenly mentioned like how your friend, Chan Soo, is being mentioned now.
Her şeyin yolunda olduğuna dair karar verildi.
That everything was fine.
Onlara brifing verildi.
They've already been briefed.
Sen. Senin adın verildi.
You. You have been named.
Bana, sana terfi önerme yetkisi verildi.
I've been authorized to offer you a promotion.
- İzci alarmı verildi!
- Sound the Squaw alarm.
Hepsini hatırlamıyorum, bazı anları. Ama bana bir mesaj verildi.
I can't hold on to all of it, just moments, but I was given a message.
Bu vaazlar sadece ölenler için değil hayatta olanlar içinde verildi.
The last rites are given to those not only who are about to pass but also as a celebration of life.
Neden sana verildi, tahminim, senin dikişlerini yanlış alan doktor iltihaplanmadan korktuğu için.
Why this was given to you, my guess is, the doctor who administered your stitches incorrectly feared repercussions.
Bana verildi.
It was given to me.
Sana verildi mi?
Given to you?
Karar verildi demek ki.
And it's decided?
Son verildi.
Terminated.
Kitleler tarafından görüldüğünüzde daha etkili olduğunuza karar verildi.
It's been decided that you're most effective - when seen by the masses.
Müdahale etmemeyi kabul ettiğin için yaşamana izin verildi.
You have been permitted to live based upon your agreed non-intervention.
Karar annesinin perşembe gecesi ağır bir kalp krizi geçirmesinden bir kaç gün sonra verildi.
The sudden decision came just days after. Miller's mother suffered a massive heart attack, last Thursday night.
Yeşil ışık verildi.
We are greened up.
Başlama izniniz verildi, teğmen.
You are cleared to engage, Lieutenant.
Tabii ki ona senin adın verildi.
Of course it was named after you.
- Sözler verildi, el sıkışıldı.
- Words were spoke. Hands were shook.
İdam kararı verildi.
His sentence is death.
Bir kere karar verildi mi kimse beni durduramaz.
'Cause once I get my marching orders, there ain't no calling me off.
Elden verildi.
Hand delivered.
Bay Schoenberg, size de aynı fırsat verildi ama iddianızın tanıtıcı noktalarını sözlü sunmayı da tercih ettiniz.
Mr. Schoenberg, you, too, were offered the opportunity to do so, but you have opted to present the introductory points of your argument orally, as well.
Ama BRIT Ödülleri, Earl's Court'ta verildi siz Notting Hill'de yaşıyorsunuz, o da Maida Vale'de yaşıyordu.
But the Brits were held in Earls Court. You live in Notting Hill and he lives... lived in Maida Vale.
Güneybatı Virginia ve yakındaki tüm mevcut kuvvetlerin vadiyi savunmak için Staunton'da toplanması emri verildi.
All available forces from southwestern Virginia and elsewhere are hereby ordered to assemble in Staunton to defend the valley.