English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ V ] / Volkswagen

Volkswagen traducir inglés

310 traducción paralela
Üstelik bir Volkswagen'in içinde.
I mean in a Volkswagen.
Volkswagen!
Volkswagen!
Kırmızı bir Volkswagen.
Item : One red Volkswagen.
Onun arkasında kamyon, Volkswagen üçüncü sırada onların arkasından da Chrysler Imperial geliyor.
Next, the Ford van, the Volkswagen and the Chrysler Imperial convertible, all doing about 50.
O bir Volkswagen'di.
It was a Volkswagen.
Volkswagen'in sağa dönmüş hâli.
It's a Volkswagen turning right.
Volkswagen'in sağa dönmüş hâli.
A Volkswagen making a right turn.
Şu Volkswagen'i buradan çıkarın.
Get that Volkswagen out of here.
Kırmızı bir Volkswagen.
A red Volkswagen.
Genelde Volkswagen'ını şuraya park ediyor.
He usually parks his Volkswagen over there.
Volkswagen mı?
A Volkswagen?
Kimse Onbaşı Clearboy'un Volkswagen'a ne zaman aşık olduğunu bilmiyordu.
No one knew exactly when Corporal Clearboy fell in love with the Volkswagen.
Duydum ki Volkswagen'la yatıp kalkıyormuşsun.
I understand you've been sleeping with the Volkswagen.
Bu Volkswagen'i çok seviyor olmalısın Clearboy.
You must love the Volkswagen very much, Clearboy.
Volkswagen susuz çalışabildiği için diğer tüm yaratıklar ölürken o kurtulacaktır.
Since the Volkswagen gets along without water she'll survive when other creatures die off.
Clearboy'un Volkswagen'e bir saplantısı var.
Clearboy has a thing about the Volkswagen.
Volkswagenler yüzemez.
Volkswagen can't swim.
Volkswagen'im.
My Volkswagen.
- Planım Volkswagen'imi alıp Kırmızı Kraliçe'ye gidip bir içki ısmarlamak.
- My plan is take my Volkswagen drive it to the Red Queen's and buy a drink.
İki araba kiralamanı istiyorum, bir Ford ve bir Volkswagen.
I want you to rent two cars, a Ford and a Volkswagen.
Üç tane kulüp açtı Ve kendisi gibi bir azize ile birlikte yaşar Kırmızı bir VW'su var
He has three nightclubs and is in a relationship with Johanna, a young lady with a red Volkswagen who is the secretary of the American embassy's cultural attache.
"Bu limanda, 150 Volkswagen yapmaya yetecek kadar kaporta malzemesi ve kaput bezi yok mu?"
It does not have enough wood e screens of the candles to make 150 layers for Volkswagen?
- 200 yıllık bir Volkswagen.
- It's a 200-year-old Volkswagen.
Burada yaşayan böcekler, tıpkı bir Volkswagen gibi hava girişine dayalı bir soğutma sistemi vardır, serin kalabilmek için çılgın gibi koşmak zorundadırlar.
The beetles who live here have an air-cooled cooling system like a Volkswagen, so they have to run like crazy to keep their cool.
Volkswagen modelleri gibi etrafta koşuşturmasına gerek yok.
She doesn't have to dash around like those Volkswagen types.
Bir Volkswagen'in var, ikinci el almışsın Bay Klommer'la yapılan sözleşmeye göre aldığında 56 bin kilometredeymiş.
You own a Volkswagen, which you bought second-hand, according to the contract, from a Mr. Klommer, with a mileage of 56.000.
Stinson Beach'te motoru çatlak bir Volkswagen'im var.
I've got a little VW at Stinson Beach with a cracked block.
Benim ki dışarıdaki Volkswagen.
I got this VW out there.
Araç 47 turuncu bir Volkswagen'i takip halinde.
Car 47 in pursuit of Volkswagen, orange,
Volvo arabadaki genç adam ve Volkswagen'deki diğeri.
The young gentleman in that Volvo car and the other one in the Volkswagen.
Volkswagen... Beckenbauer!
Volkswagen, Beckenbauer!
Eğer bana bir şey olursa... 20 sene içinde, Almanlar Volkswagen'i dünyanın her yerine sattıklarında çok sinirleneceğim.
If something happens to me... In 20 years when the Germans are selling Volkswagen all over the world, I'm going to be very angry.
Volkswagen yoktu ama üstünde komik adları olan değişik arabalar vardı.
We didn't have the Volkswagens but we had all those different cars with funny names on them.
Bir Volkswagen'de büyüdüm.
I grew up in a Volkswagen.
Volkswagen'deki adam kimdi?
Who's the guy in the Volkswagen?
Gunther, kendine yeni bir Volkswagen al.
Gunther, get yourself a new Volkswagen, huh?
Kahrolası şey Volkswagen ebadında.
The thing's the size of a Volkswagen.
Evet, Volkswagen'imle konuşmuştum.
Yeah, I did talk to my Volkswagen.
Avrupa'nın ortasında bir Volkswagen 1200'ün içinde yaptığıma?
That I'm in the middle of Europe screwing a Volkswagen 1200?
Bay Volkswagen'e de tutup bize araba yapamazsın dediler...
They told Mr. Volkswagen it was impossible -
- Volkwagen'in tadına bakma partisine ne dersin _
- How about a Volkswagen-tasting party?
Volkswagen.
Volkswagen.
98 model Volkswagen kullanıyor.
She drives a 1980 Volkswagen.
- 98 model Volkswagen, değil mi?
- 1980 Volkswagen, right?
Kafalarının patlatılması için Volkswagen'lerle buraya gönderiliyorlar.
I think they're sent down here in their Volkswagens and their sneakers, just to get their heads cracked open.
O kadar kıçı Volkswagen'e sığdıramazsın.
Can't get all that ass in a Volkswagen.
BATI ALMANYA VOLKSWAGEN
WEST GERMANY VOLKSWAGEN
Volkswagen'da bir grup kız geldi.
This group of females rolled up in a Rabbit.
Benim Volkswagen'im var.
Uh, I drive a Volkswagen.
Bir Volkswagen minibüs.
A Volkswagen van.
- Bir Volkswagen minibüs.
- A Volkswagen van.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]