Vermedi traducir inglés
5,939 traducción paralela
Bana sağlık verdi ama ölümsüzlüğü vermedi mi?
- He gave me health But not immortality?
- Paramı daha vermedi.
He ain't tipped me yet.
Abbott bana sahaya çıkmam için yetki vermedi ama ben verdiğini söyledim.
Abbott did not give me clearance to go on the mission, And yet i said he had.
Bana hiç cevap vermedi.
He never responded.
Evet, ama tanık davetimize henüz yanıt vermedi.
Yeah. But the witness has not responded to her summons.
Cevap vermedi.
She didn't answer.
İmdat çağrıma neden kimse cevap vermedi?
Why didn't anybody answer my distress call?
Arthur Campbell kesinlikle dokunup zarar vermedi.
And the Arthur Campbell touch certainly didn't hurt.
Neden oğlun sana bir araba vermedi?
Why didn't your son provide you with a car?
- Günü York'da geçirdiğime inanmış gibiydiler Bayan Baxter da onlara devam edecek yeni bir şey vermedi.
Well, they seem to have accepted the fact that I spent the day in York and Miss Baxter has given them nothing new to go on.
- General Tariq bana bir söz vermedi.
- Hamid : General Tariq promised me nothing.
Gördün mü bak, dediğim gibi girmeme izin vermedi.
Yeah, see? Like I said, wouldn't let me log in.
Anneme zarar vermedi.
He didn't hurt my mom.
Evet. Henüz cevap vermedi, ama lütfen o yanıt verene kadar uçuşu ertele.
As yet, he has not answered, but please hold the launch long enough for him to do so.
Ben araştırmaya başladığımda, o cevap vermedi.
When he didn't answer, I started snooping.
Onun şeytan olması bana kederden başka bir şey vermedi.
Having him as a demon has caused me nothing but grief.
Sana selam bile vermedi.
You didn't even say hello.
- Hayır vermedi.
- No, he didn't.
Noel sorusuna cevap bile vermedi.
You know, she never even answered that question about Noel.
- Mesaj attım ama cevap vermedi.
Did you tell Argent yet? Ah!
Kunal bana bir bardak su bile vermedi.
Kunal never even asked me for a glass of water.
Kapıya vurdum ama kimse ses vermedi.
Nobody answered.
O şansı vermedi.
He didn't stand a chance.
Henüz kimseye zarar vermedi.
She hasn't hurt anyone yet. She hasn't done a thing.
- Ne yaptığını biliyoruz! Evet, haklısın. Henüz kimseye zarar vermedi.
And, yes, you're right - - she hasn't hurt anybody yet.
Ona sarılmama bile izin vermedi.
He wouldn't even let me hug him.
- Bir dakika, sana anahtarı vermedi mi?
- Wait, he never gave you the key?
Harvey beni davana vermedi.
Harvey never assigned me to your case.
Adamin içeride beklememize izin vermedi.
Oye. Your guy wouldn't let us wait inside.
- Kulüp işi. Detay vermedi ama güvende olduğunu ve Juice'un kendisine yardım ettiğimiz hakkında hiçbir şey anlatmadığını söyledi.
She didn't give me any details, but she did say she was safe and that Juice didn't say anything about us helping him.
Koordinatları vermedi.
He won't give us the coordinates.
Ama ben, dostum onları ölçmek vermedi.
But I didn't gauge them, man.
Onunla yapmak ilgisi olsaydı, nasıl Nate vermedi kim hedef biliyor musun?
If you had nothing to do with it, how did Nate know who to target?
Senin başına gelen şey Tony... Benim de başıma geldi. Bu bize sadece yetenek vermedi.
The thing that happened to you, Tony, it happened to me too, but it didn't just give us abilities.
- Henüz cevap vermedi.
Uh, he hasn't responded.
Fakat demokrasi Mussolini ve Hitler'in ellerinde can vermedi.
However, democracy did not die in the hands of Mussolini and Hitler.
dedektif bana fazla bir seçenek vermedi evet çünkü durum biraz değişik yani
Detective didn't give me much choice, so... That's because you may be facing a manslaughter charge in the death of Isabel Greene.
O bana izin vermedi
She wouldn't let me.
O, kimseyle geçinemedi ve kimseye karşılık vermedi.
She didn't get along with anyone, and responded to no one.
Çünkü ahlaksızca, yasal da değil, ve bana paranın yarısını söz verdi, ama tek kuruş vermedi.
Well, because it's immoral, it's illegal, and she promised me half of the profits, and I haven't seen a nickel.
Stillman hala haber vermedi.
Stillman hasn't checked in.
Ama kimse cevap vermedi.
LATIN LOVER NARRATOR : But no one did answer.
Niye haber vermedi o zaman?
So, why didn't he turn him in?
O'na yüzlerce mektup yazdım. Birisine bile cevap vermedi.
I wrote him hundreds of letters, but he didn't reply to even one.
Her şeyi açıkladım ama cevap vermedi.
Laying it all out, you know, and I get no response.
Hiç cevap vermedi.
No response.
Yıllardır bu şehir bize atıklar dışında bir şey vermedi.
For years, this city's been giving us nothing but scraps!
Ve bana izin vermedi.
And he wouldn't give me a break.
Çağrılarıma cevap vermedi.
She's not returning my phone calls.
Geçen gece vermedi. Ana da uyuşturucu alırkenki görüntülerinin aynı amaca hizmet edeceğini düşündü.
Last night, he refused, so Ana thought a video of him buying drugs off the street would serve the same purpose.
Bu sabah gelmeyince ya da aramayınca, ben aradım ama cevap vermedi.
When she didn't come in this morning or call, I phoned, but got no answer.