Veririz traducir inglés
3,058 traducción paralela
Onlar zula için buradalar, o yüzden istediklerini veririz.
They're here for the stash so we just give them what they want.
Bizi avut ve sonra belki boşalmana izin veririz.
Entertain us, and then maybe we'll let you cum.
İyi bir iş çıkarırsan, gitmene izin veririz.
- Maybe if you do a good job, we'll go easy on you.
Bir şey bulursak size haber veririz.
If we find anything, we'll let you know.
Ne yapacağımıza orada karar veririz.
We'll decide what to do with her there.
Bu gecenin gidişatına göre karar veririz.
We'll see how tonight goes.
Sonra da bana gel. Duruma göre ne yapacağımıza karar veririz, tamam mi?
We'll then make a decision.
Birincisi, siz bakmıyorken kıyafetinden parayı alabilir ayrıca biz kıyafetleri kontrol ettikten sonra içeri getirip ona veririz böylece dışarı o şekilde çıkmak zorunda kalmaz.
One, she won't have access to the clothes to get the money back when you're not looking, and also then we can check it, and if it's clean, we bring her clothes back inside with us so she doesn't have to, you know, walk through the restaurant naked when we escort her out.
Burada kavga etmeyelim istersen, restorana zarar veririz.
Doing it here will only cause trouble for the restaurant.
En azından durup Jimmy'ye selam veririz.
But at least we get to stop by and say hi to Jimmy.
Ne avans, ne ikramiye ne de kasabada fazladan ayrıcalık veririz.
No advances, no bonuses, no extra town privileges.
Ya da Esther'in gelip onu öldürmesine izin veririz.
Or we let Esther come and kill him.
Sucrocorp'un herkesten fazla sizin için çalıştığına garanti veririz.
And, rest assured, no one works harder for you than Sucrocorp.
O bir robot, eğer patlarsa yeni bir tane sipariş veririz.
It's a robot, and if it blows up, well we just order another one.
* Veririz ağzınızın payını yaklaşırsanız yanımıza *
♪ Come around, we'll kick you down, yeah ♪
Kim Çinli kaltak kim değil sonra karar veririz.
Now, enough about who is and who isn't a Chinese skank.
Beş bin Polonyalıya veririz. Bize 22'şer bin kalır.
We chuck five to the Polack, leaves us with 22 grand each.
Boktan bir ofis, boş bir ünvan veririz.
Give her a shit office, meaningless title.
Bakın, eşyalarınızı bulur bulmaz size haber veririz Binbaşı.
Just kidding. Listen, we'll let you know as soon as we find your projects, major.
Yer mantarı bulmaya ihtiyacımız olursa sana haber veririz.
We got this. If we need to find truffles, we'll call you in.
Geç kalıveririz!
Uh, we'll show up late to the first time Andre "The Hawk" Dawson has signed autographs in Chicago in ten years.
Yılda bir kere veririz.
Watts a year later.
Ne olup biteceğine karar veririz.
We'll figure out what's next.
Sonra da protezin pnömatik mi yoksa elektronik mi olacağına karar veririz.
Later we will look at what you get as knee joint, pneumatic or electronic.
- Harekete geçtikleri anda haber veririz.
We'll let you know the moment they move.
Bu serserilerle ne yapacağımıza daha sonra karar veririz.
We'll deal with those bastards later.
Ne yapacağımıza oraya gittiğimizde karar veririz.
We'll go and we'll think when we're there.
İş bittiğinde beleş mal veririz.
- Free rock when we're up and running.
Önce geceyi geçirecek bir motel bulalım, sonra sabah ne yapacağımıza karar veririz, tamam mı?
We're going to find a motel to spend the night, and tomorrow we'll figure out what to do, okay?
Önceden haber veririz.
Well, I mean, hey, you know, we'll give them plenty of notice.
Onlara ara öğün veririz diye düşündük.
We thought we'd offer refreshments.
Ama herbirimiz ekip için canımızı veririz.
But each of us would give our lives for this Team.
Sana yemek veririz.
We'll feed you.
Bridget'e ucuz bir otelde ters giden bir uyuşturucu alışverişinde öldürülmüş süsü veririz.
We make it look like Bridget was killed in some drug deal gone bad in a flophouse or something.
Ailesine haber veririz.
We'll notify next of kin.
Biz kanıtları toplarız, birine veririz ve o ne yapılacağına karar verir.
We collect the evidence, and then we bring it to someone else to figure out what to do with it.
Hayat kurtarmak için karşılık veririz.
We fire back to save lives.
Takviye ihtiyacı duyarsak, haber veririz. Ama öncelikle kısa bir çıkış yaratmamız gerekiyor.
We'll call if we need backup, but we might have to make a quick exit.
Ya da onu doğrudan polise veririz.
Or I could hand him over to the police.
Özel bakıcısına yetecek kadar para veririz.
It'll give him enough money for round-the-clock care.
20 dakikada bir dururuz ve öpüşme molası veririz.
We could stop every 20 minutes and take make-out breaks.
Onu da veririz.
We give it anyway.
Görevini bir başkasına veririz.
Your responsibility will be given to someone else.
Biz, Lilyhammer'de dostlarımıza değer veririz.
We in Lillehammer know to value our friends.
Genelde yeni gelenlerin yerleşmesi için birkaç gün veririz ama eğer gelmek istersen, saat 2 buçukta Avrupa Finansal Kriz beyin fırtınası var.
You know, we, uh, we usually let the newbies get settled for a couple days, but there's a brainstorming session on the European Financial Crisis at 2 : 30 if you want to sit in.
Herhangi bir sigorta talebimiz olursa size haber veririz, teşekkürler.
If we need to make an insurance claim we'll get in touch, thank you so much.
Bak, biz böyle birbirimize hep gaz veririz.
Look, the point is that we feed off each other.
Haber veririz.
Will do.
Neşeli, ödül avcıları grubumuza katıl, yoksa seni yetkililere veririz.
Join our merry band of bounty hunters... Or we turn you over to the authorities.
Bulduğumuz şeyleri geri veririz.
We give stuff back.
Başka bir şey gerekirse haber veririz.
If we need anything else, we'll let you know.